&13&

8.6K 433 56
                                    

*Düzenlendi*

Başımdaki inanılmaz ağrıyla birlikte gözlerimi açtım. Hastane odasına benzeyen bir odada tek kişilik yatakların birinde yatıyordum. Kolumda serum torbasının içinden akan kan vardı. Nerede olduğumu bilmiyordum ama tahminimce akademinin revirinde yatıyordum. Neler olduğunu hatırlamaya çalıştığımda gözümün önünde bayılmadan önceki olaylar canlandı. Lisa'yı daha önce de yenmiştim ama ilk kez böyle ağır bir yenilgiye uğratmıştım. Başıma tekrar keskin bir ağrı girince düşünmeyi bıraktım. Acaba ne zamandır uyuyorum?

"Kendine gelmişsin" odanın ortalarından gelen yumuşak sesle o tarafa döndüm. Üzerinde hemşire önlüğü olan 30'lu yaşlarında bir bayan bana gülümsüyordu. Bende ona hafifçe gülümsedim.

"Ne zamandır buradayım?" aklıma gelen ilk soruyu sormuştum.

"Yaklaşık 3 gündür. Bünyen çok zayıf düşmüş. Kendini biraz fazla zorlamışsın. Esmer iki kız 3 gün boyunca senin başında beklediler. Cadı olmalarına rağmen hiç uyumadılar. Yemek yememek için direndiklerinden bünyeleri yorgun düştü ve bayıldılar. Ama merak etme kötü bir durumları yok. Uyanınca onları yemekhaneye gönderdim. Birazdan gelirler. Ayrıca kıvırcık saçlı yeşil gözlü bir çocuk senin başından kızlar gibi hiç ayrılmadı. Diğer arkadaşlarında günde en az 5 kez uğradılar. Seni cidden çok seviyorlar" dedi yüzündeki tebessümle.

Bu uzun konuşmayı algılayabilmem yaklaşık 30 saniye sürmüştü. Her şeyi anladığım zaman hemşireye gülümsedim. Hemşire serum torbasındaki kanı değiştirirken içeriye çok yorgun gözüken Tyler girdi. Gözlerinin altı mosmordu ve suratında şu son 3 gündür uyumadığını belirten bir ifade vardı. Beni görünce gözlerini sonuna kadar açtı. Sonra kapattı hayal gördüğünü sanıyor olmalıydı. Onun bu haline gülümsemeden edemedim. Gözlerini açıp hala uyanık olduğumu görünce yüzünü kocaman bir gülümseme kapladı. Hızlıca yanıma geldi ve bana sıkıca fazla sıkıca sarıldı.

"Aman tanrım Alex! Öldüğünü sanmıştım." dedi. Çok fazla sıkıyordu ve nefes alamıyordum.

"Hemen ondan ayrılmazsan o değil sen öleceksin!" kapı tarafından gelen sesle Tyler beni bıraktı ve kapıya döndü. Ty yüzünden kimin geldiğini göremiyordum. Tyler yataktan kalkınca bana doğru gelen Matt'i gördüm. Kollarımı bana sarılması için açtım o da hemen sarıldı. Saçlarımın arasına bir öpücük kondurduktan sonra

"Senin için çok endişelendim!" dedi.

"İyiyim ben sadece biraz yorgundum." dedim onu iyi olduğuma inandırmak istercesine. Kollarını benden ayırdı.

"Gitmeliyim konseyin haberdar edilmesi gerekiyor." dedi

"Neyden?" diye sordum

"Konsey senin üç gündür baygın yattığını biliyordu. Uyandığını öğrenmeleri lazım." diye açıklama yaptı. Ona kafamı sallayarak onay verdim. Matt odadan çıkınca Tyler'ı aramaya başladım. Odanın içinde onu bulamayınca çoktan buradan gittiğini anlamıştım. Birkaç dakika boş boş etrafı inceledikten sonra kapının tıklanma sesiyle kafamı oraya çevirip

"Gel!" dedim. Kapıdan içeriye giren kalabalıkla ağzım açık kaldı. Profesörler, vampirler, cadılar ve kurt adamların birkaçı... Hepsi bana bakarken hala şoku atlatamamıştım. Hepsi sırf beni merak ettikleri için buradaydılar. Bunu hissedebiliyordum.

"Siz iyi misiniz Bayan Hataway?" diye sordu Profesör Brington.

"Evet gayet iyiyim." dedim gülümseyerek.

"Size demiştim o tarihin gördüğü en güçlü cadı!" dedi cadılardan biri.

"Bence bunun cadılıkla bir ilgisi yok. Damarlarında kurt kanı akıyor. Tabi ki iyileşecekti." dedi bir alfa.

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Where stories live. Discover now