Bölüm 15

1K 82 12
                                    

Yıkılmıştım...

Onu öylece orada bırakıp gelmek yıkmıştı beni. Bitmiş, tükenmiştim.

Sonsuz bir vicdan azabı duyuyordum lakin yapmak, bırakmak zorundaydım. Tekrar söylüyorum, bu yaptığım çok bencilce biliyorum. Ama ne var ki Kai beni korurken benim onu korumaya çalışacak gücüm bile yok. Bu yüzden, işte sırf bu yüzden ondan vazgeçmek zorundayım. Birkez daha kan görmeye mecalim kalmadı çünkü.

Hep kendimi düşünüyormuşum gibi göründüğümü biliyorum. Öyle olmadığını da ispat etmenin bir yolunu buldum.

Bunun tek yolu, bu yurttan ve bu okuldan ayrılmak olacak sanıyorum. Sadist istiyorsa gelip beni alabilir artık. Kai'den, Baekhyun'dan hatta Chanyeol'den vazgeçersem eğer sadistin onlara zarar vermeye bir son vereceğini ümit ediyor ve bunun hayali ile yaşıyorum...

Hastaneden öylece çıkmamın ardından nerdeyse bir saat geçmişti. Nihayet yurda ulaşmış öylece dış kapısına bakıyordum. Babamın son isteğine ve hayallerine burada noktayı koymak benim için çok zor olsada biliyorum ki benim yerimde babamda olsaydı aynı şeyi yapardı. Onu hayal kırıklığına uğrattığıma da eminim. Yanlızca bu dünyaya direnemiyorum. Bu dünyaya yanlız başıma direnecek bir güce sahip değilim.

Artık değilim.

Bu yüzden gidip sadistin beni almasını ve her ne istiyorsa yapmasını bekleyeceğim. Yaptığım çok korkakça olsada daha öncede bir milyon kez söylediğim gibi artık savaşacak gücü kendim de bulamıyorum. 

Elveda polislik hayallerim...

Nihayet yurdun kapısından içeri girmeye karar vermiştim. Hergün en az iki defa inip çıktığım merdivenleri bugün tekrar bir amaç uğruna çıkarken bu kadar kararlı olmam ürkütüyordu beni. Hiç beklemediğim bir anda verdiğim bir karardı bu. Daha bu sabah Kai ile gülüşüp onun yanında çalışma hayalleri kurmuştum. Ama ben alışıktım.

Hayatımın bir anda tepetaklak olması yıkamazdı beni.

Yurdun içine girip odamıza çıkan merdivenleri çıkmaya başladığım sıra, odamız fikri her ne kadar kalbimi bir nebze olsun ısıtmış olsada benden sonra Kai'nin de burada daha fazla kalmasına gerek kalmayacaktı.

Şimdi düşünüyorum da keşke sadist beni yakaladığı sıra serbest bırakmak yerine öldürseydi. Belkide o zaman şimdi olduğundan çok daha az acı çekerdim. Kim bilir?

Nihayet odama girdiğimde yatağımın altında duran valizimi hızlı bir şekilde çıkarıp içine tüm kıyafetlerimi doldurmaya başladım. Katlamak falan umurumda değildi. Kıyafetlerimin kırışmasıda hiç sorun değildi. Tek amacım bir an önce bu odadan çıkıp bir buhar misali yok olmaktı.

Bu insanların hayatına hiç girmemiş olmayı diliyordum. Lakin girmiştim bir kere ve şimdi tek yapmam gereken hiç girmemiş gibi çıkmak olacaktı.

Dolabımda duran son kıyafetide valizime yerleştirdiğim vakit fermuarını kapatıp dik bir şekilde kapının yanında ki duvara yasladım. Pekala şimdi tek yapmam gereken yurttan ve okuldan ilişiğimi kesip bir an önce siktir olup gitmekti.

Ama ayaklarım kalbimin son yapmak istediği şeye mani olamıyordu bir türlü.

Adımlarım Kai'nin yatağının yanında dururken ellerim istemsizce yastığını kavramıştı.
Son kez dedim ıçimden. Sadece son kez kokusunu içime çekip gideceğim.

Yastığı yüzüme doğru yaklaştırırken gözyaşlarım iflah olmaz bir şekilde yüzümden aşağı akarak Kai'nin yastığına damlıyordu. Duygularım o denli yoğundu ki onun kokusuna gerçek anlamda dokunamamak mahvediyordu beni. Bacaklarım bu kaosa artık daha fazla dayanamayıp titreyerek dizlerimin üstüne Kai'nin yatağının tam önüne düşmüştüm. Yüzümü yastığına gömüp aylardır yapmak istediğim şeyi yapıyordum. Hıçkıra hıçkıra, içim çıkasıya ağlıyordum. Ağlamak çözüm değil hiçbir zaman da olmamıştı biliyorum ama elimden gelen tek şey buydu.

SADİST(KaiSoo)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin