16. Bölüm

450 73 11
                                    

12 Ekim 2012 - bu adaya gelişimizin üzerinden tam altı ay geçti. Üç ay önce başladığımız adanın diğer tarafına ev yapma projemizi tamamlamış bulunmaktayız.

Sabah herkezden önce kalkıp sahile gittim. Biraz yanlız kalıp durumumuzu ve sonumuzu düşünmek için, şu an bu koskoca arazinin tek ve ebedi hükümdarları biziz. Bu yönden düşünmek bana kendimi çok güçlü ve kuvvetli hissettiriyor ancak eğer bu kadar güçlü olsaydım en azından bu adadan kurtulabilirdik. Gerçek güç bizi ve hakimiyetinin elimizde olduğunu sandığımız bu adanın yaratıcısı olan Allah'ın gücüdür.

Ben bu düşünceler içinde boğuşurken,elini omzuma atıp yanıma oturan Güney ve ardından koşarak yanımıza gelen Adenle Sera... "uyandınız demek"
"Evet, hadi kahvaltı yapalım."
"Tamam" dedikten hemen sonra eve gidip kahvaltı hazırladık. Kahvaltı sırasında...
"Hiç içinde bulunduğumuz durumu gözden gecirdinizmi? Yada ailelerimizi, okulumuzu, arkadaşlarımızı..."
Diyerek muhabbeti başlatmış oldum. Devamında ise ilk olarak Aden cevap verdi.
"Aslında bu düşünce aklımdan hiç çıkmıyor Tuna. Ailemiz şimdi kim bilir ne haldeler " Ardından Sera "Bencede,bi düşünsenize altı aydır bu haritada bile göründüğünden şüpheli olduğum adadayız. Kim bilir belki de ailelerimiz öldüğümüzü sanıyordur. Tamam, belki o uçaktaki insanlardan şanslı olabiliriz ama burda kaldığımız her gün, bu adadan kurtulma düşüncelerimden bir parça kopuyor." Kızlar dizilerinin üstüne çöküp ağlamaya başladılar...

Hemen biz de çöktük, kızları ayağa kaldırdık. Ardından
" hadi kızlar, böyle devam edemeyiz. Eğer umutsuzluk kapımızı bir kez çalarsa bir daha bu adadan kurtulmayı istesek de başaramayız. Bu altı aylık süreçte şu yaptiklarimiza bi bakın, neredeyse bütün adayı dizayn ettik ayrıca hepimiz hayattayız. Düşündüğünün aksine, her geçen gün benim adadan kurtulma isteğim artıyor. Çünkü her geçen gün gelişiyoruz, şu kocaman tarlaya, şu kendimizi geliştirerek sadece ikinci denemede yaptığımız çömleklere, şu kocaman eve ve yiyeceklerimize bak, üstelik hepsi sadece altı ayda yapıldı bunu hepinize söylüyorum, eğer birbirimize güvenmezsek veya bu adadan kurtulma umudumuzu kaybedersek, işte o zaman her şey biter...

Az önce ağlayan Sera ile Aden ağlamayla karışık gülerek bana baktılar ve "haklısın" dediler. Kahvaltımızı da bitirdik, ardından Güney'e bugün ki programımızda ne var diye sordum. bana doğru döndü...
"Ormandaki işimiz hâlâ sonuçlanmadı " diye yanıtladı
"O zaman gidip bitirelim şu işi"

Ormana giderken, yolda...

"Tuna, sence bunu kızlara söylemenin vakti gelmedi mi?
" Neyi"
"Tuna, anlamamzlıktan gelme şu an üzerinde çalıştığımız kurtulma planından bahsediyorum"
"Olmaz henüz çok erken daha planın yarısındayız bitmeden önce söyleyemeyiz, onları boşuna umutlandırmak istemiyorum. Sen de ağzından kaçırma tamam mı? "Tamam "

Hemen işe koyulduk, Güney'le birlikte bi kurtulma planı hazırlamıştık planı kısaca anlatmak gerekirse; dört kayık genişliğinde ve yaklaşık iki buçuk metre boyunda dev bir kayık yapmayı planlıyoruz. Bunun için bütün ahşap ihtiyacımızı bu gün sonlandırıyoruz. Yakında - Tahtaları kıyıya taşıdıktan sonra-
Yapım aşamasına geçicez. İşte o zaman kızların bundan haberleri olucak.

Hava kararmaya başladı "Güney hadi eve dönüyoruz "
Beraber hızlı adımlarla eve döndük. Eve girdiğimizde sofra hazırdı, "tam zamanında geldiniz hadi oturun " hemen oturup akşam yemeğini yemeye başladık
yemeğin hemen ardından yatmak için hazırlandık. Yemeği biraz geç yemiştik ve çok ta yorgunduk. Başımı yastığa koyar koymaz uyudum...

ISSIZ ADAWhere stories live. Discover now