(Bölüm-9) Kan

313 184 28
                                    

Değerli okurlarım,
yeni bölümü mutlulukla yayınladım. Umarım siz de okuduktan sonra etkilenirsiniz. Votelerinizden ve yorumlarınızdan beni haberdar edin. ;) İyi okumalar.

O denli sert bakması beni korkutuyordu. Onu bu kadar ilginç kılanın ne olduğunu düşündüm. Sevgisi olamazdı, şu ana kadar sevgisinin şiddetini belli etmemişti. Şiddete meyilli olduğunu da görmemiştim ama ailemin onu tehdit etmesi buna işaret ediyordu sanki. Sanırım onu henüz çözememiş olmam beni ona yakınlaştırıyordu. Merak ediyordum ve keşfetmek istiyordum. Bana neden bu kadar yakın olmak istediğini bilmek istiyordum.

Yüzüne dokundum, sıcacıktı. Esmer teni pürüzsüzdü ve pencereden yansıyan ay ışığı teninde oynaşıyordu. O ay ışığı sayesinde koyu yeşil gözlerindeki halkalar çok net görünüyordu.

“Senin sorunlarını bilmek istiyorum.” dedim.

Gülümsedi ama bu içten bir gülüş değildi. “Bunu gerçekten istemiyorsun, biliyorum.”

“Her şeyi kolay kavrayacak kapasitedesin, bunu tahmin etmen zor olmamalı.” Yanağındaki elimi tuttu. “Bu eller çok narin.” dedi parmaklarımı inceleyerek. Sonra yüzü buruştu. “Ben senin yanında fazla kirli kalıyorum. Senin yanında kendimi oldukça fazla kirli hissediyorum ama aynı zamanda bu, seni arzulamama yeterli kalıyor.”

Gözleri irileşmişti, sanki beni bağlamak istiyor gibi bakıyordu.

“Korkma.” dedi beni iyice sararak. “Korkarsan her şey daha kötü olur.”
Ellerinden kurtulmak için kollarımı salladım ve bir adım geri attım. Her an beni kapacakmış gibi gerindi ve ne yapacağıma bakmak için bekledi.

Hiçbir şey söylemedim, sadece arkamı döndüm ve dışarıya çıktım. Biraz sessiz olduğumda yanımda olduğunu anlamıştım. Benimle birlikte salona girdi ve yanıma oturdu.

Samantha masayı hazırlıyordu. Aden’in bakışlarından kurtulmak için ona yardım etmeye kalktım ve peşinden mutfağa gittim. Beni gördüğünde gülümsedi. “Fotoğrafa baktın mı? Yoksa Aden onu bulamadı mı?”

Ben de ona gülümsedim. “Fotoğrafa baktım, onu benden almakta haklıymış. O  fotoğrafta her şey gün gibi ortada.”

Kızarmış tavukları bana gösterdi. “Yemeğe kalacaksın değil mi? Tavuklarım harikadır, Mathilda.”

“Kalmayı çok isterim.” dedim gülümseyerek.

Salatayı hazırlamaya başladı. “Harika.”

Konuya nasıl gireceğimi düşündüm, aile olarak çok sıkıydılar ve yanlış bir kelimemde bana saldıracak gibi duruyorlardı. “Ailenize bayıldım.” diye başladım. Bu bir yalan değildi, beni etkilemişlerdi. “Hepiniz özel görünüyorsunuz.”

Bu onu fazla mutlu etmemişti, sanki bunu çoktan biliyormuş gibi gülümsedi. “Böyle düşünmene sevindim.”

“Ne zamandır bir aradasınız?”

İç çekti. “Çok uzun zamandır, saymayı yıllar önce bıraktım.” Bunu söylerken sanki bir şeyi söyleyecekmiş gibi durdu ve sonra vazgeçti.

“Merak ediyorum.” dedim salatayı elimde kesmeye başlayarak. “Aden’i özel yapan nedir? Çok farklı görünüyor. Yani en azından hareketleri öyle.”

Bir anlığına gözlerime baktı. Ciddiyetimi ölçmeye çalışıyordu. Hayır, ne kadarını fark ettiğimi görmeye çalışıyordu ve sanırım bunu bir bakışta anlamıştı.

“Özel biri olduğu doğru, her insanın özel yanları vardır.”

“Ama onunki fazla baskın, hareketleri fazla sahiplenici.”

Madalyon Büyüleriحيث تعيش القصص. اكتشف الآن