&12&

8.4K 441 61
                                    

*Düzenlendi*

Sabah gözümü açtığımda sarayda bana verilen odada olduğumu gördüm. Saçmalamayın tabi ki kendi irademle kalkmadım. 5 gündür olduğu gibi Loretta beni sürükleyerek banyoya itti. Yoksa kalkmayacağımı hepiniz biliyorsunuz. Hayır yani anlayamadığım bir başka konu 12'ye kadar uyuyorsam ne olmuş? Normal bir insan 12 saat uyumalı. Bende öyle yapıyorum beni kimse dinle-

"ALEX! Bir saattir banyoda ne yapıyorsun acaba? Çık şuradan!!" Evet, Loretta günlük bağırma seansını gerçekleştirmiş bulunmakta. Loretta'nın sesiyle kendime geldiğimde 15 dakikadır kendimle, pardon, öcüye dönmüş kendimle bakıştığımı gördüm. Ya bu kız her sabah beni görünce nasıl çığlık atmıyor?

"Çıkıyorum şimdi!" Loretta'ya cevap verdikten saniyeler sonra giyinme odasındaydım. Dün giydiğim uzun elbisenin yerdeki görüntüsüne selam verip mecburen giydiğim uzun elbiselerden gözüme güzel gelen birini üzerime geçirdim. Saçlarımı normalden farklı olarak şık bir topuz yapıp taçların durduğu dolaba yöneldim. Bütün gün kafanı kaşındıran o taçlarla gezmek tam bir işkenceydi bana göre. El mahkum takıyoruz. Ne zormuş bu kraliçelik? Küçükken hep özenirdim onların taçlarına, uzun elbiselerine ama özenilecek pek bir şey yokmuş. Düşünceler içinde sade bir tacı kafama taktım. Bu gün 1 haftalık tatil bitiyor ve biz akademiye geri dönüyoruz. Derslerden baya geri kaldık. Özellikle ben. Cadı güçlerimi mükemmel denebilecek seviyede iyi ilerlettiğim halde kurt ve vampir tarafıma o kadar hakim değilim. Kafamdaki düşüncelerden sıyrılmamı sağlayan muhafızların önümde eğilmesi olmuştu. Onlar eğilinceye kadar yemek salonuna geldiğimi fark etmemiştim. Açtıkları kapıdan içeri bakınca Diana'yı gördüm (ona böyle seslenmemi istiyor). Kahvaltı sofrasında oturmuş hararetli bir şekilde Ashley ile muhabbet ediyordu. Ashley onun anlattığı konuya gülümsüyor gözleri parlayarak ona bakıyordu. Masadaki yerime ilerlerken onu bu denli neyin mutlu ettiğini düşündüm. Yerime oturmadan onlara baktım. Hala beni fark etmemişlerdi. Hafifçe öksürdüm ve dikkatlerini çekebildiğimde kocaman gülümseyerek

"Günaydın!" dedim. Onlardan da aynı cevabı alınca kahvaltı etmeye başladık.

********

"Evet Loretta eteği de koydum!" bıkkın bir sesle söylediğim bu cümleyle Loretta yeni bir şey sormaya başladı. Şu an ne mi yapıyoruz? Akademiye dönme zamanı geldi ve çanta hazırlamaya çalışıyoruz. Loretta habire onu aldın mı, bunu aldın mı cinsinden sorularıyla beni bunaltmaya devam ediyordu.

"Peki çiçekli bandana onu aldın mı?" üçüncü kez sorduğu bu soruyla gözlerimi devirdim.

"Loretta bunu tam üç kez sordun hiçbir şeyin eksik değil!" size söylemeyi unuttum Loretta da bizimle akademiye geliyor. Eğer şu zamanda sıkışma olayı olmasaydı zaten gidecekmiş. Bende bizimle gelebileceğini söyledim.

"Biliyorum, biliyorum ama ne yapabilirim çok heyecanlıyım." bu sözlerden hemen sonra kapı tıklanınca bakışlarımı oraya yönelttim.

"Gel!" kapı açıldı ve Ashley'in sabırsız bakışları odayı tarayıp üzerimizde durdu.

"Siz hala hazırlanmadınız mı? Herkes sizi bekliyor!" Loretta'ya 'Bak hep senin yüzünden!' adlı 9 numaralı bakışımı attım. O da bana 'Tamam be ne kızıyorsun?' adlı bakışından attı.

"Bakışmanız bittiyse gidelim. Tyler'ı çok özledim ve sizin yüzünüzden daha çok özleyemem!" Haklı kız. Bende Matt'i çok özlemiştim. Tam bir haftadır görmüyorum kıvırcığımı. Telefonla konuşuyoruz ama yetmiyor ki. Kime yeter? Ashley'le birlikte odadan çıkıp sarayın kapısına yöneldik. Kapıda bizi bekleyen Diana'yı gördüm. Gülümseyerek ona sarıldım.

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Where stories live. Discover now