9- Nedenler

150 55 4
                                    



            Mataranın içinde su kalmamıştı. Bölgelerinin dışından hiç çıkmamış oldukları için yolun bu kadar uzun olacağını tahmin etmemiş, bir yaşam izi bulacaklarını düşünmüşlerdi. Ama gerçek yüzlerine çok sert çarpmıştı.

Ülkeleri dünyayı yok etmişti.

Wesser hiçbir zaman milliyetçi olmamıştı, ülkesini sevmezdi, ama yaşanacak tek ülke de orasıydı zaten, diğer ülkeler hunharca yok edilmiş ve yumuşak kayalara dönüşmüştü. Oysa Çöpçü yaptığı iş her ne kadar aşağı olursa olsun gurur duymuş ve vatanına verdiği hizmetle övünmüştü, o çok sevdiği vatanı, ve kendisine defalarca tekrarlasa da bu yıkıntının tek sebebinin onlar olmadığını, açıkça onlardı ve bu on dokuz yaşındaki saf çocuğun inandığı her şeyin yıkılması demekti.

İnanacak, tutunacak bir şey olmayınca hiçbir şeyin anlamı kalmıyor. İşte o zaman ateşin aslında soğuk olduğunu anlıyorsunuz.

Eğer daha fazla dinlenirlerse susayacaklardı, ki sularının olmadığı düşüncesi bile susatmaya yetiyordu ve bu aslında hayatta kalmaya programlanmış olan beyinlerinin onlara oynadığı haksız bir oyundu, nereye gittiklerini bilmeden devam ediyorlardı.

Yeni Komutan'ı duyduklarında kaçmışlardı. Değişimden korkan yontulmamış yobazlardı işte onlar; ellerindeki çürük dalı ne pahasına olursa olsun bırakmayan, iyilikten korkan ve bununla gurur duyanlardandılar.

Komutan gerçekten çok iyi bir iş başarmıştı. Her yerde beyinsiz askerler yetiştiriyordu. Ama yapması gerekeni yapamamıştı; o gittiğinde törelerini devam ettirecek bir halk yetiştirememişti kendine, ve şimdi, liderlerini kaybetmiş ve korkuya kapılmış iki Alenian, tüm bağnazlıklarını dışa vurmuş kaçıyorlardı.

Aslında, eğer onları birey olarak inceleyecek olursak, kişisel nedenleri vardı. Çöpçü beş yıldır Çöpçü'ydü; tek yaptığı Komutan'ın sevmediklerini temizlemekti ve hayatın bundan ibaret olduğunu düşünerek gelişiyordu tam gelişememiş olan kişiliği, ve tek amacı da ortadan kaybolunca korkmuştu. Wesser, bir yandan, hep aşağılanmıştı, ama en büyük hayali her zaman Komutan'ın yanında bir asker olmaktı, ailesine göre tek saygıdeğer meslek bu olduğu için de olabilirdi gerçi bu, ama, aramızda kalsın, annesi gibilerin öldüğünü izleyerek geçiriyordu artık günlerini, ama en azından güvendeydi ve birkaç turuncu yelek üzerinde bir otoritesi vardı, ve şimdi Yeni Komutan ile birlikte ülke içinde taraf değişimleri olmasıyla, yine o zayıf çocuk olmaktan, yine yaptığı veya yapmadığı bir şey için cezalandırılmaktan korkuyordu, ki artık büyümüştü ve cezalar çok daha büyük olacaktı.

Ama herkesin bir nedeni vardı.

İkisi de hiçbir detayı düşünmemişti gerçi; sadece ellerinde olanlarla olabildiğince hızlıca uzaklaşmaya çalışmışlardı, çünkü diğer koğuşlardaki görevliler tek tek toplanıyorlardı ve sıra yakında onlara gelecekti, ki önceden bahsedildiği gibi, Wesser'in elinde olmayan şeyler yüzünden cezalandırılmakla ilgili özel anıları vardı.

Haksızlıklardan bıkmak için yanlış zamanda doğmuştu. Haksızlıklardan bıkmak için asla doğru bir zaman olmamıştı, şimdi sadece daha yanlıştı. Yaşam, su ve yemeğin en değerli olduğu zamana geri dönülmüşken küçük bir çocuk olarak Koç'u düşünüyordu. Doğduğu zaman için fazla insandı. İnsan olanların yenildiği bir dünyada doğmuştu; ki ne zamandan beri bu böyledir bilinmez, ancak asla bir papatyayı arkadaşını bir papatya olduğu için aşağılarken göremezsiniz. Ki papatya bile içinde bulundukları zaman için yanlış bir kelimeydi. Otuz- otuz beş yaşından büyük birkaç şanslı insan belki hayatında papatya veya farklı renkli, şekilli otlar görmüş olabilirdi ama geri kalanları güneşi bilmiyordu.

24.12.14Where stories live. Discover now