10.Bölüm: ATES, HAVA, SU, TOPRAK

14.3K 521 68
                                    

Playlists - Sam Tinnesz - Far From Home

Elimdeki mavi peruğa bir kez daha baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Elimdeki mavi peruğa bir kez daha baktım. Kendime oluşturduğum farklı bir kimliğinin en büyük özelliğiydi bu peruk. Gerçek karakterimin aksine, neşeli, hoppa ve renkli bir kızın kimliğiydi bu peruğun sahibi. O ben değildim.

Nasıl bir yazar üzerinde hayranlık uyandıran bir kahraman yazıyorsa, bende insanlarda hayranlık uyandıran sahte bir kişilik yaratmıştım. Ben değildim. Benden parçalar taşıyan, farklı biriydi yalnızca.

Bunlar yalnızca önceden olan şeylerdi. Zaman hızla akmış ve sıkıcı hayatımı da beraberinde götürmüştü. Artık başımı yastığa koyduğumda yalnızca, birkaç hafta sonra olacak sınavları düşünmüyordum.

Şuan ise hayatım tamamen farklı bir yöndeydi. Fantastik bir kitabın baş rolü gibi hissediyorum kendimi. Neva kızları, Ateş oğulları... Sıradan bir denizci olarak bildiğim aslında başka bir diyarın Kral'ı olan babam... Bir de yanımda olunca tuhaf şeyler hissettiğim bir adam. Raven.

Peruğu çekmeceye geri koydum. Bir daha onu takıp, o kızın rolünü oynar mıydım bilmiyorum. Şuan yapmak istemiyordum ama belki sonra birgün yeniden 'Mavi Kafalı Kız' olurdum.

Koyu lacivert renkli dar kotumun arka cebindeki telefonum uzun bir şekilde titredi. Telefonumu elime aldığımda, WhatsApp'tan bir yeni mesajım vardı. Raven'dan. Bir fotoğraf göndermişti. Bu bana doğum günüm için armağan ettiği portreydi.

Matilda: "Çok teşekkür ederim bu eşsiz hediye için, yeniden. "

Yüzümde aptal bir gülümseme oluşmuştu. Alt tarafı bir hediyeydi. Bir şeyler beklemem gerekiyordu. Ya da bir şey hissetmemem... Ama elimde değildi. Bunu yaptığı için kendimi özel hissediyordum. Beni mutlu hissettirmişti.

Kargaların Şahı: "Camellia... "

Yazıyor... Yazıyor... Yazıyor...

Durdu ve yazmaya devam etti birkaç dakika. Heyecanla telefonun başında beklerken, yatağıma oturdum.

Kargaların Şahı: "Rica ederim."

Kargaların Şahı: "İyi geceler, kır çiçeği."

Kır çiçeği...

Yeniden bana o şekilde iltifat etmişti. Bir tutam saçımı elime alıp, incelediğimde yüzümde oluşan gülümseme gittikçe genişliyordu.

Matilda: "İyi geceler."

"Matilda!" diye bağırdı annem. "Canım aşağıya gelir misin?"

Yataktan hoplayarak kalkıp, aşağıya indiğimde merdivenlerin başında donup kaldım. Annem yüzünde kocaman bir gülümsemeyle yanındaki adama bakıyordu. Kısa çaplı bir şoktan sonra, yaşadığım şoktan o şeklini almış olan ağzımı kapattım. Yılardır görmediğim adamın suratına pür dikkat baktim. Gözleri öylesine keskin bir maviydi ki, uçsuz bucaksız okyanus gibiydi. Yaşından dolayı yüzünde olan derin kırışıklıklar vardı. Güneşin neden olduğu kahverengi lekeler ve çiller süslüyordu yüzünü. Buna rağmen kusursuz bir yakışıklılığa sahipti. Bakışlarımız buluştu ve gülümsedi.

Umbra Serisi 1- Camellia | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin