Birlikte yaşayalım!

2.5K 124 41
                                    

Evden sessizce çıkıp bavulu bagaja yerleştirdim. Burası benim evim değildi artık. Arabaya binip kontağı çevirmeden önce Harry'e mesaj atıp Arabayı çalıştırdım. Kısa süren yolculuğun ardından okulun yakınındaki çıkmaz sokağa arabayı park edip Harry'i beklemeye başladım. Şimdi ne olacak peki? Babam bunu duyduğunda annemin verdiği tepkiden daha fazlasını yapacağını biliyordum. Ama hiç birşey Harry'e olan aşkımı yok edemez. artık mutlu olmak istiyorum.

"Louis?" harry açık camdan içeri başını uzattığında arabadan inip ona sıkıca sarıldım. Sadece bir kaç saat görmemiştim. Onu bu kadar çok özlemem normal mi?

"Louis.? Herşey yolunda mı bebeğim?" Başımı kaldırıp mükemmel yeşil gözlerine baktım.

"Hayır.. değil. annem ve eleanor.. gay olduğumu öğrendi, yani söyledim" dedim. Büyük elleri yüzümü kavradığında küçük burnuma hafif bir öpücük bıraktı.

"Ne tepki verdiler?" Dedi gözlerindeki üzüntüyü görmek canımı yakıyordu.

"El. nişanı bozdu ve annem.. Beni evden kovdu."

"Kovdu mu? ciddi misin?" diye sorduğunda suçlu bir çocuk gibi başımı eğmiştim.

"B-bana iğrenir gibi baktı harry. Annem. benden iğreniyor!" Dudaklarımdan bir hıçkırık koptuğunda harry sıkıca sarılıp başımı göğsüne yasladı.

"Şşt. bebeğim.. tamam. herşey eskisi gibi olacak. Ona biraz zaman ver."

"Gerçekten iyi olacak mıyız?" eliyle çenemden tutup başımı kaldırıp dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı.

"Elbette aşkım. o senin annen. Sadece duruma alışması lazım." Yüzündeki gamzeler yerini aldığında bende gülümsediğimi farkettim. Gülümsemesi bulaşıcıydı.

"Lou burnun kızardı. tanrım çok sevimlisin" deyip burnumu ısırdı.

"Harry!"

"Ama çok tatlıydın aşkım." Bu defa yanaklarımı sıktığında aklıma gelen fikirle sinsice gülüp elimi penisi üzerinde gezdirdiğimde yüz ifadesi hızla değişmişti.

"N-ne yapıyorsun?" Dedi kısık çıkan sesiyle. İşte tahrik olmuş bir styles!

"Sence ne yapıyorum sevgilim?.. beni özlemedin mi?" Elimin hareketini hızlandırdığımda başını geriye atıp hızlı hızlı nefes almaya başladı.

"Louis lütfen.. Oh." Elimi çekmeden arabanın arka kapısını açıp koltuğa uzanıp Harry'i üzerime çektim. Yeşil gözleri irice açılmıştı.

"Arabada mı yapacağız?"

"Evet" dedim ve şaşkınlıktan açılan dudaklarına ufak bir öpücük bıraktım. Biraz zorlanarak altıma aldım.

"Louis?"

"Efendim?" gözlerindeki muzip parıltıyı gördüğümde gülümsedim. Kesin birşey isteyecekti.

"Şey.. Üstte olabilir miyim?" Kaşlarımı kaldırdığımda merakla ne söyleceğimi bekliyordu.

"Pekala" dedikten sonra üstünden kalktım. Hızlı bir hareketle üzerini çıkardığında sertçe yutkunmak zorunda kaldım.

"Gördüğünü beğendin mi?" bakışlarımı yüzüne çevirdim. Benimle dalga geçmek ha?

"Pek sayılmaz. Ama işimi görür" deyip omuz silktim, bakışları sertleşirken hızla kucağıma oturup başımı arabanın camına vurdu.

