Kelebek Misali Aşk

663 83 35
                                    

          Penceremden süzülen gecenin ışığına daldım gittim . Bir iç geçirdim uzaklara. Neden bilmem de olur bazı geceler insana.. Sana da oluyor mu ? Bazen sessiz sedasız , bazen hafif bir tebessüm görürsün camdaki yansımanda . Bir şeyler değişmiştir, emin bakışlar, kararlı bir duruş vardır , hiç göremediğin ama hissederken üşüyen buzdan taş olmuş bir kalbin.Ufak tefek güzel sözlere alev alacak ,eriyecek gibi değil sanki.

Biraz köşeye atılmış ,unutulmuş gibi gelir aşk . Önce üfle tozunu aşkın raflarının. Biliyorum inanmıyorsun ,biliyorum hep yanıldın.Belki de inanıyordun da ,göğüs kafesinde sıkışan o çırpınan kuşların hep kanadını kırdılar.Sen inatla sevdin. İnatçısında öyleee.. Kolay kolay sevmezsinde...

Hele bir de aşk dile kolay, kalbe zordur bakma sen. Ne diyordum ben aşk, büyük lokmadır.Kiminin boğazında kalır .Yutkunamaz , nefesi kesilir. Hafife alma sakın öyle , her çarpıntıya koşma, yorulursun bunu da unutma. Üstünden aylar geçse de hala kelebekler hala uçmak istiyorsa bırak izin ver onlara.Kelebek mezarlığına dönmüş kalbine bir şans ver aşktan yana. Samimi olmak gerekirse , bahsettiğim o kelebekleri mahkum etmiştim gönlüme . Serbest bıraktım şimdilerde ,nasıl olsa ömrü kısa...Kelebek misali aşk... Ve hala ''inanmıyorum aşka'' yalanını her gün söylüyorum kendime... Tuhaf...

Aşk , aşk diyoruz da ,öyle iki cümleye sığmaz arkadaş. İki satırda da anlatılmaz. Bak şimdi aşk derindir. Her seferinde boğulmaya razı gelirsin.Ya sevgiye, ya acıya boğulursun. Yazarsın aklına geleni , kalbine düşeni kağıtlara. Öyle müsfette kalmaz, temize çekersin aşkı.

Çocuksu bir telaş sarar içini, koşarsın, terli terli içersin ya soğuk suları. Kana kana içersin... Ah be çocuk ! öyle güzel gelir işte. Yaramaz sevimli bir çocuk gibidir. Her şeye rağmen kızamazsın ona.O yüzdendir en çok canını yakanı daha çok aşık oluşlar. O yüzdendir acısını en derinden hissettiğin aşk.. Olsun be çocuk canı yanmayanın canı nasıl sağolsun...

Sonra bakarsın eski bir tanıdık gibi selam verir aşk . Görmezden gelemezsin.Bir ses , bir nefes olur aşk. Sen nereye bakarsan orda olur. Bazen kalabalıklar içinde çarpıp durduğun insanlar gibi önemsiz gelebilir. Tanımıyorsundur hiçbirini, sanki arasından tanıdık bir yüz gülümser gibi olur sana. Sende istemsiz kendi kendine gülersin ya, işte ondan...

Tertemiz gülüşlerde aşka dahil, bırak sen kirletenleri. Sen gül yeter ki acısı da aşka dahil. Çekmeye razı olsun. Yeter ki karşındaki haketsin. Değer vermeyeni , aşkın kıymetini bilmeyeni, baş üstü yapmayın; gösterin gidilecek yolu , dileyen kalbinizde, dileyen kendi yolunda kalsın. Aşkı büyük yaşayın .Aaa büyük yaşayamayacağın aşka da ,aşk deme kolay kolay.İncinirsin benden söylemesi.Ama aşka inanmaktan da vazgeçme. Bardağın kırılsa dahi, su içmekten vazgeçmediğin gibi...

Evett...Kelebekler kadar ömrümüz var belkide . Kelebek misali aşk , ne kadar da öleceğini bilse de,kanatların çırpınışlarında kaybolmak, sonsuzluğu keşfetmek gibidir..

''Gönlünü helalinden açtığın her kapı , kalbine tanıdık bir misafir değil, bir ömür kalabilecek gönül nasip etsin.Kelebekler gibi çarpan yüreğine aşkın en temiz hali, bir papatyaya konmuş yari denk gelsin...''

Aşkla kalın, Hoşçakalın (:

Sinem KABASAKAL

Papatya GönlümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin