(Bölüm-14) Yaramazlık

217 91 27
                                    

Yeni bir bölümle yeniden karşınızdayım. Bu bölümde işler derinleşip adrenalin artıyor. İyi okumalar değerli okurlarım.

“%23.” dedi.

“Endişelenmemiz gerekiyor mu?” dedi Eglantina, doğrudan.

“Bu kadar hızlı olmaması gerekiyor ama daha önce dediğim gibi o bir yetişkin ve bu ilk kez oluyor. Bu yüzden hızını ilk kez Mathilda’da ölçüyoruz. İlerlemesi sonunda duracaktır.”

“Ya durmazsa?” dedi Aden gözlerini benden ayırmadan.

Jasper güldü. “Yönetici olmasını istemiyor musun?”

“Bu saçmalık. Elinizde nasıl hiçbir bilgi olmaz, yaptığınız düzinelerce araştırmadan sonra Mathilda’nın karşısında nasıl bu kadar bilgisiz kalabiliyorsunuz?”

“Daha önce bu yaştaki birinin beyin yüzdesi çoktan tamamlanmış oluyordu Aden, bununla ilk kez karşılaşıyoruz.”

“Yeteneğimi nasıl kontrol edeceğim?” dedim. “Neye dokunursam dokunayım anılar görmeye başlıyorum.”

Jasper iç çekti. “İşte senin için en zor kısmı geliyor, bunu kontrol edemezsin. Gelişimin tamamlanana kadar bu şekilde devam edeceksin.”

Kaarlo boynumdaki ve yüzümdeki yaraları gösterdi. “Onun gördükleri gittikçe saldırganlaşıyor, engellemenin bir yolu olmalı.”

“Hayır, yok. En azından bizim geliştirdiğimiz bir çözüm yolu henüz yok. Onu olabildiğince yalnız bırakmamalısınız.”

“Peki, gezginlik için eğitimlere başlayabilir miyim?”

Jasper ve Aden aynı anda güldüler. “Bu halde seni asla gezgin yapmazlar, Mathilda. Alay mı geçiyorsun?”

“Bu daha ne kadar sürecek? Dışarıda bir ailem var ve hiçbir yere kımıldayamıyorum.”

Jasper gözlüğünü çıkartıp masasına geçti. “Bunun sorumlusu ben olmadığıma göre çıkabilirsiniz. Kontrol bitti.”

“En azından eğitimlere katılmak istiyorum, sadece gezgin olacağım güne kadar eğitim almamı sağla.” dedim Aden’e. “Senin merteben yüksek, istersen beni kolaylıkla oraya sokabilirsin.”

Ellerini cebine soktu ve kafasını kapıya doğru çevirdi. Beni en başından beri oraya yollamak istemiyordu zaten. “Gezgin olamadıktan sonra ne anlamı var?”

“Eninde sonunda olmayacak mıyım? Sınava kadar işleri hızlandırmış oluruz, yeniden eğitimle uğraşmamış oluruz.”

“Şuan iyi değilsin ve bu sana zarar verir.”

Yüzümü buruşturdum. “Tamamen safsata, bana yardım edeceğine dair söz vermiştin ve şimdi burun kıvırıyorsun.”

“Bunu burada konuşmayalım.” dedi ve kapıyı işaret etti.

             ***

Akşamüzeri olmuştu ve az önce Kızılderili arkadaşımla olan telefon konuşmamız sona ermişti. Meraktan ölmüştü ve en kısa zamanda benimle yeniden konuşmak istiyordu. Bana gördüğüm görüntüleri ve sayıkladıklarımı sorup duruyordu.

O akıl hastanesiyle alakalı her şeyi Justin’e anlatmıştım ama o sadece görüntü kayması olduğunu söylemişti. Yeteneğime alışmadığım için başka görüntülerle karıştırıyormuşum. İkna olmadığım zamanda, bir süre boyunca orada çalıştığını söyledi.

Şimdi Ike durmadan arıyordu. Onunla yaklaşık bir haftadır konuşmuyordum. Sadece iyi olduğuma dair kısa mesajlar yolluyordum. Onunla konuşamazdım, beni çok fazla olumsuz etkiliyordu ve günlerce uyuyamıyordum. Üstelik büyük bir vicdan azabına neden oluyordu. Bu yaptığımın çok sorumsuzca olduğunu biliyorum ama kaçabildiğim kadar kaçıyorum.

Madalyon BüyüleriDonde viven las historias. Descúbrelo ahora