Hepi Börtdey

39.6K 1.8K 325
                                    

*Şu bölümleri uzun sürede yazma alışkanlık mı oldu ben de ne. Yazasım gelmiyor ve sorunlar devam ediyor hala ama yazmaya çalışıyorum. Şu Nisan bitse de Astroloji de rahatlasa ben de :) 60.000 okuma için bekliyoruum :) Voteler ve yaptığınız yorumlar için de çok teşekkürler :D

İyi okumalar ~~

Genel olarak bi doğum günü şöyle hayal edilir :

Süper bi elbise içinde yapılı saçlar güzel makyaj falan fıstık gibisin.

En yakın arkadaşların hoşlandığın çocuk falan arkadaşlarının sana hazırladığı sürpriz  partiye gelmiş.

Hoşlandığın çocuk ya da veri veri taş sevgilin sana video falan hazırlamış süper bi hediyesi var falan. 

Ve sen müthiş bi yerde doğum gününü eeeen unutlmaz şekilde geçirirsin.

Gerçekteyse hiçbiri olmaz.

Yalan bunlar.

Yani olsa da bana olmaz.

Gerçi bi tanıdığımın sevgilisi 14 Şubat'ta buna Canon makine almış mesela. Bana gelse ya odun bi sevgili ya da yalnızlık...

Onu bıraktım Canon makine ne lan ?! Para mı sıçıyosun sen? Ayrılırsının yakında. Romeo ve Juliet yaşasaydı onların aşkı da biterdi. Daha yaşın kaç başın kaç ne profesyonel makine almalar falan ?

Ben mi odunum yoksa bunlar da mı sorun var. Benim sevgilim olsa kesinlikle almam öyle şeyler. Kız olan benim o alsın desem alacak birini hayatta bulamam. İstesem de alamam o ayrı mesele ama yani sonunda biticek ne alıyon? Hem ayrılınca makine kimde kalacak ?!

Kızın yerinde olsam siktim seni vermezdim makineyi geri banane lan mal gibi makine almasaymış bana . Erkeğin yerinde olsam da gider makineyi zorla alır ya da çalardım yani profesyonel makine sonuçta.

Bi de doğum günü yaza denk gelenlerden biri olarak çok çektim. Arkadaşların hepsi bir tarafta yok Çeşme'de kopuyor yok Bodrum'da finfanfon sen bahçeye düşmüş alınmaya üşenen don gibi kalmışsın evde.  Gelecek adam bulmak bi dert . Bi de yaz olduğundan başka işinin olmaması bi dert ohoo.

İşte böyle zamanlardan birinde Ela, ben ve Pelin oturmuş konuşuyorduk.

Ertesi günü doğum günüm var ve daha kutlayıp kutlamayacağım bile belli değil. 

Ela da bi tutturdu doğum günü yap eğleniriz diye. Ben boktan geçiceğini bildiğimden boşver falan diyorum. Kız yırtık dondan çıkar gibi benden hevesli ısrar ediyor.

"Ya bak bi kaç kişi çağırır evde koparız işte ya yap doğum günü"

"Yapsam nolcak ya ? Son güne bıraktım zaten kim gelcek ?!"

"Ya buluruz Erkan'ı ayarlarız  Burak falan da gelir."

Burak.

Hani böyle bi an olur da zaman donar bi isim ya da anı çok tanıdık gelir ama bi an için kestiremezsin. Ha işte bana da ondan oldu. 

Bi duraksama ... bi kararsızlık falan. Sonra aklımdan içinde doğum günü pastası öpüşmek ve Burak olan bir dizi hayal geçti.

"Off tamam yapalım." dedim sıkılmış gibi ama aslında aklım hala hayallardeydi.

Bu çocuk geçenlerde anlatmyor muydu yok sevgilimi doğum gününde öperken babası gördü diye.  Biz de babam da olmaz rahat rahat huhuu :)

O zaman ki aklımın yerine pancar koysam daha iyi çalışırmış valla bak. Ama tabi bitmiş olayın üstünden konuşmak kolay. Olmuş bitmiş  sonuçta , yaşarken öyle olmuyor tabi.

Ben bi hevesle koştum ilk Burak'ı aradım.

"Alo Burak yarın evde doğum günü yapıcam gelsene" dedim. 

"Tamam " dedi. 

Daha uzun ve özel bi konuşma bekliyodunuz di mi :) ama aynen böyle oldu.

Sonra Erkan'ı aradım çağırdım onu da tamam dedi.

Sonra da çabucak yarın oluverdi. Akşam uyuyamadım heyecandan ama sonunda sızım kalmışım ben de.

Annemleri evden yollamıştım, doğum günü pastam ise dondurmalı pastaydı.Sonuçta yazdı yani olabilir.

Ela beni hazırlamak için geldi işte bizim eve.

Ben de kot tişört takılmayı düşünmüştüm sadece. Kız kıyametleri koparmasın mı ?!

"Ne kot tişörtü ya doğum gününde az şık bi şey giy. Bugün senin günün."

"Evlenmiyorum sakin."

"Ya of şaka yapma. Bu ciddi bi konu canım benim. Elbisen ya da eteğin yok mu senin hiç ?"

"Var ama..."

"Tamam çabuk göster bakıyım hadi yalla"

Ela'nın tehtidleriyle gittim getirdim. Zaten elbise ve etek pek sık giymediğimden nerde olduklarını bildiğim bi etek ve bi elbise vardı sadece. Onlardan biri de annemin arkadaşına bol geldiği için bana kalan şu hafif kabarık eteklerdendi.

Kız elbiseyi görünce hemen onu giy gel dedi.Elbise de pembe askılı bi şeydi. Gittim giydim. 

Kız bi baktı sonra dön etrafında dedi. Sonra da 

"Git çıkar şunu" diye bağırdı artık nasıl bi etki bıraktıysam. Sonra çok mu kötü duruyo diye gidip aynaya bakınca fark ettim ki basketçilerin koltuk altından daha kötü bi durumdayım.Oramdan buramdan çıkan yağlar ve elbise altındaki bacaklar desen ayrı bi hikaye.

Bacaklarım pembe elbiseyi ele geçirmiş gibi duruyor.

İşte bu yüzden elbise giymiyorum. Oranı buranı kapatman otururken dikkat etmen falan gerektiğinden de değil.Yakışmıyor! Yakışssa her gün giyerim. Yok anacım yok . Bok gibi duruyor.

Bende hemen kabarık etekle beyaz kısa kollu bi tişörtü giydim. Bi de kız tişörtü içine sokturdu. Çorap falan giydirdi.

"Tamam güzelsin böyle devam." dedi.

Ama yüzde seksen beş başka deneyecek bi şey olmadığından.

Aynaya bi baktım. Bakmasaydım keşke!

Etek zaten kabarık. Götüm de kabarık ve büyük olunca böyle götü bi metrede arkadan giden teyzelere benzemişim. Tişörtü de içinde sokunca abooo ! Karnımı falan korseyle hallettim desem de götümü kapatamıyorum.

Dünya'ya yeni bı kıta gelmiş resmen.

Bana el sallıyo resmen "Ben burdayım!" diye.

Tam ben kendime bakıyordum ki kapı çaldı.

Koştur koştur gittim açtım. Kim gelmiş dersiniz?

Gerizekalı piç pezevenk kafasında masa lambası kırdığım oksijen israfı danagalak.

Diğer bi değişle Burak







Şişmanım , çirkinim eee ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin