34.Bölüm

3.1K 243 89
                                    

"Her seven insan sevdiğinden elbette ki bir gün ayrılacak ama bu ayrılık yanlız ölüm olacak.Ve tekrar buluşacağı yer Allahın o güzel huzuru olacakdır."
(inşAllah)

(Bu söz benim değer verdiğim bir dostuma , arkadaşıma ait.Teşekkürler biriciğim.)

Mina'dan:

Sevdiğinin eline diken batsa senin yüreğine keskin bir ok saplanır,

Sevdiğin ağladığını görsen senin yüreğin dağlanır ,

Sevdiğine zarar gelmesin diye onu kendinden sakinr daha özenli korursun ,

Sevdiğine zarar gelirse duvar gibi sert kişiliğinin yıkılır da , yüreğin kora doner...

Elim de artık sıkmaktan eskimiş bir kağıt parçası yüreğim de sevdamin ve evladımin acisi ile
Diğer elimde ise bir çanta , bekliyorum kocaman hastane kapısının önünde.

Giremiyordum , yoktu artık hiçbir şey duymaya , cesaretim kalmamış , yıkılmış kaybolmuştu sevdiklerim ile birlikte,
Bir insana cesaret veren sevdikleri imiş?
Benim iki cesaret ışığım da sönmüştü.
Şimdi cesaret alacak kimim kalmıştı.

Gözümden düşen her damla aynı yolu izleyip kuruyordu.Boş boş bakıyordum kapıya kapıya baktıkca bir şey mi ? Oldu korkusu ile yaniyordu yüreğim.

Tam adım atıyorum gireceğim içeriye topladım cesarettı tekardan yankılandi abimin ama o zaman doktor olan abimin sesi kulaklarımda geçmişten bir kesit vardı şimdi de Rüzgarın sesi olan kulaklarım da.

'Tam bır haftadır uyuyor.'

Hep bu söz vardı kulaklarım da. giremiyordum o kocaman hastane yazan kapıdan kaç insan çıkıyor kaç insan giriyordu ağlıyordum ben yanlızca ayakları'min feri kalmamıştı.

Sonra tekrar canlandı o an gözlerim de Rüzgarın gözlerini kapatıp yere yığılması abimin koşup tutması her şey ınsanlarin geçtiği gibi geçip gidiyordu gözlerimin içinden...

Zaman durmuş , saniyeler , dakikalar , herşey durmuştu.
Çökecek bir şey aramistım etrafta ama yoktu arkamı dönüp bir adım attamaya mecalim kalmamıştı.

Salansamda güçlü kalmak zorunda olduğumu hatırladım sevdam , iman yarım , ilk göz ağrım için ayakta kalmak zorunda olduğumu...
Topladım kendimi biraz iki adım attım sevdiğimin yanında olup ona hissettirip destek vermek için.

Bir anda aklıma mesajlar geldi konuşmalar Eslem kaçırilip yanından uzağa götürülmeden önce ki mesajlar.

Aklıma gelen minik kuşum ile elime terden yapışan kağıd parçasına baktım.
bir de özenle yazmıştı büyük harfler ile.
Bu nasıl baba ya nasıl hemde öz baba.
Aklım almıyordu çıldırmak üzereydim bir öz baba öz evladını bunu yapar mıyıdı ? kaçırıp şu notu bırakır miydi ?
Tekrar tekar okuyordum her okuduğumda yüreğimden , zamanımdan , ömrümden bir kaç parça eksikliyordu sanki.

Tekrar okudum kağıdı ;
"Heyyy ! Genç ! Eslemi almak istiyorsan 100.000 getir Eslemi götür,Anlaştık mi ?"

Cebimde Rüzgar'ın telefonu çalmaya başlayınca onun eli değdi diye dokunmaya kiyamadigim telefonu alıp arayana baktım ki ;

'Özel numara'

Görünce yanan yüreğimi anlatamam dostlarım size,
Omu ki diye düşünen beynimi yok sayamam.
Ağlayan , ve Allah için akmayan gözyaşı ile duyduğum vicdan azabında...

Tüm cesarettimi topladım tam açmaya yelteniyordun ki abim koşarak merdivenlerdn inip direk telefonu elimden alıp numaraya baktı.

Allahima şükür ki eğer hattın ucunda ki erkek ise konuşup sesimi o şeref yoksunu insana duyurmadim.

En Güzel İmtihanimsin .Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin