22. Bölüm

273 25 1
                                    

Uyandığımda başucumda duran, mızrak ve oklar bana dün geceyi hatırlattı. Umarım bunları kullanmaya gerek kalmadan buradan kurtulabiliriz.
" Tuna, uyandın mı? Biz kahvaltıyı hazırladık, gel hadi. "
" peki, geliyorum. "

Hemen kalkıp dışarıya çıktım, hep beraber kahvaltı yaptık. Yemek sırasında Aden söze girdi;
" Arkadaşlar, planın sonuna giderek yaklaşıyoruz, kurtulma gemimiz hazır, yeterli buğday ve ekmek de var. Ayrıca bir sürü kurutulmuş ve taze meyvelerimiz var kısaca yaklaşık üç haftalık yiyeceğimiz var içecek olarak elli den fazla hindistan cevizi ve kilden yaptığımız su depolarında da yirmi litreden fazla su var bu gün de geminin içine ateş yakabilmek için kilden bi ocak yapıcaz ve diger tüm eksiklerimizi giderip malzemeleri gemiye yükliycez. "

Konuşma biter bitmez Güneyle ben kil hazırlamak için toprak ve su almaya gittik. Ormana yakın bir yerden daha önce de kullandığımız toprak kutusundan toprak alıp geminin yanına taşıdık ardından biraz da su getirdik ve ayaklarımızla üzerinde gezinerek iyi bir kil elde ettik. İkinci iş olarak hazırladığımız kili gemiye taşıdık ve soba - ocak karışımı bir şey yaptık sonra içinde güzel ve gür bir ateş yakarak kili pişirdik sağlam olduğu gözle anlaşılıyordu her geçen gün gemi daha da iyi görünüyor, mühimmat açısından da yeterlileşiyordu. Bu gün de son dokunuşları yaptığımıza göre yarın sabah açılabilirdik bi yandan çok büyük bir mutluluk içerisindeydik, ancak şu yerliler yüzünden çok gergin olduğumuz için mutluluğumuz çekinik kalıyordu. Nihayet eve döndük geldiğimizde kızlar evde değildi, endişelenip, Güney'le hemen sahile koştuk.

" huh! Burdasınız "
Güney'le birbirimize bakıp gülmeye başladık, git gide paranoyaklaşıyorduk. Kızlar sahilde güzel bir yemek hazırlamış son akşam ve adaya veda için bu akşam yemeğini dışarıda yemek istemişler. Yemeğe oturduk bir yandan yedik bir yandan da sohbet ettik tan yeri ağarıyordu müthiş bir manzaraydı fotoğrafçıların hayali olan onlarca manzaraya şahit olmuştuk bu adada birbirimizin ailesi olmuş, hayatta kalma mücadelesi vermiştik en önemlisi ise açlık ve susuzluktan daha da önemli olan umudumuz yitirmeme ve soğukkanlılıktı. Yaklaşık on üç aydır bu adada önce küçük bir barınak sonrasında ise küçük bir medeniyet kurmuştuk bu kadar zamanda büyük işler başarmıştık o ilk gün ki soğuktan titreyen ve ölmek üzere olan bizler, artık bu adanın yöneticileriydik...

" Nihayet bitti, bu son akşamın da sonuna geldik gün battı. "
" dört gözle beklediğimiz kurtulma planı sonunda bitti, hadi gidip güzel bir uyku çekelim yarın çok erken yola koyulmamız gerek gün doğumuyla beraber açılmalıyız"

Hep birlikte eve gidip yattık, yarın için hepimizin çok heyecanlı olduğunu sanırım söylememe gerek yok...

ISSIZ ADAWhere stories live. Discover now