ZEHR-İ VİRAN

63.3K 2K 408
                                    


ZEHR-İ VİRAN


Tüm heybetiyle içeri giren adama odaklandı genç kızın gözleri. Sarı saçları gözlerine dökülmüş bal rengi gözleriyle kızı baştan aşşağı süzerek ona doğru ilerliyordu.

Ona alışabilirdi. Dahası aşık bile olabilirdi. Fakat onu tamamen görmeden önce ettiği o sözleri  aklından çıkması söz konusu bile değildi. Adama karşı o yoğun nefret duygusuyla sarmalanmıştı bir kere.

Hemen yanında durup gözlerinin içine baktığı sırada adamın gerçekten de yakışıklı olduğu kanısına vardı kız. Ortama yaydığı hava bambaşkaydı. Her nefesiyle daha da geriyordu insanı.

Adam elini beline koyduğu vakit genç kız gözlerini sımsıkı kapatıp bu iğrenç anın bir an önce bitmesi için dua etmeye başladı. Dokunduğu her yer acıyordu sanki.

Stresten olacak ki hızla alıp verildiği nefesler adamın yüzüne her deyişinde daha fazla çekiliyordu kendisine.

Genç adam kızın tek elini tutarak omuzlarına götürdü. Adam ona ne kadar yakın olursa nefesi o kadar düzensizleşiyordu. Bunun nedeni onu sevmesi veya hoşlanması değildi tabi ki. İçinden bir türlü atamadığı nefretine rağmen karşı koyma hakkına sahip olamamasıydı.

Yüzünü saçlarının arasına daldırarak baş döndürücü kokuyu derin bir şekilde çekti içine. Dudaklarını hemen kulağının altına getirerek küçük bir öpücük bıraktı.

Kollarının arasına taş kesmiş bedene içten içe sinirlense de buna hakkı olmadığını biliyordu. Kıza o kadar ağır hakaretler etmişlerdi ki direnmemesi bile bir mucizeydi.

Fakat gerçek benliğinden taviz vermeye de niyeti yoktu genç adamın. Bu kız onundu. İstediğini yapabilirdi.

"Kim derdi hizmetimi yaptıracağım beslemeyi gerçekten karım yapacağım."

Genç kız kendisine sarf edilen sözcüklerle sarsılırken ölmeyi diledi. Böyle vicdansız kalbi taş kesmiş bir adamın olmaktansa şura da ölmeyi yeğlerdi.

Elleri yumruk hali alırken bir nefes ötesindeki adamdan uzaklaşmadan yumduğu gözlerini açarak nefretle harmanlanmış buğulu gözlerini adama dikti. Şu anda bu adamın yanında hatta kollarında olduğu için nefret ediyordu kendisinden.

"Senden iğreniyorum." diye başladı söze. Sonra hızını alamayıp devam etti hakaretlerine.

"Senden tiksiniyorum aşağılık herif!" diye fısıldadı adeta. Kendi bile kabul etmese de korkuyordu içten içe.

Karşısında ki adamın ne denli güçlü olduğunu biliyordu. Hatta sarf ettiği sözlerden sonra onu öldürme hakkına bile sahipti. Fakat adam hiçte umursuyora benzemiyordu. Aksine yüzünde ki geniş gülümsemesiyle yeşil gözlerini üzerine dikmiş kendine bakmakta olan kıza odaklamıştı.

Genç kızı iyice kendisine yaslayıp boynuna ıslak bir öpücük bıraktı. Ger hareketiyle daha da sıkıyordu kız kendisini. Geri çekilirken ise alaylı gülümsemesinden bir şey kaybetmişe benzemiyordu.

"Senin için üzüldüm arap kızı..  Fakat senin benden iğrenmen benim sana her dokduğum da daha fazla zevk almamı sağlayacak."

Sinirden deliye dönen kız alt dudağını dişlerinin arasına almış koparmak istercesine sıkıyordu.

Ağlamak istiyordu. Bağıra çağıra hemde. Koyuyordu çünkü. Çaresizlik yakıyordu insanı. Kor misali düşüyordu üstüne.

Fakat bunu karşımdaki adama göstermemeye dair yemin etmişti. Onun karşısında her daim dim dik duracak asla kendini ezdirmeyecekti. Ne yaprsa yapsın dik duruşundan asla ödün vermeyecekti.

"Sende şunu unutma.. Bedenim senindir. Fakat ruhum bedenime yaptığın en küçük şeyin bile bedelini en ağır şekilde ödettirecektir."

Genç adam karşısında kendinen bir hayli küçük olan kızın kendine meydan okumasına bayılıyordu. Söylediklerinin sadece sözcüklerde kalacağını ikisinde biliyordu çünkü. Adamın isteklerine dahi karşı gelme gibi bir lükse sahip değildi.

Evet ona aşık değildi. Fakat kız büyüleyici derece de güzeldi. Onu her gördüğünde vücudu gözle görülecek derece de kasılarak tepki veriyordu gördüğü güzelliğe karşın.

Genç kız adama nefretle buğulunmış gözlerle bakarken adam alaycı bir ifadeyle süzüyordu kızı.

Artık kaçış yoktu.. Savaş başlamıştı!


SON.

Suudi Arabistan'ın acımasız kuralları!
Samira bir kez daha başına geleceklere karşı koyamayarak kaderinde razı olduğunda,
bu kez sadece düşmeyecek, paramparça olacağının da bilincindeydi.
Fakat beklemediği şey, dizlerinin üzerine çöktüğü an kendisine uzatılan yardım eliydi!
Cesar Massimiliano!
Kurallar arasında sıkışıp kalırken, hayatının acı gerçeğini öğrenmesiyle hayatı tamamen talan olmuştu.
Samira El-Rauj.
Ve Kocası Araz Sanchez.
Önünde ki yol çokça sancılı, çokça acı vericiydi.
Lakin Samira pes etmemeye yeminliydi!
Savaş başlasındı!

Tanıtım klasik evet, fakat hikayeye başladığınız ilk bölümle farklı olduğunu göreceksiniz.

Arap bir kız; Canadalı sözde bir koca ve İtalyan bir iş adamı. Burada işler beklediğiniz gibi gitmeyecek.

Bambaşka bir hikaye.. Beklemede kalın..

Instagram: 'asimavera'

ZEHR-İ VİRANМесто, где живут истории. Откройте их для себя