❦8❦ ↑ZEHR-İ VİRAN↓

23.8K 1.2K 1K
                                    


Medya: Cesar MASSİMİLİANO.

8. BÖLÜM:

"Sakin ol evde değil."

Kız duyduklarıyla rahatlarken Cesar kızın üzerindeki gözlerini çekmiş ve odadan çıkmıştı. Zihnindeki karışıklık ile yatağa giren Samira pikeyi sonuna kadar üzerine çekti. Küçük de olsa eline geçen fırsatın bilincindeydi fakat kaçmak ona göre değildi. Kalıp herkese yaptığının bedelini ödeyecekti. Yüzündeki peçeyi parçalamak istercesine çıkarıp rast gele fırlatırken içi ağlama isteğiyle doğdu. Ama ağlamayacaktı. Güçlü olmayı öğrenmişti bu yaşına kadar, bu alışkanlığını değmeyen biri için bozmaya niyeti yoktu.

Eğer Araz müdahale etmese Cesar ile evlenip mutlu olabilirdi fakat Araz her şeyi mahvetmişti. Buna hakkı yoktu. Zaten bataklıktan bir farkı olmayan hayatını daha fazla batıramazdı. Batırmamalıydı.

Yarın düğünü vardı ve bunu düşünmeliydi Samira. Asıl oyun yarın başlayacaktı ve Araz kendisine sarf edilen sözlerden sonar eski haline dönmüştü. Kızı tersliyor ve bir hizmetlisiymiş gibi davranıyordu. Başını geriye atarak derin bir nefesi içine doldurup sesli bir şekilde serbest bıraktı. Evlendikten sonraya ait zihnine doluşan düşünceler azda olsa Araz' dan kendisini uzak tutmayı başarabilmişti. Dışarıdan bitirdiği bölüm üzerinde burada çalışabilmeyi umuyordu genç kız. En büyük hayallerinden biriydi başarılı bir iş kadını olmak ve başaracağından şüphesi yoktu.

"Ablacığım uyan hadi."

Yanağına koyulan öpücüklerle kızın yüzü istemsizce gülümserken gözlerini zorlukla açtı Samira. Sabaha kadar uyuyamamıştı, bu sebepten olacak gibi başı çatlayacak kadar çok arıyordu.

"Sümeyye.." diye mırıldandı uyanmak istemeyerek. Böyle tembellik yapmaya alışkın değildi. Odadan çıkmadığı halde geç yatar erken uyanırdı fakat budara aynı şekilde işlemiyordu alışkanlıkları.

"Hadi ama ablacığım kuaför kadın geldi bak. Seni bekliyor düğüne saatler kaldı."
Düğün. Diye düşündü genç kız. Sahi diğer kızlarda böyle mi hissediyordu acaba düğünü olduğunda. Daha düne kadar her şeyin iyi olacağına dair içinde birkaç umut kırıntısı vardısa da Cesar' ın sözleriyle uçup gitmişti. Araz onun için artık yoktu. Silip atacaktı hafızasından. O yokmuş gibi davranacaktı ne kadar mümkün olursa artık!

Yattığı yerden kalkarak lavaboya geçip işlerini hallettikten sonra peçesini takıp odadan çıktı. Salın indiğinde hazır olan kahvaltıdan kardeşi ile atıştırırken bir süre sonra midesinin bulandığını hissederek tam doymasa da sofradan kalkmıştı.

Amıne ona öyle öğretmişti çünkü. 'Peygamberimiz Hz. Muhammet (S.A.V) sofradan hiçbir zaman tam doyarak kalkmazdı. Bu sünnetini terk etme. Hem miden içinde en sağlıklı olanı bu.' derdi hep.

Aklına üvey annesi Amıne gelince gözleri doldu kızın. Onu çok özlemişti. Kaç gündür buradaydı ve gerçekten dayanılması zordu hasret duygusu.

Sümeyye ile birlikte kuaförü odasına götürürken hiç heyecanlanmadığını fark etti kız. Bu gün onun kurtuluş günüydü. En mutlu günü olmasına karşın en mutsuz günü gibi yüzü asık ve suratı düşüktü.

Kuaför ona bir kadına yapılması gereken uygulamayı yapmak istediğinde Samira çekinmiş ve izin vermek istememişti. Yedi yaşından itibaren vücudunu kimse görmemiş ve bu tanımadığı kadına da göstermek istemiyordu.
Fakat kardeşi kulağına 'Amıne' nin izin vermesi gerektiğini' fısıldayan cümlesini duyduğunda huysuz bir şekilde izin vermişti. Kızın üzerindekileri çıkaran kuaför hayran kalmış bir ifadeyle kızı izleyince Samira rahatsız bir şekilde olduğu yerde kıpırdanmıştı.

ZEHR-İ VİRANWhere stories live. Discover now