"Demek öyle bay tomlinson!..sanırım bir ceza almalısınız ha?" Üzerimdeki ceketi çıkarıp gönmleğin düğmelerini açamaya başladı. sonunda gömlekten kurtulunca ıslak dudaklarını sağ göğsüm üzerinde hissettim. Bu tarifi mümkün olmayan birşeydi. Ellerimi kıvırcıklarına geçirip iyice bastırdım.

"Harry.." adını inlerken onun tek yaptığı beni daha fazla delirlemekti. Hızla pantolon ve baksorlarımızdan kurtulduk. Gözlerim pensine kaydığında büyüklüğü beni korkutmuştu. Elimi uzatıp sıkıca kavradığında bu defa inleyen oy'du. Koltuktan kalkıp küçük alanda dizlerimin üzerine çöküp tümünü ağzıma aldım.

"Ahh!.. l-louis! Ah! Kahretsin!" Ona bakıp dahada hızlandığımda elleriyle koltuğu sıkıca kavrayıp derin nefesler alırken titreyerek boşaldı.

"iyi misin?"

"Hiç olmadığım kadar iyiyim" derken kollarımdan tutup yerden kaldırdı.

"Harry biraz bekle-' sözümü kesip dudaklarıma öpücük bıraktı. aşağıda hissettiğim baskıyla gözlerim irice açılırken bir kaç deneme sonrası içimdeydi.

"Acıyor mu sevgilim?" Dişlerimi sıkıp başımı salladım. Evet büyüklüğü canımı yakmıştı.

"Biraz yavaş ol" bacaklarımı kaldırıp omuzlarına koydu.

"Denerim" dedikten sonra hareket etti. Sanırım vücudum ikiye ayrılıyordu. Elerimi göğsüne koyup ittiemeye çalıştım ama durmak gibi bir niyeti yoktu.

"Harry yavaş ol lütfen!" Yeşil gözleri gözlerimle buluştu. Önce bacaklarımı indirdi ve hareketleri yavaşladı.

"Louis.. Seni hissetmek mükemmel birşey!"

"Seni hissetmekte öyle harry." alnıma ufak bir öpücük bırakıp içime boşaldı. Nefeslerini düzenleyip içimden çıktığında ön tarafa fırlattığımız kıyatleri üzerimize geçirip birbirimize sarıldık.

"Birşey sorabilir miyim?" Ortamdaki sessizliği bozudğunda kucağına biraz daha yayıldım.

"Tabii"

"Nerede kalacaksın?" Değinde sessizce yutkundum. evet bunu daha önce hiç düşünmemiştim. Bir evim yoktu.

"Otelde kalırım sanırım" dedim umursamaz bir şekilde.

"Olmaz! buna izin vermiyorum!" Değinde ona baktım.

"Bana ev mi alacaksın sevgilim?" Deyip güldüm.

"Hayır seni dahi.. Benim çok güzel bir fikrim var." dedi küçük kız çocukları gibi kıkırdıyordu.

"Duyalım bakalım?"

"Birlikte yaşayacağız." Söylediği şeyi tam olarak algılandığımda geri çekilip yüzüne baktım. Ciddi olamazdı değil mi?

"Birlikte mi?" Başını sallarken kıvırcıklarına gözlerim takıldı. Her bir bukleyi saatlerce öpebilirdim. Tanrım bir insanı ağlatacak kadar güzeldi.

"Evet sevgilim. ikimiz birlikte yaşayabiliriz. Bu çok güzel birşey olmaz mı?" Dedi. Aslında söylediği kulağa çok sevimli geliyordu. Onunla aynı evde olmak..

"Evet.. Güzel olabilir. ama nerede kalacağız?"

"Annemin eski evinde. Yani eski değil çok şirin ama küçük bir ev. Robinle evlenmeden önce kalıyorduk ama sonra o adamın evine taşınmak zorunda kaldık. Anahtarı annemden isterim ve hemen taşınırız eşyalar da var. Kabul ediyor musun aşkım?" Umutla bakıyordu. Tanrım bu sevimli şeye nasıl hayır diyebilirsiniz ki?

"Evet sevgilim.. Kabul ediyorum.."

Bad Romance || Larry StylinsonDove le storie prendono vita. Scoprilo ora