(Bölüm-24) Doğru Atış

74 17 12
                                    

İyi okumalar. :)


Gace'in söylediklerini hatırladım. "Annen seni görürse iyileşme ihtimali artar, sonuçta sen onun hâlâ kızı sayılırsın." Haklılık payı vardı, iyileşmesi sadece bir ihtimal bile olsa bunu denemek zorundaydım. En azından moral yüksekliği olabilirdi, birbirimizi çok uzun zamandır görmüyoruz.

"Bu yüzden Gace'in yardımına ihtiyacım var, Tiago."

"Saçmalama, seni tuzağa düşürdüğünden haberin yok mu?"

"Beni tuzağa düşürdü ama annemin akıl sağlığı iyi değil."

"Bunu Aden'le konuş, bir çaresini bulur."

"Bulamaz çünkü artık tüm gezginler beni tanıyor. Gace kadar güçlü değil ve yakalanırız." Kafamı yumrukladım. "Üstelik tatile çıkmak zorundayız çünkü derslerimi en iyi orada yürütebilirim ve o kadar uzaktan beni eve götürebilecek kadar hızlı olan tek kişi Gace. Yani yine her şey onun lehine olmuş durumda. Bunu her seferinde nasıl yaptığını anlayamıyorum."

Tiago parçalanmış yastığımı ortadan yok etti ve yeniden kapıda belirdi. "Uyumalısın, yarın yoğun bir gün olacak. Bavul toplamana yardım edeceğime söz veriyorum."

Yatağa uzandım ve o da üzerime çarşafımı örtüp köşedeki koltuğa oturdu ve rahat bir uyku çekmem için nöbet tutmaya başladı.

Yine kâbus gördüm. Annemi ziyarete gidiyordum ve Gace orada annemi öldürüyordu. Onun kafasını parmaklıklardan geçirip kopana kadar çeviriyordu. Sonra da bana dönüp gülümsüyordu. O kadar ürkütücüydü ki uykumdayken bile tüylerimin diken diken olduğunu hissetmiştim.

Uyandığımda neredeyse öğlen olmuştu ve Aluin yanımda uyuyordu. Ona doğru döndüğümde uyandı ve bana gülümsedi. "Dün gece sesini duydum ve huzursuz bir uyku çektiğini düşünüp yanına geldim."

"Teşekkür ederim. İşe gitmedin mi?"

"Telefonla arayıp tatil iznimi aldım. Annem ve babam da izin almış olmalılar, birazdan gelirler."

İçeriye giren Eglantina ellerini birbirine vurdu. "Çoktan geldik bile, bavulları topluyoruz. Neden hala kalkmıyorsunuz?"

Yerimden doğruldum ve telefonumu aldım. "Aden'e haber vermeliyim."

"Gerek yok, eve uğradı ve ona her şeyi anlattım.

"Neden beni uyandırmadınız?"

"Aden uyandırmamızı istemedi. Ayrıca abinle birlikte çok güzel uyuyordunuz. Majori'de yanınızdaydı ama o sizden erken kalktı. Hadi sizde kalkın ve kahvaltı yapıp bavullarınızı hazırlayın."

Aluin yataktan kalktı ve yatağımın yanına baktı. "Sen ne zaman dolabını topladın?"

Yatağın diğer tarafına geçip kafamı aşağı sarkıttım ve hazırlanmış bir bavul gördüm. Muhtemelen bunu Tiago yapmıştı. "Bir ara yaptım işte." Yataktan kalktım. "Ben kahvaltı yapacağım, sana da omlet yapmamı ister misin?"

Aluin saçlarımı karıştırdı. "Mükemmel olur, elimi yüzümü yıkayıp aşağı inerim."

Kalktım ve pijamalarımı değişmeden aşağı indim. O sırada telefonuma gelen mesajları kontrol ediyordum. İlki Aden'dendi. "Dolabını senin için hazırladım, ölü gibi uyuyordun ve gece uyuyamadığını düşündüm. Mutlu sabahlar."

"Teşekkür ederim." yazdım ve ona yolladım.

İkinci mesaj Ike'dandı. "İyi misin? O adam neyin nesi öyle? Sana neden öyle davranıyor?" Ve attığı diğer mesaj: "Anneme senin geldiğinden bahsettim ve uzun zaman sonra ilk kez benimle göz teması kurdu. Lütfen her ikimiz içinde yeniden gel, seninle konuşmamız gereken çok şey var."

Madalyon BüyüleriUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum