19.Bölüm

3.8K 361 28
                                    

10K olmuşuz bu bölüm beni destekleyen tüm güzel kalpli okuyucularıma gelsin...
:-) :-) :-) :-) :-)

Rüzgardan;

Kahvaltımızı yapıp bugünkü havanın atmosferinden çıkamadığım için Minagilden ayrılıp Eslem'le harika bir gün geçirme planı yaptım. Normalde hesapta olmayan bu plan keyfi yerinde olan Eslem'in daha da keyfini artırmak içindi...
Küçüğümü lunaparka götürecek hem bende yaşayamadığım çocukluğumu bir günde olsa yaşayacaktım.
Şu an eve gelmiş Eslem Hanım'ın üzerini giyinmesini bekliyordum.
Bu kadınlar 7' sinden 70' şine kadar aynıydı ama benim annem.. Meleğim farklıydı.

Babamın anlattığına göre annem hiç bekletilmeyi ve bekletilmekten hoşlanmayan, alışverişe ayda yılda bir giden, tam babamın istediği eşmiş. O yüzden onların aşkları dillere destanmış babam hep;
"Sanki biz birbirimiz için dünyaya geldik" annemde
ona;
"Birbimiz için değil, Allah'a ibadet etmek için geldik" dermiş.

Minayla bizim aşkımızda dillere destan olacak yada oda beni sevecek miydi?

Ben kanepede oturmuş bunları düşünürken
Eslem kısacık giydiği elbise ve açık bıraktığı saçları ile fazla güzel olmuş bir şekil de yanıma geldi.
Bu kız büyüyünce beni katil yapar müebbet hapis cezasına çarptırırdı valla ya...
Tepeme çıkmış sinirimi yok saymaya çalışarak karşımdakinin bir çocuk olduğunu söyleyen iç sesime onay vererek sakin bir dille konuşmaya başladım;

"Eslem küçüğüm bu ne hal!"

"Niye Rüzgar abi? Kötü mü olmuşum?"
dedi kendi etrafında bir tur atarak.

"Hayır aksine harika olmuşsun ama motorla gideceğimiz için sıkı giyinmen gerek..."

Hevesi kırılmasın diye bizim Poyrazı bahane uydurmuştum.
Ayağa kalkarak;

"Gel küçük daha güzel ve sıkı şeyler giyelim hasta olmanı istemeyiz demi."

"Tabi Rüzgar abi... Nefret ederim hasta olmaktan."

Gidip onun için hazırladığım odadan dolabını açıp içinden uzun kollu beyaz badi, pembe bir yelek gene yeleğin tonlarında pembe bir eşorfman giydirip ay gibi parlayan sarımsı kumral saçlarını topladım ve aynanın önünde duran tacı taktım.
İşte şimdi harika olmuştu;

"İşte daha güzel oldun küçük."

"Evet Rüzgar abi, teşekkür ederim."

"Seyfi baba nerde?"

Evet babama böyle sesleniyordu çünkü babam öyle istemişti.
Cidden babam nerdeydi? Ne kadar hayırsız bir evladım ben böyle! Eslem bile benden hayırlı çıkmıştı.

"Bilmiyorum be küçük... Gel arayalım bi..."

deyip Eslem'in yatağının üstüne oturup telefonu cebimden çıkarıp babam yazısıniın üstüne bastım çalıyor...
Çalıyor...
Aradığınız kişiy...

Devamını getirmeden kapattım. Ne olmuştu ya bu adama? İçimi saran korku alevlerini görmezden gelmeye çalıştım. Eslem'e fark ettirmemem gerekiyordu.
O korkarsa üzülür, üzülürse bende üzülürdüm...

Kapının çalınmasıyla ok gibi yerinden fırlayan Eslem, Seyfi babam geldi diye bağırdı, benim de içim de bir sıkıntı vardı ama çözememiştim.

Kapıyı açmamla kızım Eslem'im diyen babamı görünce içimdeki sıkıntı geçmişti. Ama babamın bir şeyler karıştırdığına emindim. İmalı bir sesle;

"Neredeydin baba? Telefonun neden kapalı?"

"İşlerim vardı evlat, telefonda asansörde olduğum için çekmedi."

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now