&25&

4.8K 302 36
                                    

*Düzenlendi*

*Loretta*

Sabah Alex'in aksine çalan alarmın sesiyle uyandım. Dün yaşanan olaylar hala aklımdaydı. Beraber Matt ve arkadaşlarının ne kadar adi olduklarını yaşayarak öğrenmiştik. Bir de Ryan'dan hoşlanıyorum diyordum. Şimdi ne kadar bencilce de olsa halime şükrediyorum. Alex ve Ashley'e olanlar aklıma geldikçe Ryan'dan daha da soğuyorum. İkisi de sevgilileri tarafından yarı yolda bırakıldılar. Onların bu hallerine üzülüyorum. Alex her ne kadar unuttum dese de unutmadı Matt'i, Ashley ise farkında olmasa bile uykusunda o adinin adını sayıkladı. Onlar ise, kızlara çektirdikleri acıları hiç umursamayıp karşı tarafa katıldılar. Belki de hiç bizim tarafımızda olmadılar?

Aklımın her bir köşesini kaplayan düşüncelerimle yüzümü buruşturdum. Yatakta daha fazla kalmanın manası yok diyerek kalktım ve hala uyuyan arkadaşlarıma baktım. İkisi de dün gecenin izlerini taşıyordu. Ashley'in burnu kızarmıştı ve göz altlarında morluklar vardı. Alex ise tüm gece fark ettirmediğini sanarak ağlamıştı. Gözlerimi onlardan ayırıp banyoya girdim. Duştan çıktıktan sonra saçımı at kuyruğu şeklinde topladım. Dalgalı saçlarım toplanınca güzel durmuşlardı. Ama bunu umursamadım. Zaten kim arkadaşları neredeyse yıkılmış bir biçimdeyken saç düşünebilir ki? Kıyafet olarak ise tişörtüm dışında siyah giydim. O kırmızıydı. Cenazeye gidiyormuşum gibi bir izlenim veriyor olabilirim ama ruh halimi en iyi yansıtan renkler bunlar. Sıra geldi onları uyandırmaya. Yani günün en zor kısmına...

*Lyandra*

Ashley'i dün gece o halde bırakıp odadan çıkmak canımı acıtmıştı. Ama mecbur olduğum için çıkmıştım. Ashley ve Alex hiç hak etmedikleri şeyler yaşıyorlar. Her ikisi de tam birilerine güvendikleri zaman sırtlarından bıçaklandılar. Onlar için ne kadar üzülsem ve o adileri öldürüp sürüme yem yapmak istesem de elimden gelen tek şey arkadaşlarımı boş avutma sözcükleriyle avutmak oluyor.

Böyle durumlarda kendimden nefret ediyorum. Onlar acı çekip üzülürken hiç bir şey yapamamaktan nefret ediyorum. Bazı şeylerin karşısında elim kolum bağlı gibi durmaktan nefret ediyorum. Gözlerim arkadaşlarımın acılarını düşündüğüm için dolarken, derin bir nefes aldım. Göz yaşlarımı uzaklaştırdım ve kapatıcımı sürdüm. Bütün gece uyuyamadığımdan dolayı göz altlarımda korkunç mor halkalar vardı. Ashley'in iyi olabilmesi için bizim iyi olmamız gerektiğini biliyordum. Ama yine de içimde olan huzursuzluk tüm yaşam enerjimi emiyordu. Kol çantamı aldım ve sürümden birkaç kişiyle kaldığım odadan çıktım. Koridorlarda ilerlerken hedefimi çoktan belirlemiştim. Ashley'in iyi olduğundan emin olmalıydım.

*Buria*

Belki de pis beşliyi deşip köpeklere yedirmeliyim? Yok yok bu yeterince acı verici değil. Ya üzerlerine kezzap döküp gözlerini oysam? Sonra da tırnaklarını cımbızla çekerim? Bak bu iyi fikir. Kafamdan yüzüncü kez kurduğum intikam ve ismi lazım olmayan beşliye çektireceğim acıların planlarını attım. Dün gece Loretta'nın beni sihirle dışarı çıkarttığı odanın kapısına gelmiştim. 245 yıllık hayatımda ilk defa bu dört kız için endişeleniyordum ama onların odasından zorla atılmıştım. Ne var yani Ashley'in aklına Tyler'ı öldürmekle alakalı fikirleri soktuysam? Bence hepsi gayet yerinde fikirler. Kapıyı çalmadan direk içeriye daldım. Herkes buradaydı. Hepside Ashley'in başına toplanmıştı. Kapının açılma sesiyle kafaları bana döndü.

"Nabersiniz?" diye sordum nasıl olduklarını bildiğim halde.

"Berbat"

"Normalin baya altında kötü"

"Anlatacak bir kötülük kelimesi yok sanırım"

"Ben gerçekten iyiyim." İyi? Ashley'in her zaman söylenen iyiyim yalanlarından birini söylediğini sanmıştım ama sözlerine devam edince bu düşüncenin tamamen yanlış olduğunu anladım. "İntikamımı planlıyorum. Sizce nasıl bir intikam olmalı?" diye sordu. Fikirlerimi onlara sundum.

Kehanet; Melez Prenses (Tamamlandı)Where stories live. Discover now