Seni kimse öpemez artık. Çünkü bana aitsin!

2.7K 129 26
                                    

Sabahın ilk ışıkları ile yataktan yavaşça kalkıp küçük aşkımın üzerini örtüp dün çıkardığım kıyafetlerimi aceleye üzerime geçirip etrafta not yazabileceğim birşey ararken Harry'nin kıpırdanmasıyla olduğum yerde kaldım. Uyanmadığından emin olduktan sonra çalışma masasının üzerinde ki kağıt ve kalemi alıp gittiğime dair birşeyler yazıp yattığım tarafa notu bırakıp kıvırcık saçları arasına ufak bir öpücük bırakıp üzerini tekrar kontrol ettikten sonra parmak uçlarımda yürüyerek odadan çıktım. Tanrım yakalanırsam herşey biterdi. Aynı sessizlikle dış kapyı kapattığımda rahat bir nefes verip arabama bindim. Dün gece gözümün önünden bir türlü gitmiyordu. Biz seks yapmıştık. Ah. hayır. bu o kadar basit değildi. Biz aşk yapmıştık. Evet kesinlikle böyleydi. Arabayı çalıştırdığımda telefonumdan yükselen sesi duyduğumda gözlerimi yoldan ayırmadan telefonu açtım.

"Louis! Tüm gece boyunca nerdeydin?!. Seni kaç defa aradım biliyor musun?" sıkıntı ile nefes verip konuşmak için boğazımı temizledim.

"El. Önce sakin ol. ben iyiyim. Haber veremediğim için üzgünüm. Eski bir arkaşımla karşılatım ve onunla konuşurken zamanı farketmemiş ola-'

"Bu bir bahane değil. Sen haber vermeden bir yere gitmezsin. Bana gerçeği söyle louis. Dün gede neredeydin!?"

"Bilmem farkında mısın ama ben çocuk değilim. Gittiğim her yeri sana söylemek zorunda da değilim. arkadaşımda olduğumu söyledim. Inanıp inanmak senin sorunun.!" Telefonu yüzüne kapattığımda hızı biraz artırıp sinirle direksiyona yumruk attım. Hayatımı isteğim gibi yaşayamamaktan nefret ediyorum. sadece bir gece mutlu olmak istedim hepsi bu. zaten kimse benim ne hissettiğimi düşünmez. Louis tomlinson bir kukla ve iplerinin kimde olduğunu bilmiyor.. Harry sanırım haklı. Eleanor'dan bir an önce ayrılmalıyım.

*****

"Nasıl yani şimdi siz bay tomlinson ile..' niall gözleri irice açılmış şekilde aynı soruyu 20. Defa sorduğunda gözlerimi devirip başımı salladım.

"Vay canına. demek artık bakir değilsin ha?"

"Niall kapa çeneni!" Başını geriye atıp kahkaha attığında sıkıntıyla yanaklarımı şişirdim. Neden anlattım ki. Hayır neden niall'a anlattım. Tanrım gülmekten kıpkırmızı oldu.

"Hey, bak senin ki geldi." Değinde başımı arkaya çevirip nazik bir şekilde arabadan nişini izledim. Diğer kapı açıldığında istemsizce ellerimi yumruk haline geldi.

"Harold. Sakin ol." kahverengi saçlarını eliyle savurup louis'nin yanına gittiğinde dudaklarına bıraktığı öpücükle oturduğum sandalye'yi düşürerek kalkıp çıkışa doğru yürümeye başladım. Bakışlarımız birleştiğinde ne kadar üzgün olduğunu görebiliyordum. Ama onu öpmüştü. Dün gece benimle yatıp sabah onunla öpüşüyordu. Cebimdeki telefonu çıkarıp onu kavga ettiğimiz sokakta beklediğime dair mesaj atıp hızlı adımlarla yürümeye devam ettim. Bir kaç dakika sonra yanıma geldiğinde onu hızla duvara yaslayıp boynunu sömürmeye başladım. O sadee benimdi sadee benim.

"Harry. Bebeğim dur."

"Hayır." Sertçe ısırdığımda inleyerek beni üzerinden itti.

"Harry iz kalacak! Neden yaptın.?"

"Çünkü benim olduğunu herkes bilsin. Seni kimse öpemez, çünkü bana aitsin" dedim sertçe dudaklarına yapıştım, bu defa karışık vermişti.

"Özür dilerim. birden öptüğünde geri çekilemedim. Bebeğim.. Şş sakin ol." Dedi ben yine boynunu sertçe öperken.

"Bir daha sana dokunursa ona çok kötü şeyler yapacağım. Ondan ayrılacaksın öyle değil mi!?"

"Evet bebeğim.. En kısa zamanda nişanı bozacağım. Artık aramızda bir engel kalmayacak." Dediğinde sıkıca sarılıp kokusunu içime çektim.

"Seni seviyorum louis."

"Bende seni seviyorum harry. Çok seviyorum.."

Bad Romance || Larry StylinsonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin