-53-

5.2K 398 6
                                    


*

Kalenin dışına çıktıklarında atlarını bulmuş ve yabancısı oldukları toprakları gezmeye başlamışlardı. Heyalof mutluluktan yerinde duramıyorken, Ian huzursuzdu.

"Sence de durumu biraz çabuk kabullenmedi mi?"

"Bırak artık irdelemeyi Ian, Tanrı bize bu sefer acımış olamaz mı?"

Ian mutlulukla ışıldayan kadına baktığında içindeki huzursuzluğun akıp gideceğini umdu ama Heyalof'un insanı derinden etkileyen güzelliği bile aklındaki soruların silinmesine yardımcı olmuyordu.

"O adamda yanlış olan bir şeyler var Heyalof," dedi parmağını çenesinde gezdirirken. Heyalof onun hafif hareketlerine kapılıp gitmişti. Ne İngiltere ne başka bir şeyi o an düşünemiyordu. İstediği şey Ian'ın parmağının dokunduğu yerde olabilmekti. Dalıp giden gözlerini durdurabilmek için atının üstünde kıpırdandı ve etraflarında gezinmekte olan sessiz insanlara ilgisini vermeye çalıştı.

"Sende de yanlış olan şeyler var ama ben seni kabullendim, sende Eric'in babasını kabullenemeye çalış, insan her türlü duygunun üstesinden gelebilecek kadar güçlüdür Ian, Tanrı bize bu gücü vermiş," dedi.

Eğer güçlü olmasaydım bana neden böyle davrandığını öğrenebilmek için ayaklarına kapanır ağlardım ama yapmıyorum! Yapmayacağımda! Onurumla yaşayıp, yaşayamadığım aşkın eksikliğiyle öleceğim.

Ian sert bakışlarıyla onu uyarmaya çalışsada artık Heyalof'a karşı bir gücünün kalmadığını hissedebiliyordu. Heyalof onun sıkıntıyla kararan yüzünü gördüğünde kahkaha atmaya başlamış ve Ian'ın düşüncelerini bölmüştü. Aniden önlerinde beliren genç ve güzel kadının sessiz hareketleriyle Heyalof susup atını durdurdu. Atıyla ezmekten korktuğu genç kadının ona değil Ian'a baktığını ise birkaç saniyede fark etti ve sıktığı dişleriyle atının üstünde dik durmaya devam etti. Takii genç kadın 'Ian' diyene kadar...

Ian atından atlayıp ona doğru koşmakta olan kadını beklemeye başladı. Seneler önce yaşadığı aşkının geldikleri topraklarda olacağını biliyordu. Emma'yı görmeyeceğini düşünerek geçirdiği saatleri son bulmuştu. Ona tutku dolu geceler ve sonsuz bir aşk sunan kadın şimdi kolları arasındaydı. Emma boynuna sıkıca sarılırken kısık sesi ensesinde dalgalandı.

"Ian..."

"Emma," dedi Ian yüzünü saran saçlar arasından Heyalof'un değişen yüzüne bakarken. Sevdiği kadın kusacak gibi onlara bakıyor, yaşadığı her anın ardından büyük bir eziyet çekiyor gibi görünüyordu.

Heyalof atının dizginlerini elleri arasında sıkarak dişleri arasından tıslayarak kendi kendine konuşmaya başladı.

Birde öpüşün mezarım topraksız kalmasın!

Seneler sonra gelen kavuşmanın etkisinden ve sözlerinden kaçabilmek için Heyalof geriye çekilmeye devam ettiği sırada kulağına dolan acı dolu sözlerin etkisiyle kalbi tekledi.

"Seni çok özledim Ian..."

"Üzgünüm Emma..."

Işıklar sönmüş, sahne kapanmış ve oyun sona ermişti...

*

Birkaç Saat Sonra...

"Bırak kolumu Ian!"

"Sana seni bırakmayacağımı söylemiştim."

"Demek fazla mal göz çıkarmaz diyorsun!"

"Sen ne demek istiyorsun kadın?"

"Diyorum ki yatağının bir ucunda ben yatarım diğer ucunda o kadın, senide ortamıza alırız hiç üşümezsin!"

Hadi  Kalbim Yeniden Sev  (İngiliz Çiçekleri 2. Kitap) *Tamamlandı*Where stories live. Discover now