SADİST(KaiSoo)

Bölüm 1

***
Adımlarım yeni yerleştiğim yurdun köşesinden dönerken duyduğum sesle birlikte hızlanmaya başlamış neredeyse dört nala koşan bir at gibi nefes nefese kalmıştım. Dönüp derdinin ne olduğunu sormak gibi bir çılgınlığa kalkışmak istesemde bunu yapamayacağımın fazlaca bilincinde olduğum için sessiz yakarışlarda bulunup kapısına varmakta olduğum yurda bakıp hayatımın en önemli şeyiymiş gibi o kapıya doğru ilerlemeye devam ettim. Öylesine hızlı yürüyordum ki ayaklarım neredeyse benden bağımsız bir şekilde haraket etmeye başlamıştı. Yürümüyor adeta uçuyordum.

Son kaldırımı da aşıp yurt merdivenlerine bir adım kala bileklerime dokunan eller sayesinde hızla önümü dönüp yumruk yaptığım eli tam suratına geçirecektim ki benden uzun ve güçlü olmasının avantajı ile yumruğumu tutmuş nefes nefese kalmış bir şekilde yüzüme bakmaya başlamıştı.

"Kötü bir amacım yoktu. Sadece bu yurda yeni kayıt olmak için geldim ve yurt müdürünün odasının bu blokta olduğunu söylediler." Nefes nefese kalmış genç yutkunmak zorunda kalarak söylediğinde halen daha hava da asılı kalan yumruğumu aşağı indirip titreyen parmaklarımı kotumun cebine soktuktan sonra arkamı dönüp merdivenleri tırmanmaya başladım. "Beni takip et." Soğuk bir sesle söylediğimde  sarışın genç ardımdan merdivenleri çıkmaya başlamıştı bile.

Ona yurt müdürünün odasını gösterdiğim an benimle konuşmasına fırsat vermeden merdivenleri tekrar tırmanıp yanlız kalmaktan korktuğum için ayrıldığım evden sonra yuvam olan odaya doğru ilerlemeye başladım.

Polislik koleji son sınıf öğrencisi için fazlaca tırsak bir insan olmam benim bu mesleğe daha şimdiden olumsuz bakmama hatta şimdiden bu meslekten nefret etmeme neden olmuştu. Fakat dede yadigarı ve babamın son isteği olan bu mesleği bırakmak gibi bir niyetim de yoktu.

Annem ve babam geçen sene ben sadistin elindeyken yine sadist tarafından öldürülmüşlerdi. Bu bilgi henüz kesinleşmemiş olsada ben bunun böyle olduğunu biliyordum. Aslında tahmin etmem zor olmamıştı çünkü her ikisinin de sol göğsünde bir yıldız işareti vardı ve bu bilgiyle bunun sadist olduğunu anlamamak için harbi bir aptal olmak gerekiyordu.

Onları kaybettikten ve sadist o an itibari ile hayatımdan çekildikten sonra daha fazla o evde kalamazdım. Bu yüzden halen daha aile kokusu taşıyan o evden ayrılıp babamın benim geleceğim için bankaya yatırdığı emekli parasını kullanarak bu yurda yerleşmiştim. En azından mesleğimi elime alana ve daha güçlü bir adam olana kadar bu yurtta kalabalıklar içinde ki yalnızlığıma ayak uydura bilirdim.

"Hey Kyungsoo." Bu hayatta ki tek dostum olan Byun Baekhyun'un tiz sesini duyduğumda bugüne kadar hiç kimseye gösteremediğim o gülümsemeyi gösterip Baekhyun'a dönmeden odama doğru ilerlemeye devam ettim."Hey Kyungsoo. Neden cevap vermiyorsun seni aptal buraya baksana." Ardımdan bağırmaya devam ederek koşturmaya başladığında yüzümden silmediğim gülümseme ile kapıyı açtım.

Odamda yanlız olmayı beklerken aylardır boş olan yatağın üzerine boşaltılan kıyafetler ve üstsüz bir şekilde dolaşan adamı görmemle yüzümde ki gülümseme yerini koyu bir şaşkınlığa bırakmıştı. Bu sırada Baekhyun da yanıma varmış odamda ki heykelin varlığına anlam vermeye çalışarak sadece üstsüz adama odaklanmıştı.

Gülümsediğim zaman bana baktığına emin olduğum adam Baekhyun'u görmesi ile gözlerini üzerimden çekip yatağının üstünde duran herhangi bir  tişörtü alıp çıplak bedenini kapattı.
Ben öylece dalmış önümde gerçekleşmekte olan ekstrem olayı izlerken Baekhyun'un belimden itmesi ile aniden odada bulunan yoğun erkeksi korkuyla reaksiyona girip kaskatı kesilmiş bir şekilde halen daha odamın ortasında duran adama doğru yürümeye başladım. Daha doğrusu Baekhyun tarafından ittirilmeye.