-31-

6.9K 464 4
                                    

8. BÖLÜM

"Aşkı içime işlemiş, kalbi kalbime değmişti... Dünyanın en zengin ve güçlü adamı bendim! Çünkü o, nefes aldığım sürece benimdi..."

Lord Eric McVerht'in Not Defteri

*

Kralın Quer topraklarında neden bu kadar çok kalmak istediğine kimse anlam verememişti ama halk krallıktan gelen hediyelere ve yiyeceklere boğulurken bunu daha fazla düşünmemeye karar vermişti. Heyalof etrafında sarhoş gezen insanların gün geçtikçe artarak çoğalmasını onaylamaz bakışlarla izliyordu. Başını unutmak ister gibi iki yana hızla sallarken önünden öpüşerek geçen çifte gözlerini kocaman açarak baktı. Daha sonra kapatmayı unuttuğu ağzını Ian'a çevirdi. Bu işin bir an önce bitmesini ve İngilizlerin olmayan ahlaklarına geri dönmesini istiyordu.

"Şu an ağzına bütün bir tavuğu sokabilirim," dedi Ian gülümseyerek. Ama aynı gülümsemeyi Heyalof'dan alamayınca boğazını temizledi ve gözlerini kaçırarak etrafına baktığında Heyalof'un şaşkınlığını yadırgamaması gerektiğine karar verdi.

"Ağzıma bir şeyler sokma hayallerinden vazgeçip kendini yapmamız gereken işe verebilirsin seni zavallı!" Heyalof bu kadar cesur olabildiği için kendi üstünde gözlerini gezdirdi ve bu cesaretin nereden geldiğini bulmak ister gibi her bir noktasını iyice inceledi.

Ian onun sözlerini anlamaya çalışır gibi elini yüzünde gezdirdi, kafasını kaşırken Heyalof'un ahlaksız sözleri zihninde şekillenmeye başladı. Bu sefer yüzüne oturan gülümseme kahkahaya dönüştü. Heyalof onun bozmamaya dikkat ettiği ciddiyetini tek bir dokunuşu ve sözüyle yerle bir etmişti.

"Sen gerçekten ahlaksız bir kadınsın Heyalof!"

"Ahlaksızdan çok cesuru tercih ederdim seni koca kafalı ama dediğimi anlaman bile büyük bir mucizeyken şu an üstüne daha fazla gelmek istemiyordum," dedi ve tırnaklarına bakarken ilerlemeye devam etti. Ian'ın ona ahlaksız demesi kalbinin incinmesine neden olmuştu ama ona bu izlenimi verende kendisinden başkası değildi genç adamın onun cesaretini ahlaksızlıkla birleştirmesi çok normaldi. Heyalof bunu unutmaya çalışarak konuyu kapaması gerektiğine karar verdi.

"Tuzağıma düşürmem gereken ilk lord kim olacak Ian?"

"Bu işten bu kadar rahatça bahsetmen canımı sıkıyor Heyalof," dedi ve kolunu tutarak güzel kadının yüzünü kendisine çevirdi. Heyalof onun ani hareketlerine engel olamamıştı. Yavru geyiğin avcısına attığı bakışların aynısını Ian'a yönelttiğinin farkında değilken ona karşı sert duruşunu koruduğunu düşünüyordu.

"Onca şeyi yapmaktan korkmuyorsun ama bana ne zaman yaklaşsan solukların hızlanıyor ve gözlerin korkuyla kısılmaya başlıyor Heyalof, neden?"

Heyalof kendini toparlayıp ona karşılık vermek üzereyken kolunu tutan sıcak elin ondan uzaklaşmasıyla 'hayır' diye bağırmak istedi. Aslında her an Ian'ı yanında, dokunuşlarını ise üstünde istiyordu ama hayat denen acımasız düzen ona ve duygularına izin vermiyordu. Sadece kısa bir süre için tüm yeminlerini unuttu ve Ian'ın elini tutup eski yerine sürükleyip koca gözlerini yalvarırcasına ona dikti.

"Seni anlamıyorum Heyalof!"

"Beni bırakma Ian!"

"Seni gerçekten anlamıyorum!"

"Beni bırakma Ian!"

Ian, Heyalof'un güzel yüzünü elleri arasına alarak gözlerine baktı. Onu öpmek istiyordu ama şimdi bunu yaparsa her şeyi onlar için biraz daha zorlaştırırdı. Bunu düşündüğü anda onun dudaklarında kaybolma fikrinden vazgeçti. Alnını Heyalof'un alnına dayadı ve çevrelerinde süren eğlencenin içinde kaybolmuş iki çocuk gibi ağlayan ruhlarını susturmak için sözleriyle Heyalof'u sardı. Acımasız sert Ian kaybolmuş yerini sevdiği kadına muhtaç olan zavallıya bırakmıştı. Her zaman ona karşı sert olacağını kendisine hatırlatsa da birkaç gün önce bu sözünü birkaç dakika tutabildiğini anlayarak büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı Ian ve eziyetine son vererek eski Ian olmaya karar vermişti. Heyalof'un uğraşmaktan zevk aldığı askeri geri getirdiği için şimdi ikisi de mutluydu. En azından o mutlu olduklarını düşünmek istiyordu.

"Ölsem bile seni bırakmam Heyalof..."

"Ölmeni istemiyorum Ian!"

"Buna ancak Tanrı karar verebilir güzelim..."

"Ian ben..."

"Evet, sen..." dedi Ian gülümseyerek onun duygularına teslim olacağı anı sabırla bekledi.

Heyalof içinde kabarıp coşan dalgalara kapılmak için can atan küçük sandalının içinde kalbini heyecanla dolduran adama doğru gittiği sırada Bella'nın çığlığıyla kendine geldi. Ian'ın ellerini yüzünden uzaklaştırdı ve sese doğru koşmaya başladı.

7.0�Ƚ��I�

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Where stories live. Discover now