Bölüm 2

2.9K 189 76
                                    

"Beni mi arıyorsun? Ben her yerdeyim kokum her yerde sevgilim. Sadece zamanın gelmesini ve seni tekrar kollarıma alacağım o günü bekliyorum o kadar. Lütfen beni sevmekten asla vazgeçme. Sevgilerimle

                                                 Sadist"

Kanla yazılmış yazı tam karşımda öylece dururken gözyaşları içinde tekrar o acıları hatırlamış olmanın verdiği kötü hisle dizlerimin üzerine çöktüm. Sanki bacaklarımda, karnımda, kasık bölgemde gezinen jilet tekrar faaliyete geçmişte bana acı vermek için derince etimde kesik açmaya başlamış gibiydi. Acıyı soluğuma kadar hissedebiliyordum.

O, yani sadist insanlarla dolu bu yurtta bile beni bulmuş, tüm o güvenliğe ve kameralara rağmen odama kadar girip duvarıma benim için bir mesaj bırakmıştı. Korkuyordum hemde çok. Zaten nasıl korkmayabilirdim ki? Benim yerimde her kim olursa olsun korkardı.

Geri geri birkaç adım atıp duvarın dibine yanaşırken bulanıklaşan görüşüm halen daha o yazıda ve yatağımın üzerinde duran o parfüm şişesinde idi.

Odamın kapısı aniden açıldığında sadistin beni almaya gelmiş olduğunu düşünerek sağ kolumu yüzüme kapatıp, gözyaşları içinde ayaklarımı yere vurmaya başladım. Tek amacım onu kendimden uzaklaştırmak iken o adımlarını herşeye rağmen bana doğru atmaya devam ediyordu. Kocaman elleri kollarımı bulduğunda "lütfen yapma" diye bağırıp ayağımla onu itmeye çalıştım. Fakat tüm ısrarlarıma rağmen o beni biraz daha kendine doğru yaklaştırarak sarılıp saçlarımın arasına öpücükler konduruyordu. Ara ara söylediği cümlelerden ise tek bir şey dahi anlamıyordum. "L-lütfen beni bırak." Kendimi bayılacakmışım gibi hissettiğimde sadist olduğunu sandığım kişi beni omuzlarımdan tutup sarsmaya başladı.

"Hey Kyungsoo kendine gel iyi misin?" Tanıdık gelen ses tonu sonunda kulaklarıma ulaşmayı başardığında kolumu gözlerimden çekip bir süre ışığa alışmaya çalışarak gözlerimi açıp kapattım. Karşımda duran kişiyi gördüğümde ise kendimi kaybedip her şeyi boşvererek kollarımı henüz yeni tanıdığım oda arkadaşımın etrafına sardım. Şu an ona ve onun tarafından teselli edilmeye ihtiyacım vardı.

"Kyungsoo iyi misin? Neden bu haldesin?" Kai şaşkın bir şekilde saçlarımı okşarken sorduğunda ağlamaktan titreyen dudağıma aldırmadan işaret parmağımı kaldırıp başucumda yazan yazıyı görmesini sağladım.

İrice açtığı gözleriyle tüm o yazanları okurken sanki hiç şaşırmamış gibiydi. Beni sakince bırakıp yerinden kalkarak yatağıma doğru ilerlemeye başladığında ben tüm yaşadıklarımı unutmuş artık gözümden akmadığını hissettiğim gözyaşlarımı silerek Kai'yi izlemeye başlamıştım. Onda bilmediğim tuhaf bir şeyler vardı ve açık konuşmak gerekirse bazen beni korkutuyordu.

"Bunu sadist mi yapmış?" Yüzünde bulunan hiç tanımadığım bir ifade ile sorduğunda şaşkınca ona bakıp kaşınan yanaklarımda parmaklarımı gezdirdim. Ama asıl tuhaf olanı ise onun sadistten nasıl haberi olabiliyordu ki? "Sen sadisti nerden biliyorsun?"

"Bilirsin dedikodular çabuk yayılır." İki elini dar pantolonunun ceplerine koyup bana doğru döndüğünde tam ağzımı açıp bir şey söyleyecektim ki içeri giren telaşlı Baekhyun yüzünden ne söyleyeceğimi unutarak arkadaşıma döndüm. "İyi misin?" Baekhyun tedirgin bir şekilde sorduğunda başımı sallayıp yüzümü  Luhan'a Chanyeol'e ve içeri girmekte olan bir diğer çocuğa çevirdim. Bu çocuk o gün müdürün odasına götürdüğüm sarışın çocuktu.

"Onun buraya nasıl girdiğini anlayamıyorum." Chanyeol'un kalın sesi tüm dikkatimi üzerine toplamasını sağlarken dikkatimi çeken başka bir husus da sarışın çocuğun Luhan'ın elini tutuyor oluşu idi.

SADİST(KaiSoo)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن