(Bölüm-15) Büyük Bedel

157 42 28
                                    


Bu bölüm bana çok hüzünlü geldi ve medyaya koyduğum şarkıyla büyük uyum sağladıklarını düşünüyorum. En sevdiğim şarkılardan biridir, sizin de beğeneceğinize eminim. Müziği paragrafla belirttiğim kısımda dinlemeye başlayabilirsiniz. İyi okumalar, değerli okurlarım.


Hastane kokusu bana her zaman güvenilir bir ortamda olduğumu hissettirmişti. Bugün ise bu kokuyu aldığımda içime bir korku doluyor.

Gözlerim fazla uyumaktan mı yoksa yorgunluktan mı bilemiyorum ama aşırı sızlıyordu. Bu yüzden gözlerimi birkaç kez kırpıştırmak için açmam gerekiyordu. İhtiyacımı uyguladıktan sonra yanı başımda beni izleyen Aluin'i gördüm. Yüzümü istemsiz olarak kırıştırdım. "Her şey çığırından çıktı değil mi?"

İşaret parmağını havaya kaldırdı. "Fırtına öncesi sessizlik, bunu iyi dinle."

"Ne oldu? Her şeyi anlat."

"Aldric seni görmekte ısrar ediyor, iyileşir iyileşmez yanına gitmek zorundayız." Derin bir nefes aldı. "Onunla konuşmayı denedik ama bizi salona bile sokmadılar."

"Peki ya sırtım?" dedim kafamdaki en büyük soru işaretiyle.

"Gevelemene gerek yok, Aden'i öldürmemize az kaldı. Babam artık kesinlikle onunla görüşmene izin vermeyecek. Seni eve kilitlemek için asma kilit almaya gitti." dedi gülerek. Bu gülüşünün tek nedeni beni neşeli tutmak istemesiydi. Eğer işin ciddiyetini tam olarak anlarsam ayağı kalkmamdan korkuyorlardı.

"Sana kendime iyi bakacağıma dair söz verirsem bana her şeyi anlatır mısın?"

Ne kadar endişeli olduğumu görüyordu. "Ayağı kalkmayacağına söz ver."

"Söz veriyorum."

"Aden'i bulamıyoruz. Babam onu o kadar çok tehdit etti ki dengesini kaybetti. Az kalsın babama saldıracaktı ve Puşkin onu zor zapt etti. Şimdi telefonları açmıyor ve evde değil." Anlattıkları daha başıymış gibi sıkıntılı bir of çekti. "Aldric çok sinirli, sana ne ceza vereceğini bilmiyoruz ama ufak bir şeyle kurtulabilecek gibi görünmüyorsun."

"Ceza umurumda değil, Aden'i bulmak zorundayız. Kendine zarar verebilir."

Yüzü buruştu. "Beni arkadaşın falan zannettin sanırım, ben senin abinim ve tabi ki onunla görüşmemen için her şeyi yaparım. Seni yaraladı ve bunu yine yapabilir."

Kapı çalınınca hararetli tartışmamız bölündü. Bir buket çiçek bana verildiğinde narin bir şekilde yazılan notu okudum. En kısa zamanda iyileş ve gerçekleri gör. -Gace

"Gace kim?" dedi Aluin.

"Tanıştığım Kızılderili kızın arkadaşıydı. Haberi duymuş olmalı." diye yalan söyledim. "Buradan ne zaman çıkacağım?"

"Acele etme küçüğüm." dedi gülerek.

***

Majori gömleğimi iliklememe yardımcı oldu ve sonra yakamı düzeltti. "Güzel görünüyorsun."

"Teşekkür ederim." Aklım hala Aden'deydi. Kaç gün geçmesine rağmen ondan hiçbir haber alamıyordum. Bana telefon verilmiyordu çünkü ona ulaşmaya çalışacağımı biliyorlardı. Yeni ayağı kalkmıştım ve yeniden dışarı çıkmama engel olacaklarından korkuyordum. Ama müjdeli haber kapı çalındığında geldi. Amber cama yapışmış bana karamsar bir ifadeyle bakıyordu.

Madalyon BüyüleriWhere stories live. Discover now