Düğüm

241 21 6
                                    

       Saat 22:45 hava soğuk... Kalın battaniyee, yorgunluktan kapanan gözler...
Dakikalara dikkat etmem aslında ama bu saatlerin de bir sırrı var bilir miydiniz? . Ağır bir yükü bırakmış gibi yelkovan hızlı hızlı geçiyor geceleri.  Yazacak çok şey var bildiğiniz gibi. Ama her cümle başlamadan bitmiş gibi. Nokta konulmuş. Bazı  kelimeler kördüğüm olmuş,  herşeyde ufak birşeyler eksik gibi...
Satırlar arası yalnızlıklarıma birde kocaman bir hissizlik eklendi bu aralar.Birşeyler değiştiğinde olan, bir duygu sanki. Hissizlik, kocaman düğüm bu hikaye de. İyi mi kötü mü bilemediğin...
Mutsuzluk değil yüzümde ki ifade, naif bir bakış,  hunharca gülüşler içeriyor sanki :) "Neden bu kadar güzel gülüyorsun? der gibi aynalar". Halinden memnun  havası var.
Mutluluk mu?,   Mutluluk, sonbahar misali saçlarımın dökülen telleri,  köprücük kemiğinden süzülürcesine hafifti. Bir meleğin kanadı ne kadar ağır olabilir di ki. Annemin kollarını açıp sıcacık koynuna sarması gibi bir duygu.  Çocukluğumu görüyorum bazen aynaya baktığımda da,  kendi kendini teselli ederken buluyorum.  Koca bir yetişkin oluveriyor , içim düğüm düğüm. Sımsıkı sarılıp açılmayan bir ip gibi oluyor zaman .  Farketmeden geçerken takılıp kalıyor bir yerinde.  Herkesin bir hikayesi var bu düğümlerde.  Bazen  yaşamak gerekmiyor, yaşayandan dinlemek ders almak lazım. Masalları çocukları avutmak için anlatırlar diye bilinir. Hikayeler ise gerçektir.  Her hikayenin kahramanı, her masalın mutlu bir sonu vardır. Öyle gökten üç elma düşmez bayım. Kabaktan arabaları yoktur mesela.  Saat 12 yi beklemez hayallerin bitmesi için kahramanlar. Gemici düğümü gibi hayatlara , sabrı sûkut eder bu insanlar.
Tüm hayaller koskoca bir bulut yığını, arada şimşekler çakar, kararır gece,  hem gökkuşağı vardır,  hem yağmuru.
Onu bunu bir yana bıraktım şimdi, karşıma aldım tüm geceyii,  mis gibi ıhlamur kokuları altında yazdım içimden geçenleri, Yazdım yazdım da,  birde inancım olsa, yok artık bazı şeylere, belkide o yüzden hissizim,  O yüzden bu hikaye düğüm,  çözülür mü bilmem. Belki de sonsuza denk kördüğüm kalıcak bazı sevdalar, bir de hikayeler...
İnkar edemem koskocaman sarılasın gelir tüm yaşananlara, bilinmezlik koca bir girdap çünkü. İçine çekmesine izin vermemek lazım.  En sevmediğim huyum bu galiba,  ne yapacağını bilmeyen hallerim. Hafiften dolan gözlerim,  savunmasız sevdalara kanat açmış yüreğimin şimdilerde soğuk bir duvar oluşu.
       Duygularım hasta gibi , ne inancı var ne de hali,  yorgun mu bilmemmm.Tek bildiğim yalanla doğruyu birbirine karıştırıyor. Tek bildiğim masalları, gerçek bir hikaye zannediyor. Uzak tutmaya çalışıyor kendini, kalp kırmak aynaya bir yumruk atar gibi can yakmaz. Belki daha fazlası yanlışıyla,  doğrusuyla nihayetin de insanınız  dimi?.  Bir muhakeme edercesine içim düğüm düğüm. Kendi şarkısını çalar ellerim,  hayalleri peşimden koşan bedenim,  ritmine eşlik eder ruhumu şimdi yeniden inandırsa ,  yeniden dansa kaldırsa sevda. Kararsız adımlarıma bir dur dese.  Yada sussa ömür boyu, ne hissettiğini bilmeden yaşasa kalbim. Hepsi çok zor sankii yine bir gece ansızın gelen  bir his.
    Köşede duran çaydanlık...  ıhlamur kokusu...
  bir sonbahar günü.. Aylardan Ekim daha saat 20:54  tüm herşeyi bıraktım geceye, döktüm içimi.
Bir oh çektim derinden, yeni umutlara nefes aldım yeniden. Aynada gördüğüm çocukla, göz göze geldim.  Ruhumu teketmemesi için, onu özgür bıraktım. Avuçlarımdaki düğümleri sımsıkı tutmuştum kayıp gitmesin zaman.. Şimdi bırakma zamanı, daha fazla acı vermesin avuçlarıma...

"Akışına bıraktığın her dakika,  sabırla geçen her saniye,  her şerden sonra gelen hayrı bekler. Sen ne kadar uzaklaşmak istesende kendinden,  dönüp  dolaşacağın yer yine senden.  İşte o yüzden bir girdap olur, bilinmezlikler koskoca bir düğümm, koskoca hayaller..."
  

Medyadaki fon ile okuyun ve hissedin (:

⏩SİNEM KABASAKAL

Papatya GönlümTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon