40.Bölüm

3K 223 107
                                    

Sevmek sevilmek ne  güzeldir.
Sevmek ne güzel ibadettir.
Harama katmadan helali ile sevmek.
Allahın mükemmel şekilde yaratığı yuregi sevmek başka bir güzeldır.
Yarım, sevdam
Sen benim 5 vakitten sonraki en guzel ibadetimsin...
Ve sen ben en güzel duamsin...

Mina'dan ;

Heryerimi bir ateş sarmıştı , istemsiz bir korkuya kapılmıştı  yüreğim.
Yoğun bakıma girerken kalbim çok hızlı atıyordu.
Aklım birazdan duyacakları kelimelerin merakı ile yanıyordu.

Ne konuşacaktı ki bizimle ne söyleyecektı.
Allahım sen bu günü hayırlara çıkar yarabbim sen herşeye kadirsin senin.gücün herşeye yeter.

Bizim ile konusa bilirdi ki.
Allahım sen bugün bana tüm acılara gösterdiğim sabırdan daha fazla sabır ver.
Çünkü artık dayanma gücüm azalmak üzere.

Içeriye girmiştık seyfi amcam tam kalkıyordu ki Rüzgar haklı olarak ;

"Yat baba rahatsız olma."

Bendende cevap bekliyor gibiydi yok kalk diyecek halim yoktu ya,

"Yat seyfi amca rahatsız olma lütfen."

Seyfi amcam  ise canı yandığını belli eden kısık bir ses ile sanki canı çekilmişte geri verilmiş gibi halsiz ve yorgun bir şekilde ;

"Tamam evlatlarım şöyle geçin sizin ile konuşacaklarim var."

Ne konuşacak ola bilirdi ki bu soru beynimi kemirip duruyordu,köşe de Iki tane sandalye vardı birini ben biri Rüzgar aldı soluna o sağına  ben geçtim.
Seyfi amacam da güçsüz bedenine  ,  kısık sesine can vermiş gibi konuşmaya başladı inşAllah hayırlı bi konuşma olurdu.Allahım sen her olayı şu an bizim için hayırlı kıl,

"Oğlum ve biricik ve tek gelinim."

Seyfi amca öyle diyince tüm kalbim yerinden çıkacak gibi olmuştu ne kadar güzel bir şeydi bu böyle,Rüzgarın eşi seyfi amcamın gelini hemde tek gelini olmak.. Her aklıma geldiiçe kalbim göğüs kafesim dar geliyorcasin atıyordu.

Seyfi amcam kesik kesik nefes alıyor ara ara duruyordu.
Bu konuşma şekili Rüzgarı sıktığı burdan belliydi ama babasınin canlı bedeni onu rahatlatıyordu.Bunu anlaya biliyordum.

"Efendim babam."

Rüzgar efendim diyordu.Bende hemen düşüncelerden ayrılıp cevap verdim ;

"Efendim seyfi amca."

Seyfi amcam her sorudan sonra aldığı cevaptan sonra hiç vakit kaybetmeden başka bir soruya geçiyordu

"Evlatlarım lafı fazla dolandırmayacgim."

Tabii  sen nasıl rahat edersen seyfi amcam.Ama ben konuşamıyordum ki çünkü ben daha yeni ki cümle de takılı kalmıştım.

"Buyur babam."

Beni yine sessizlik bürümüştü. Suskunluk sarmıştı dört bir yanımı.

"Bana bugün araba çarptığında ölümün hep benim ile olduğunu anladım belki şu an ölmüş bile olabilirdim."

Rüzgar bir şey demesine izin vermeden hemen söze girişti;

"Aman babam Allah gecinden versin."

Deyince seyfi amcam hafif öksürüp ;

"Rüzgar oğul lafımi ne olursa olsun bölme sana ilk defa hayat dersi verecek iken zaten geginim bölüpte gerginliğimi artırma olurmu?"

Nasıl yanı önceden hiç vermemiş miydi ?
Nasıl olur öz bir baba öz evladına hayat dersi vermez miydi? Benim babam öz olmadığı halde her zaman hayat dersi verirdi bana.
Bu olay benin tekrar şükür etmemi sağladı.
Sana binlerce şükür olsun rabbim.

En Güzel İmtihanimsin .Where stories live. Discover now