Matilda, yıllardır her gün gördüğü bir adamın, yalnızca kendisinin görebildiğini fark etti. Bu fark ediş ise hayatında köklü değişikliklere neden oldu. Ailesi, okulu ve arkadaşları onun hayatında tanıdığı insanlar değildi. Yaşadığı dünya, kendi gerç...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bembeyaz kocaman bir pasta Mattia'nın hemen önünde durdu. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle pastaya bakan Mattia, Kraliçe'ye döndü ve ona sarıldı. Hızla yanlarına doğru ilerleyen Eleanora, sevinçle abisine sarıldı. Soğuk ve mesafeli tavrından eser yoktu. Kral, oğluna doğru ilerlediğinde bu manzarayı görmek istemediğimden emindim. Başımı başka bir yöne çevirdim ve dalgın dalgın bana bakan koyu kahverengi gözlerle karşılaştım. Daisy'nin donuk bakışları her şeyi biliyor gibi bana bakarken, ürperdiğimi hissettim. Donuk bakışlarını gözlerimden ayırdı. Gerçekleri biliyor olabilir miydi?
Raven, kalabalığın arasına karışmış Leon ve Scorpion'un yanında duruyordu. Sanki ona baktığımı hissetmiş gibi gözleri bana döndü. Anlamlı bakışları üzerimde dolanırken, bir anda yanlarına gelen Daisy'e döndü. Az önceki donuk halinden eser yoktu. Şen kahkahalarla onlarla konuşurken, Raven'ın bakışları ona döndü. Gelen alkış sesleriyle benimde gözlerim Mattia'ya doğru döndü. Pastaya parmağını batırdığını gördüğümde, merakla neapacağını bekledim. Alkış sesleri iyice artmıştı. Hep bir ağızdan ''Bravo!" nidaları erkeklerin ağzından yükseliyordu. Pasta olan parmağını görevlilerden biri temizce sıyırdı ve bir tabağa koydu.
"Bunun anlamı ne?" diye sordum, yanımda gergince dikilen Violet'e. Mattia'yla ettiği danstan beri üzerine bir gerginlik çökmüştü.
"Gecenin sonunda o pastayı bir kıza yedirecek." dedi gözlerini pastanın olduğu tabağa dikerek.
"Ne olacak o zaman?" diye sordum, gerginliğinin bu durumla ilgili olup olmadığını düşünürken.
"Kız gecesini onunla geçirmek zorunda kalacak. "
"Nasıl? Sevişecekler mi yani? " dedim şaşkınca.
"Hayır!" dedi hayretler içinde. "Elbette hayır! Sohbet muhabbet edecekler işte. Ne sevişmesi! " diye devam etti memnuniyetsiz bir sesle.
"Acaba bu kız sen olabilir misin?" dedim Violet'in tepkilerini dikkatle incelerken. Gözleri irice açılırken, yanakları al al olmuştu. Panikle dudağını ısırdığında, sırıtarak ona baktım. "Seni seçecek değil mi? O yüzden böyle paniklisin. "
"Şşş, sus." dedi duyan var mı diye etrafına bakınırken. "Ona tahammül edemiyorum." diye devam etti alçak bir sesle.
"O yüzden mi onunla dans ettin?" dedim onun gibi alçak bir sesle. Yüzümdeki gülümseme genişlerken, oldukça keyifliydim bu durumdan.
"İsteyerek dans ettiğimi mi sanıyorsun?" dedi bana inanamayarak bakarken. "Beni zorladı. İtiraz edersem Kraliçe'ye söyleyeceğini söyledi. Sevgili Kraliçe'miz oğlunun bu mutlu gününde sorun çıkardığımı duyarsa beni ne yapar biliyor musun?" diye sordu büyük bir korkuyla. Kaşlarımı olumsuz anlamda yukarıya kaldırdığımda, gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
