Matilda, yıllardır her gün gördüğü bir adamın, yalnızca kendisinin görebildiğini fark etti. Bu fark ediş ise hayatında köklü değişikliklere neden oldu. Ailesi, okulu ve arkadaşları onun hayatında tanıdığı insanlar değildi. Yaşadığı dünya, kendi gerç...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Violet
Gözlerimi yavaşça araladığımda, sırtımın terli, çıplak bir göğüse yaslı olduğunu fark ettim. Başımı hafifçe yukarıya doğru kaldırdığımda, Mattia'nın keskin çenesi karşıladı beni. Dudaklarıma aptal bir sırıtış yerleştiğinde, onu uyandırmamaya gayret ederek kendimi yavaşça yukarı çekmeye çalıştım. Huzurlu bir uykuya dalmıştı. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme var gibiydi. Rüyanda beni mi görüyordun yoksa Mattia?
Aklıma dün geceki kaçamağımız geldiğinde, kıkırdadım. Klişe olmuş sayılabilirdi. Yeniden odama girmişti ve bensiz yatamayacağını söylemişti. Onu kovmama rağmen gitmemekle direnmiş ve beni de kendiyle beraber yatağa sürüklemişti. Yatağın içinde debelenip durduktan sonra, beklenen şey olmuştu. O benim üstüme çıkmış ve kollarımı sıkıca tutarak beni öpmüştü. Anı hatırlama büyüsü yapmadığı için öpüşüne karşılık vermiştim. Elleri, bedenimin her yerinde gezmişti. Dudaklarımız iyice şişip, hafif morarıncaya kadar öpüşmeye devam etmiştik. Sonraysa sarılarak uyumuştuk.
Mattia'nın bronz tenine hayranlıkla bakarken kendime engel olamadım. Dudaklarımı çenesine bastırdığımda, içten içe uyanması için dua ediyordum. Dudaklarımı geri çekip, tekrar öptüğümde yavaşça kaşlarını çattı. Çatılan kaşlarına da bir öpücük kondurduğumda, gözlerini araladı. Yemyeşil gözleri bana ve yüzümdeki aptal gülümseye sorgulayarak baktı. Ardından o da gülümsedi.
"Günaydın." diye mırıldandı, uyku mahmuru bir sesle.
"Günaydın." dediğimde, güldü. Sebebinin yüzümdeki kocaman sırtıma olduğuna adım gibi emindim.
"İyi misin, Violet?" diye sorduğunda, dudaklarında içten bir gülümseme vardı.
"İyiyim, sen nasılsın?" diye saçmaladığımda, kahkaha atarak doğruldu. Elleri yüzümü kavradı ve yüzümü kendikine yaklaştırdı. Dudakları dudaklarımı kavradı ve yavaş yavaş öpüşmeye başladık. Elleri bedenimi keşfetmeye devam ederken beni kucağına çekti. Kollarımı boynuna doladım ve onu daha tutkulu bir şekilde öpmeye devam ettim.
Geri çekildiğimde,parmakları kalçamı okşamaya devam ediyordu. "Eskrim yapacağız," dediğinde, heyecanla başımı salladım. Eskrim beni her zaman heyecanlandırırdı. Üstelik en sevdiğim derslerdendi. Bu arada ben ikinci sınıftım, beni çömez sananlar varmış diye duydum da.
"Seni yeneceğim için şimdiden sabırsızlanıyorum." dediğimde, küçümseyici bir gülümseme yükseldi dudaklarından. Beni hızla kendine çekip tekrar öptü.
"Hızlı bir kahvaltı ve hemen çalışmaya başlama. Hadi bakalım, Mor Menekşe hazırlan. Seni fena benzeteceğim." dedi ve beni de kendiyle beraber yataktan kaldırdı.
Kahvaltı sıradan bir şekilde ilerledi ve hep beraber hızla aşağıya eskrim salonuna indik. Mattia, karşıma geçip kızıl atını karşıma çıkardığında fazla düşünmeden kendi hayvanımı çağırdım.
