Matilda, yıllardır her gün gördüğü bir adamın, yalnızca kendisinin görebildiğini fark etti. Bu fark ediş ise hayatında köklü değişikliklere neden oldu. Ailesi, okulu ve arkadaşları onun hayatında tanıdığı insanlar değildi. Yaşadığı dünya, kendi gerç...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
12. Bölüm: İTİRAF
"Bununla ne yapacağız biz
Önümde duran bütün tavuğa ve yanındaki küçükten büyüğe doğru sıralanmış keskin satıralara öylece baktım. Yanımda oturan kız, bana baktı ve ardından gülerek tavuğun kıçına şaplak attı.
"Doğrayıp, pişireceğiz. " dedi kendi önündeki tavuğun organlarını ellerken. Parmağı hayvanın bir tarafından girip, bir tarafından çıkıyordu. Yüzümü buruşturdum.
"Bunu neden biz yapıyoruz? Yemekleri öğrenciler mi yapıyor? " diye sordum, kızın beyaz ellerini ıslak mendille nazikçe silmesini izlerken.
"Elbette hayır. " dedi yeşil gözlerini gözlerime dikerek. Elleri beyaz olsa da, yüzü bronz bir renge sahipti. Tıpkı benim gibi saçlarını balerin topuzu yapmıştı. Yüzünde herhangi bir makyaja dair iz yoktu. Ya da varsa bile ben bunu ayırt edemiyordum.
"Bu dersi zor zamanlarda neler yapabileceğimizi öğrenmek için alıyoruz. Tavuk kesmek ve pişirmek dahil. " dedi önümdeki tavuğa sırıtarak bakarken.
"Bu arada adım Flora. " dedi ve bana elini uzattı.
Bir an az önce o elini nerelere soktuğunu hatırladım ve sadece ıslak mendille edinmiş bir temizlik bana pek de temiz gelmedi. Nazikçe gülümsemeye çalışırken, elini tutmadım.
"Camellia, ıslak mendille hijyen sağladığını düşünmüyorum." dedim havada kalmış elini işaret ederken.
"Evet, haklısın." dedi ve elini çekti.
"Zor Zamanlar, " bu dersin adıydı. Öğretmeni ise kısa kıvırcık saçlı tombul bir kadındı. Başımızda bağırıp duruyor ve yirmi dakikadır tavuğun nasıl doğranacağını gösteriyordu.
"O satır eline oluyor mu?" diye bağırdığında, yerimden sıçradım. Gözlerimi Bayan Lamb'a çevirdiğimde, küçük gözlerinin bende olduğunu gördüm. Bakışlarım elimdeki büyük satıra kaydığında, satırı yavaşça kenara bıraktım. O sırada Bayan Lamb yanıma gelmişti.
"Camellia, ufak olanı dene." dediğinde, alık bir şekilde Bayan Lamb'a baktım.
"Üzgünüm, tamam." dedim ve daha küçük bir satır alarak tavuğumu parçalamaya devam ettim.
Nihayetinde ders bittiğinde, kendimi son derece lüks döşenmiş kızlar tuvaletine attım. Yanımda Flora vardı. Ellerimi bilmem kaçıncı kez sabunlayıp, duruladıktan sonra kağıt havluyla kuruladım.
"Ruj sürmek ister misin?" diye sordu Flora, koyu kahverengi tonlardaki nude rujunu dudaklarına sürerken.
O rujunu sürmeye devam ederken, aynanın önünde toplanan gözlerin bana döndüğünü fark ediyordum. Kızlar bana garip garip bakarken, bakışlarındaki öfkenin nedenini anlayamamıştım.
