(Bölüm-25) Şans

85 17 8
                                    

İyi geceler ve iyi okumalar. 😀💝

Güzel bir yeteneğim olmuştu ama ortam hala iyi değildi. Aden, Gace'e gücü yetmeyeceğini biliyordu ama aynı zamanda onu öldürmek istiyordu. Ortamı değiştirmek istiyordum ama kardeşler arasına giremiyordum. Onların bağları nefretle sağlamlaştırılmıştı.

"Sana asla güvenemezdi zaten." dedi Aden. "Onu yeniden kaçırabilirdin."

"Onu ilkinde kaçırabilirdim."

"Bana ilkini de anlattı. Elbette en başında söylemeliydi ama artık çok geç. Şimdi kardeşini görmesine izin vermek zorundasın. Benim için değil, sadece Mathilda için."

"Sen bizimle olduğun sürece hiçbir şey yapmayacağım."

"Sizi yalnız bırakmam mümkün değil."

Yalvarır gibi Gace'e baktım. "Lütfen Gace, onu görmeme izin ver."

Oldukça kararlı bir şekilde kafasını salladı. "Aden geri dönmediği sürece seni hiçbir yere götürmeyeceğim."

Pes etmeyeceğini biliyordum, inadı oldukça katı biriydi. Bu yüzden Aden'in elini tuttum ve gözlerinin içine baktım. "Lütfen izin ver, onu bir daha görüp göremeyeceğimi bile bilmiyorum."

"Gace'e güvenmemen gerektiğini çok iyi anladın. Sana ne zaman yararı, ne zaman zararı dokunacağını bilemezsin."

"Bu her zaman geçerli bir durum, eğer isterse sen buradayken bile bana zarar verebilir."

"Hayır, asla zarar veremez. Ne pahasına olursa olsun izin vermem. Benim yanımda olduğun sürece sana hiç kimse zarar veremez."

"Lütfen Aden, lütfen..." Ağlamamak için sıktığım boğazım acımaya başlamıştı. "İzin ver gideyim. Yazlığa gittiğimizde buradan çok uzakta olacağız. Sadece gitmeden önce bir kez görmeme izin ver."

Elimi sıkıca tuttu. "Ne pahasına olursa olsun seni kaybedemem. Gerekirse abini senelerce görme, senin güvenliğin daha önemli." Elimi tuttu ve beni duvara doğru çekiştirmeye başladı. Son kez arkama dönüp umutsuzca Gace'e baktım ve Aden'le gitmeye razı oldum.

"Onu göremeyeceğim." dedim mutsuz bir ifadeyle. "Her şey daha kötüye gidiyor. Ailem parçalandı."

"Hiçbir şey yolunda değil. Duvarın ötesinde seni kullanmak için dört göz bekleyen insanlar var. Koskoca orduya karşı birkaç kişiyiz ve kendini geliştirmek zorundasın. Ailenin bile hala hiçbir şeyden haberi yok."

"Ike'a hiçbir şeyi anlatmayacaktım çünkü zaten o evde yalnız ve canını daha fazla sıkmak istemiyorum ama en azından son kez konuşmak istiyordum."

"Unut bunu, Gace'le yalnız kalmayacaksın."

"Bunu yapsaydı ilk seferinde yapmaz mıydı?"

"Beni anlamıyorsun." diye bağırdı. "Her gece onu kontrol ediyorum ve her seferinde senin adını sayıkladığını duyuyorum. Onun normal olmadığını anla artık, ne zaman ne yapacağını kestiremezsin. Sadece senin ona bağımlı halin hoşuna gitmişti ve bunu kullanıyordu. Ortaya ben çıkmasaydım belki de yeniden buna teşebbüs edebilirdi ve bu kez eminim ki daha güçlü önlemler alacaktır." Gözlerime baktı. "Bu kez seni kurtarmamız mümkün olmaz. Onu tanıyorum ve buna eminim, bir kez daha seni alıkoyarsa bu kez seni asla kurtaramayız."

"Tamam." dedi arkadan gelen Gace'in sesi. "Kabul ediyorum."

Durduk ve ona döndük. "Neyi kabul ediyorsun?" dedi Aden.

"Sen de gelebilirsin." Beni işaret etti. "Yeter ki Ike'ı görsün."

***

"Siz içeri girmeyin." Gözlerimi kısıp tehditkâr bir şekilde onlara baktım. "Ve sakın kavga etmeyin, bu civar alev toplarına alışkın değil. Cadı olduğunuzu sanabilirler ve sizi sarımsakla kovalarlar."

Madalyon BüyüleriWhere stories live. Discover now