-44- (+18)

11.7K 454 1
                                    


Sonrasında Bella dudaklarını tehdit eder gibi Eric'in kulağına yapıştırmış elinde duran kılıcın baskısını arttırmak ister gibi parmaklarını üzerinde kalkarak genç adamın üstüne abanmıştı. Dışarıdan bakan herkes onun evlendiği adamı öldüreceğini düşünürken Bella planladıkları oyunu berbat etmemek için ve Eric'i daha fazla kırmamak için çabalamaya devam ediyordu.

"Eric yaptığım ve söylediğim her şey yalan, askeri öldürenin sen olmadığını biliyorum, sana karşı çıkarak kralın güvenini kazanmak zorundayım, Edward bizim için başka planlar yapmış gibi görünüyor," dedi Bella dudaklarını gezdirdiği kulağı öpmemek ve sevdiği adama sımsıkı sarılmamak için kendini zorlarken. Kocasını umursamadan ona gülümseyerek bakan Leydi Julie'yı öldürmek istiyordu ama genç kadının söylediği ve yaptığı her şeyde bir doğruluk payı olduğu için düşündükleri kötü olasılıkları göz önünde bulundurarak hareket etmek zorundaydı.

Eric kulağında gezen sıcak dudakların söylediklerine mi, yoksa boğazına dayalı kılıcın ölümü hatırlatan soğukluğuna mı inanması gerektiğine karar veremiyordu. Üstüne bir karanlık gibi çökmeye çalışan ama bir taraftanda kimseye belli etmeden onu tutmaya çalışan karısının tutarsız davranışlarıyla ikilemde kalıyordu. Ağrıyla inleyen bedeninin el verdiği ölçüde başını Bella'dan uzaklaştırdı ve genç kadını kendisinden hızla uzaklaştırarak üç güzel kadını süzdü.

Eric plan yapanın kendileri olduğunu düşünürken kendisini çoktan bir oyunun içinde bulmuştu. Elini terleyen yüzünde gezdirdi ve iki adım ötesinde duran Leydi Bella'ya baktı.

Seni öldürmek istemediğini biliyordum İngiliz!

Her şeyi bilen ve yöneten sensin Tanrım. Ama biraz olsa neler döndüğünü fısıldasan fena olmazdı.

Bella kılıcını tekrar Ian'a doğru kaldırdı ve kılıcının ucuyla Eric'i göstererek.

"Onu al ve odaya çıkar! İyi olduğundan emin olduktan sonra kralımızın karşısına çıkacak," dedi Bella ve Ian'ın Eric'e sarılmasını sabırsızlıkla bekledi. Eric olanlara göz yumarak kendisini Ian'a bıraktı. İngiliz halkının gözünde artık bir hiçti!

Ian Eric'i kalenin içine sokarken onları öldürmek isteyen bakışların farkındaydı. Her bakış bir kılıç olsaydı çoktan cehennemi boylayacaklarına inanarak gülümsedi ve arkadaşına daha sıkı sarılarak onu dar merdivenlerden çıkarmaya çalıştı.

"Keşke merdivenleri biraz daha dar yapsaymışlar! Böylece kalenin içinde uçarak ilerlemeyi öğrenirdik!"

Eric onun sözlerine kahkahalarla karşılık vermek istiyordu ama yapabildiği tek şey merdivenlerin dar oluşundan memnun olmayan arkadaşına bakıp gülümsemek oldu.

"Merdivenlerin bir suçu yok dostum biz çok iriyiz!"

Bu sefer Ian gülümsemiş ve susarak büyük odaya kadar arkadaşını taşımıştı. Eric'i yatağa yatırır yatırmaz genç adamın uykuya dalması onu endişelendirse de iyi olacağına inanarak odadan çıktı. Kapıyı kapayıp arkasını döndüğünde karşısında bir yüz bulamadı ama kesinlikle bir şeye çarptığını biliyordu.

"Ian beni ezeceksin!"

"Özür dilerim leydim sizi görmedim," dedi, saygı duyduğu kadının önünde eğildi Ian.

"Aşağıda olanlar için üzgünüm," dedi Bella, adamın özrü üstüne kendisininde ona bir özür borçlu olduğunu hatırlayarak.

"Heyalof'un gözlerine baktığımda oyun oynadığınızı anladım leydim ama kılıcı o kadar sert bastırdığınız için beni gerçekten öldürmek istediğinizi de düşünmedim değil," dedi, ciddiyetini korumaya çalışırken. Bella utanarak başını aşağıya eğdi ve elindeki cam şişeyi sıkmaktan beyazlayan ellerine baktı.

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Where stories live. Discover now