17. Bölüm

370 60 24
                                    

Bu sabah çok erken uyanıp, Güney'le birlikte dün malzemelerini toplamayı bitirdiğimiz kurtulma planımızı yani büyük bir kurtulma sandalı yapmaya başladık. Biz erken uyandığımız için en az üç saat kızlar planımızı farketmeden rahatça çalışabilirdik, bu da bizim için iyi bir fırsatı. Hemen işe koyulduk...

" Tuna,offf!!! Çok yorucu. Bu iş sandığımızdan daha zor.
" Biliyorum ama dayanmalıyız, bunu yaparken adadan kurtulmayı hayal et o zaman daha az yorulursun.
" Tamam "
...
Yaklaşık 2-3 saattir çalışıyoruz sandalın alt kısmını tamamladık. Ne kadar damarlarım patlayacak sandıysam da yaptığımız salın alt kısmını ormana taşıdık. Hemen ardından kızların yanına gittik. Onlar da daha yeni uyanmış bizi arıyorlardı...

"Nerdesiniz siz?yarım saattir sizi arıyoruz!
"Ormandaydık Sera.
"Sabah sabah ne yaptınız ki ormanda?

Güney bi an söyleyecek gibi oldu ama benim "sakın söyleme" anlamına gelen öksürmelerim onu durdurmaya yetti.

"Ben Erken uyanınca, Güney'i de uyandırdım sonra birlikte dolaşmaya çıktık.
"Neyse tamam. Bu gün biraz yoğun geçecek, yiyecek ve suyumuz azaldı yani bu gün ormandayız.
"Tamam ben seninle su bulmak için, Güney de Aden'le yiyecek bulmak için gideriz.
"Olur"

Sera'yla birlikte her zaman su için gittiğimiz yere gittik. Suyu kaplara doldurduktan sonra eve dönmek için yola çıktık,sabah kahvaltı da yapmadığımız için suyu taşımakta gerçekten çok zorlandık ama nihayet eve varmıştık ki bizden hemen sonra Güney'le Aden de geldiler hep birlikte eve girdik. Kızlar yiyecekleri mutfağa dizerken, biz de suyu depoya doldurduk. Tan Yeri turuncuya boyanmış, güneş uykuya dalmak üzereydi bu eşsiz güzellik sanırım insan eli değen hiçbir kara parçasında bulunmayan türdendi. İnsanı şair yapmaya yetecek güzellikte bi manzaraydı, hep beraber bunu izlemek için sahile gidip oturduk, her birimizin içinden geçirdiği güzel hayaller yüzlerinde ki mutlu ifadelerden anlaşılıyordu bu olağanüstü bi duyguydu.

"ne güzel bi manzara değil mi "
"Evet Aden. Gerçekten de öyle"
"Bi fikrim var. Bu gün yemeği dışarda, bu manzaranın altında yesek olur mu?
"Tabi olur sera.

Diye onayladıktan sonra hemen sofrayı dışarıda hazırladık ve güzel bi akşam yemeği yedik. Gerçekten buraya çok alışmıştım artık kendimi buranın bi parçası olarak görüyordum, sanki burada doğup büyümüşüm sanki gözlerimi ilk açtığımda burada uyanmışım gibi. Hava kararmış, saat geç omuştu hepimiz etrafı toparlayıp, yatmak için hazırlandık. Kafamı yastığa koyar koymaz uyumam bu gün gerçekten yorulduğumuzu gösteriyordu...



ISSIZ ADAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin