Madalyon Büyüleri

(Bölüm-20) Planlar

Değişimler iyidir, iyi okumalar. 😊

SAMANTHA’NIN BAKIŞ AÇISINDAN

Gace’in geri geldiğini gördüğümüzde nihayet kurtulduğumuzu düşünmüştüm çünkü kontrol gününe dört gün kalmıştı. Ama yalnız olduğunu fark ettiğimizde ortam fazlasıyla gerildi ve ağzını açıp her şeyi anlattığında aradığımız ilk kişi Aden oldu. Deliye dönmüştü, bunu anlatamazdım.

“Onu iki gündür arıyorum ama hangi boyutta olduğunu bilmediğim için bulamıyorum.”

“Ortadan nasıl kayboldu?”

“Beyin yüzdesi arttığı için bunu kontrol edememeye başladı.”

Gustave’ın elleri titriyordu. “Aden onu gördüğünde ortalıkta olmamalıyız.”

“Bana gücünün yetmediğini biliyorsunuz, dokunmasına bile izin vermem.” dedi gergin bir ses tonuyla.

Puşkin ona oldukça sert baktı. “Bunu şimdiden konuşmalıyız yoksa Aden deliye döner.” İşaret parmağıyla Gace’in omzunu dürttü. “Sana zarar vermesine izin vereceksin.”

“Sen deli misin? Beni yumruklamasına neden izin vereyim?”

“Seninle iş birliği içinde olmamızı istiyorsan bunu yapmalısın, şuan bizim evdesin ve buradan dışarı adımını attığın anda tanınacağını biliyorsun. Herkes seni öldü sanıyor, dediğimi yapmak zorundasın.”

Gace bunu kabullenmişti çünkü Mathilda’yı kurtarmalarında yardım etmek istiyordu. Korkuyu gözlerinde görebiliyordum.

Aden eve geldiğinde tahminimden daha berbat görünüyordu. Saçları uzamıştı ve sakalları çıkmıştı. Uykusuzluktan sersem gibiydi. Büyük bir hesaplaşma olacaktı.

Yumruklarını sıktı ve Gace’e doğru hızla yürüdü. Hepimiz Gace’in bunu hak ettiğini bildiğimizden kılımızı bile kıpırdatmadık. Onu öldürse bile engel olmayacaktık ama o Gace’in gözlerinin içine baktı ve yumruklarını havada sallayarak bağırmaya başladı.

“Neden hiçbir zaman abim gibi davranmadın? Her zaman sorumluluğu üstlendim ve seni toparlamaya çalışan hep ben oldum. Bu yetmezmiş gibi üstüne üstlük benim için ne kadar değerli olduğunu bildiğin birini sahiplendin. Sonra da onu kaybettiğini söyleyerek geri geliyorsun. Bana ne işe yaradığını söyle! Hepimizden daha güçlü olduğunu iddia ediyorsun ama ben ortalıkta mızmızlanıp kimseyle konuşmayan ve sürekli saklanan birinden başkasını görmüyorum.” Yumruklarını indirdi ve derin bir nefes aldı. “Keşke seni, ölmek üzereyken kurtarmasaydım.” Sonra arkasını döndü, saçlarını avuçlayıp çekerek salondan çıktı.

Aluin hepimizin yapmak istediğini yaptı ve Gace’i yumrukladı. Kaarlo onu durdurmadı, ona dâhil oldu.

Ben de Majori’ye fısıldadım. “Eglantina nasıl?”

Gözyaşlarını sildi ve güçlü görünmeye çalıştı. “Hasta, hala uyuyor ve durmadan kusuyor.”

“Ike’ı arayıp konuştunuz mu?”

“Evet, ona tüm gerçeği anlattım. Tabi ablamın kaybolduğundan haberi yok, hala Gace’le birlikte olduğunu sanıyor.” Saçlarını kulaklarının arkasına attı ve kızarmış gözlerini gördüm. “Şimdi ne olacak? Mathilda’yı bulamayız.”

“Belki de o bizi bulur.”

                                ***

Üç gün. Sadece üç gün kaldı ve Aden hala uyumamakta direniyor. Yemekte yemiyor ve sürekli volta atıp Makawee’yi arıyor. Son iki saattir sanırım inancı biraz daha azaldığından dolayı aramayı bıraktı.