(Bölüm-6) Duvarın Ötesi

381 244 37
                                    

"Size ne dedi?" dedim alt dudağım titreyerek.

"Bize senin duvarda bayıldığını söyledi. Orasının tehlikeli olduğunu ve senin orada olmanın sana zarar verdiğini söyledi." Ike, ellerini göğsünde birleştirdi. "Senin arkadaşının olduğunu bilmiyordum."

"Onu tanımıyorum, beni biri izliyor."

Annem güldü. "Seni birçok kişi izliyor."

"Bu onlardan değil anne, benim hayallerim hiçbir zaman yanıma gelmeden önce kapıyı çalmazlar. Bu adam sürekli benim peşimde, onu hep görüyorum ama yanına gitmeye kalkıştığımda kaçıyor. Fotoğraflarımı da o çaldı."

"Onları odasında yakmıştı." dedi Ike.

"Yaktıklarımdan bahsetmiyorum, en önemli fotoğrafımı çaldı."

"Fotoğrafta ne vardı?"

İç çektim ve omuzlarım düştü. "Bilmiyorum."

Kaşları kalktı. "Öyleyse en önemli olduğunu nereden biliyorsun?"

"Önemli olmasa o fotoğrafımı neden çalsın?"

Babam iç geçirdi. "Edith, o fotoğrafı birinin çaldığını bize ispatlamalısın. Bu şekilde sana inanmamız mümkün değil çünkü başımıza gelmemiş olan bir durum değil. Seni sürekli birileri takip eder ve sürekli birileri sana zarar verir. Hastalığını biliyorsun ve kabul etmedikçe zarar görüyorsun."

Ayağı kalktım. "O zaman size ispatlamamı bekleyin."

"Başını derde sokmayacağına söz ver."

"Siz de beni rahatsız etmeyeceğinize söz verin."

"Sen sözünü tutarsan biz de tutarız. Bizi habersiz bırakma." dedi annem.

"Tamam." Ayağı kalktım ve kapıya yürüdüm.

"Bu saatte nereye gidiyorsun?" dedi babam.

"Saat çok geç oldu." diye katıldı annem.

Sırıtarak arkama döndüm. "İki tarafında sözünde kalacağını sanıyordum."

Abim sanki bu yapacaklarımdan haberdar gibiydi. "Motorumun anahtarını al, sana hayallerinle bol neşeli günler."

On dakika geçmeden duvara varmıştım. Ailemden gizli dışarı çıkıp buraya geldiğimde duyduğum baykuş sesi hala buradaydı. Bu, ortama çabuk alışmamı sağladı.

Bu kez oturmadım. Onu gördüğüm yere doğru yürümeye başladım. Bu sırada telefonumun flaşını açıp fotoğraf çekmeye hazır konuma getirdim. Fotoğraf makinem bunu yapamayacak kadar dandikti.

Telefonumun şarjının bitmemesi için dua ederek yanımda lak lak eden sarhoş adamı dinlemeye başladım. Bu kez onu kovmuyordum çünkü bir şeyler olduğunda o hep hissediyordu. Canım sıkıldığı için onunla konuşmaya başladım.

"Gemiden aşağı itti, kafamı korkuluklara çarpmıştım." Güldü. "Beni az daha öldürüyordu."

"Adın ne?"

"İsimlerin ne önemi var, ben de senin adını bilmiyorum."

"İyi bir yalancı değilsin, bana adımla seslendiğin zamanları hatırlıyorum." Ona baktığımda beni incelediğini gördüm. "Hayallerimin arasında en çok seni hatırlıyorum. Onlardan çok sen benimle vakit geçirmeyi severdin, iki yaşımdan beri benimlesin."

"Senin sessiz ve sakin bir yaşamın var, benimkinin aksine. Bu beni de sakinleştiriyor ve içki içmemi geciktiriyor."

"Seni her gördüğümde sarhoşsun, bunu geciktirmesem acaba içki komasına girer misin?"

Madalyon BüyüleriWhere stories live. Discover now