13- Pomoci ve Devrim

130 48 1
                                    

Will yanına sevgili Elijah'ı almış, yumuşak kayalarda elinde iki küçük bidon ile en yakın su kaynağına doğru günlük yolculuğuna çıkmıştı. Oldukça rahat gözüken adamın yanında tek bir boş bidonu zar zor taşıyan, çoktan kan ter içinde kalmış çelimsiz Çöpçü ne rahattı ne de geçirdiği zamanın tadını çıkarıyordu.

"Hadi ama yeğen!" dedi Will neşeyle. "Dolu bidonlara sakla kendini."

"Ben senin yeğenin değilim." dedi Çöpçü dişlerini gıcırdatarak. "Adımı nereden öğrendin bilmiyorum, ama senin gibi birinin kanını taşımadığımı, bak işte bunu biliyorum."

"Ya, nasıl biriymişim ben?" dedi Will, neşesi az kaçar gibi olarak.

"Bir pislik." diye yanıtladı Çöpçü. "Alean'dan sürülmüş, bu sefil yaşamını sonuna kadar hak eden bir pisliksin sen."

"Ve nihayet son geldiğinde, ikimiz de aynı yerde duruyoruz." diye cevapladı Will.

"Sen burada kalıyorsun. Ben yakın zamanda bu cehennemden gideceğim." dedi Çöpçü hiddetle, ve bu Will için sabrın sonuydu.

"Nereye? Sen kaçtın, Elijah ve buradan kaçtığında insanlar seninle sularını, yemeklerini paylaşmayacak; o insanların hepsi birer genufid* olacak ve sen bir genufidkatilisin, oğlum!" Çöpçü titredi ve yolun geri kalanında tek bir ses bile çıkarmadı; aralarındaki büyük soğuk hava akımı kalplerini dondurmuştu.

Su kaynağı derin, küçük ve kirli bir su kuyusundan başka bir şey değildi.

"Çömel." dedi Will ifadesiz bir sesle. Çöpçü'ye kuyunun yanındaki ip ve küçük kovayı işaret etti.

Çöpçü, kuyudan nasıl su çekileceğini bilmiyordu ancak o küçük kova ile artık gözüne çok büyük gelen bidonu doldururken çekeceği ıstırabı düşünmek bile onu dehşete düşürmüştü. Will ise, Çöpçü'nün ne yaptığına dikkat etmeden, ve aslında umursamadan, dikkatsizce ıslık çalmaya başladı.

"Will?"

"Sen suyu doldur. Ben birazdan gelirim." dedi Will, ve arkasını döndü, ve gitti, küçüldü, küçüldü ve küçüldü; ne yapacağını bilemeyen Çöpçü ise sadece onu izledi.

Rüzgar bir değişik uğulduyordu.

"Lanet adam." diye mırıldandı kendi kendine. "Gelip işleri hızlandıramaz mıydı?" İpi beceriksizce doladığı kovayı kuyuya soktuğunda ise, sadece bir kişilik yer olduğunu fark etti.

"Pomoci! Pomoci!" Rüzgar değişik uğuldamıyordu. Biri bağırıyordu. Çöpçü bir anlık refleksle ayağa kalktı ve ona doğru gelmekte olan siyah silueti gördü.

"Pomoci!" diye bağırıyordu yırtık kıyafeti sağdan soldan sarkmış adam. Neredeyse siyahi, esmer yüzünde bembeyaz gözleri ve iki yana kaymış göz bebekleri rahatsız gözüküyordu, belki bir akıl hastalığının veyahut fiziksel bir hastalığın iziydi, ama adam Çöpçü'yü tedirgin etmeyi başarmıştı. Ve onu gördüğünde, ki iki gözü de ona bakmıyordu, gülümsedi ve yeniden bağırdı.

"Konacno, aleluja!" Çöpçü adamın konuştuğu dili bilmiyordu.

"Simirite se!" diye bağırdı Will, biraz daha uzaklardan, ve kısa bir süre içerisinde adamın ensesinde belirdi.

"Bir kaçak." dedi Çöpçü'ye dönerek. "Bize verecek haberleri vardır."

"Evet! Çok şey! Ama su.." Kaçağın bozuk ve aşırı aksanlı Aleinan'ını anlamak zor olsa da, Çöpçü adamın deli olmadığına ikna olmuştu. Delirmeye yakın belki, diye düşündü, ama daha değil.

*Genufid : Latincedeki genus (insan) ve fide (bağlılık) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur. Soyuna, insanoğluna bağlı kişi anlamına gelmektedir. Alean-dışı toplulukların kendiler için kullandığı isimdir.

24.12.14Where stories live. Discover now