-34-

6.9K 461 2
                                    


Bella sulanan gözleriyle sızlamaya başlayan kolunu Eric'in elleri arasından çekti ve hiçbir şey olmamış gibi genç adama onu takip etmesi gerektiğini söyleyen bir hareket yaptı. Kilisenin büyük ağaçlarının altından süzülerek ilerlediler. Eric onun değişen duygularına ve davranışlarına ayak uydurmak için büyük bir çaba sarf ediyordu.

"Bella üzgünüm!" Eric'in sözlerini Bella zar zor duyabilmişti. Yaslandığı soğuk duvardan ayrılmak ve yoluna devam etmek istemiyordu. Küçük bir kız çocuğu gibi sümükleri ağzına akana kadar ağlamak ve ömrü boyunca yaşayamadığı rahatlığın tadını çıkarmak istiyordu. Ama bunu yapamayacağını bilerek kafasını kilisenin ön kapısına doğru uzattı ve kapıda bekleyen dört askeri görünce sıkıntıyla gerildi.

"Kilisenin önünde dört asker var!" Bella'nın sözleri başka bir söze yer bırakmıyordu. Eric onu kolundan tutup kendisine çektiğinde Bella onun gözlerindeki öfkeyle karşılaştı. Bir parça sevgi veya pişmanlık aradı ama bulamadı. Eric'e her seslenişinde ellerinin boş kalmasına alışmaya başlamıştı. Isırdığı dudaklarını Eric'in onu zorlayan parmaklarının baskısıyla rahat bıraktı ve dudaklarına konmak üzere olan öpücüğün farkına vararak Eric'in elleri arasından kurtuldu.

"Sen hiç üzülen taraf olmadın Eric... İşte bu yüzden şimdi benimle oynayıp eğlenmeyi bırak da kilisenin önünde duran askerlerden kurtulmanın bir yolunu bulalım," dedi ve yere eğilip eline aldığı büyük taşı askerlerin önüne attı. Dört askerin onların saklandığı kalın sütunlara doğru koştuklarını gördüğünde Bella Eric'in eline uzandı.

Eric sert sözlerin ardından gelen sıcak dokunuşun etkisiyle ne olduğunu anlayamadı. Ellerini tutan asi ve güzel kadın onu kalın sütunların kuytu köşesine çekti. Eric onun yönlendirmesine karşı çıkmadan ona uymuş ve tek bir söz dahi etmemişti ama genç kadın karanlık gölgelerin içinde üzerine tırmandığında hırıltılı nefeslerine engel olamadı.

"Beni zorluyorsun Bella!"

Bella aşkla yanan gözlerini onun gözleriyle birleştirdiğinde Eric bu sefer onun kaçmasına izin vermeden dudaklarına ulaşmaya çalıştı. Bella büyük bir tehlikeyle karşı karşıyaydı, yüzünü çevirerek dudaklarını âşık olduğu adamın kulaklarına değdirdi.

"Sevmediğin bir kadını öpmemelisin Eric!"

"Beni gerçekten zorluyorsun Bella!"

"Seni zorlamıyor, sana gerçeği göstermeye ve hissettirmeye çalışıyorum!"

"Bunu yaparak yine üzülen sen olacaksın Bella."

"Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun Eric ama ben senden uzak kaldığımda daha çok üzülüyorum... Beni üzmen bile bazen beni umutlandırıyor biliyor musun? İşte diyorum, bu adam bana kızabiliyor canımı yakabiliyorsa beni sevebilirde... İşte bu kadar çaresizim karşında..."

Eric askerlerin koşarak yanlarından geçtiklerini gördükten sonra rahat bir nefes alabileceğini sanmıştı ama Bella'nın kulağına fısıldadığı aşk dolu sözlerin üzerine ne kaçan öpücüklerin ne de kırıcı sözlerin bir anlamı kalmıştı. Kaskatı kesilen bedeni ve engel olamadığı erkekliği Bella'nın kadınlığına değerken utançla başını yana çevirmeye çalıştı ama bu sefer onu engelleyen ve dudaklarına umutsuzca kapanan Bella olmuştu.

"Bella..."

"Öp beni ve daha fazla konuşup her şeyi mahvetme Eric!"

Eric onun her hareketi ve sözüyle yıkılmaya alışkın olan bedenini ve ruhunu çoktan Bella'nın ayakları altına sermişti. Dudaklarına ve ruhuna kapanan dudaklar hem geleceği hem de geçmişi olmaya kararlıydı. Bella içinde ne varsa hepsini yok edip kendisini tam orta yere koyarken Eric ona dur diyemiyordu. Bella onun kendisini yine yarı yolda bıraktığını düşünerek dudaklarını büzdü ve yenilgisini kabullenerek başını eğdi.

"Sende beni öpmeyecek misin Eric?"

"Seni öpmeyeceğim, seni ruhuma canıma katacağım Bella," diyerek güzel karısını kendi güçlü bedeni ve kalın duvarların arasına sıkıştırdı. Etrafına bakarak askerlerin onlardan epey uzakta olduğunu gördü ve rahatlayarak tüm ilgisini Bella'ya yöneltti.

Yüzünü göstermeye başlayan güneşle beraber ortaya çıkan duygular ikisinin de gözünü kör etmiş, neden orada olduklarını unutmalarına neden olmuştu. Eric onu bıraksa nefes alamayacağından korkarak tutunuyordu Bella'nın dudaklarına, acısı da tutkusu da Bella'nın aşkla çarpan kalbine dokunuyordu. Beline sarılan ince ama güçlü bacaklar, boynunu saran kolların yanında o sadece büyük elini Bella'nın kalbi üzerine koyup aşkının gerçek olup olmadığını anlamaya çalışıyordu, beraber aldıkları her bir nefeste...

Bella onun durgunluğu ve ona dokunmayışını hissederek dudaklarını güçlükle Eric'in dudaklarından ayırarak sevdiği adamın burnuna onu anladığını belli etmek için sevgi dolu bir öpücük kondurup, alnını alnına dayadı. Sırtında ve kalbinin üstünde duran ellerin verdiği sıcaklık ve ağırlıkla çökmek üzereyken içinden kopup gelen sözlere engel olamadı. Ona yine aşkla sarılı sözler söyleyecekti ama Eric'in yeniden onu yerle bir etmesine dayanabilir miydi bilmiyordu Bella.

:

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu