&10&

10.1K 522 82
                                    

Bu ses de ne? Evet, evet sabahın köründe başımda büyük ağrıya sebep olan tak tak seslerini soruyorum. Galiba sonunda bilincim yerine geliyor. Ama ben Matt'le düğünümüzü görüyordum ve bu garip bir şekilde hoşuma gidiyordu. Uykuma geri gelmesi için ne kadar yalvarsam da gelmeyip başka diyarlara doğru ilerlemeye başladı bile. Hain uyku!

Sonunda göz kapaklarım yavaşça açılıp tavanla bakışmamıza izin verdiler. Bu arada, şu kafamdaki tak tak sesleri hala devam ediyor. Sesin nereden geldiğini anlamak için yatakta oturur pozisyona geldim. Sesin nereden geldiğini anlayınca kahkahalarımı tutamadım. Ne mi oluyor? Ashley banyodan ayağındaki babaannem döneminden kalma olan kunduralarla duştan çıkıyordu. Evet, evet KUNDURA! Kahkahalarım arttığı sırada Ashley'in ölümcül bakışlarına maruz kaldım.

"-kahkaha- Ashley bu –kahkaha- ne -kahkaha hal? Yok-yoksa zaman –kahkaha- makinesi mi –kahkaha- icat ettin? –tekrar kahkaha-" kahkahalarımın arasından konuşabildiğim tek kelimeler bunlardı.

"Susar mısın artık? Annem bunları yollamışsa benim suçum ne?" Dediğinde gülmemi durdurmaya çalışıyordum. Hangi büyücü ailesi kızına tarih öncesi zamandan kalma bir kundura yollar ki?

"Benim ailem yollar." dediğinde şok olmuşcasına ona bakıyordum. Sesli mi düşündüm?

"Hayır. Bu sadece Profesör Brington'ın dersinde öğrendiğim bir büyü. Bu arada Alex sen neden hala yataktasın? Yoksa unuttun mu bu gün saray gezisi var. AMAN TANRIM!!! Kraliçe Tatyana ve Kral Cristopher'ın sarayını göreceğiz. Tabi birde senin." dedi. Bunların hepsini tek seferde söylemesine karşı azım açılmış ona bakıyordum. Sonra yaptığım hareketler ve verdiğim tepkilerin saçma olduğuna karar verip normal halime geri dönebilmek için kafamı sağa sola salladım. Kendime geldiğimde ise kalkıp Ash'in yeni çıktığı banyomuza yöneldim. Bu gün saray gezisi olduğunu nasıl unuta bilmiştim?

*****

Duştan çıktım ve dolabıma yöneldim. Sanırım güzel giyinmeliyim çünkü orası benim sarayım. Yani.. Galiba öyle. Dolabımın önünde boş boş dikilirken Ashley yanıma gelip beni itekledi ve dolabımı incelemeye başladı. O dolabımı incelerken bende onu inceliyordum. Üzerine çok yakışan pudra rengi belinde siyah bir kemeri olan dizlerinin 1,5 karış üstüne gelen bir elbise giymişti. Eline almak için yatağının üstünde duran siyah çantası ve siyah platform topuk ayakkabılarıyla çok güzel bir kombin oluşturmuştu. Siyah hafif dalgalı saçlarını normal halinde bırakıp hafif bir makyaj yapmıştı. Ben onu incelerken o dolabımdan bulduğu kıyafetlerimle bir kombin yapmış yatağımın üstüne koymuştu.

"Giy!" dedi. Bende onu sorgulamayıp ne verdiyse giymeye başladım. Lacivert üstüne küçük narçiçeği renginde çiçekleri olan büstiyer ve siyah dizimin 2 karış yukarısına gelen eteğimi üzerime geçirdim. Güzel olmuştu. Biraz koyu olsa da fazlasıyla etkileyici bir kombindi. Hava hafiften estiği için Ashley yatağımın üstüne siyah ince bir kot ceket koymuştu. Onu üstüme geçirirken yanında duran lacivert üstünde aynı büstiyerimdeki gibi narçiçeği çiçekleri olan platform topuk bilekten bağlamalı olan ayakkabıları gördüm. Onları alıp ayağıma geçirdikten sonra dolabımın yanında olan boy aynasına yöneldim. Bu kız bu işten anlıyor. Sıra saçıma geldiğinde bizim odaya ilave olarak aldığımız makyaj masasının önünde elinde maşayla bekleyen Ashley'i gördüm. Gülümseyerek yanına gittim ve sandalyeye oturdum. O saçlarımı yaparken aynadan onu izliyordum.

"Kombin için teşekkür ederim. Eğer bana bıraksaydın hala orada kıyafet arıyor olurdum. Beni büyük bir zahmetten kurtarıyorsun." dedim minnettar bakışlarımı ona atarken. En güzel gülümsemelerinden birini yüzüne yerleştirdi.

"E, en yakın arkadaşımıza bir kıyak geçelim dedik fena mı olmuş? Hem bak çok güzel oldun."

"O senin güzelliğin kankaların bir tanesi." dedim. Aynadan ona öpücük atarken. O sırada yaklaşan ayak seslerini duydum. Yaklaşık 5 kişilerdi. Bu seslerden bizimkiler olduğunu anlamak çok zor değildi.

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Where stories live. Discover now