Bizim evimiz :)

2.4K 115 23
                                    

Louis'nin yanından istemeyerekte olsa ayrıldım.bu gece için bir arkadaşında kalacaktı.onu görmediğim her saniye fazlasıyla özlüyordum. Aramızdaki herşey sanki hızlı gelişmişti ama bundan şikayet etmiyordum. Üzüldüğüm tek şey louis'nin. Ailesi ile kötü ayrılmış olması. Eve girdiğimde annemin robinle sarmaş dolaş oturup film izlediğini gördüm. Hiç bir zaman bu adamı sevmemiştim. geldiğimi anlamaları için boğazımı temizledim. Annem başını geriye çevirdiğinde yüzünde aşık olduğum gülümsemesi vardı.

"Merhaba bebeğim." Anneme aynı şekilde gülümsedim.

"Merhaba anne. şey. Seninle biraz konuşabilir miyim? Ikimiz." Dedim gözlerimle yanındaki şişkoyu göstererek. Annem hafif bir baş sallama ile beni onayladığında yukarı çıktım. Annemde peşimden odama girdi.

"Ne oldu tatlım?"

"Anne şeyy. Ben.. bir karar verdim. artık bu evde kalmak istemiyorum." dedim. annemin kaşları çatıldığında itiraz edeceğini anlamıştım.

"Harry bu da nereden çıktı. Neden gitmek istiyorsun?" derin bir nefes alıp ellerini tuttum.

"Bu adamla aynı evde kalmak beni çok mutsuz ediyor. Şimdiye kadar alışmak için elimden gelen herşeyi yaptım ama onu sevmiyorum."

"Peki nerede kalacaksın?" ne kadar çabuk ikna olmuştu böyle.

"Eskiden kaldığımız evde.. Biliyorum uzak ama en iyisi bu anne." Annem hala kararsız bir şekilde baksada beni kırmayıp anahtarı vereceğini söyleyip gitti. Bu haberi hemen Louis'ye söylemem lazım. Telefonumu çantamdan alıp numarasını yazıp açmasını bekledim.

"Harry?"

"Aşkım annem anahtarı vereceğini söyledi yarın evimize taşınabiliriz." dedim kıkırdarken.

"Gerçekten benimle yaşamak istiyor musun harry?" dediğinde tüm sevincim bir anda gitmişti. Sesi bunu istemediğini söylüyordu.

"Sen istemiyorsun galiba?"

"Seninle olmayı herşeyden çok istiyorum bebeğim. yalnızca senin gerçekten emin olduğuna inanmak istedim, beni yanlış anlama. isteğini biliyorum ama.."

"Aması yok sevgilim. Düşündüğün şeyi anladım,bir gün seni bırakcağımı, ve yalnız olacağını sanıyorsun. hayır. seni bırakmaycağım." dedim. Onu o kadar iyi tanıyorum ki ne düşündüğünü hissettiğini sesinden anlıyordum. Aşk böyle birşeydi sanırım.

"Pekala.. Evi görmek için sabırsızlanıyorum hazz. Şimdi bakamaz mıyız?" Dediğinde gülümsedim. Bu harika bir fikirdi.

"Neden olmasın aşkım. ben anahtarları alıp adresi sana mesaj-"

"Hayır.. birlikte gidelim. Sonuçta orası artık bizim evimiz." Bizim. Evimiz..

"Tamam yarım saat sonra beni evden alırsın. seni seviyorum"

"Bende seni küçüğüm.." Tanrım bu adama aşığım!

*********

"İşte yeni evimiz" dedim içeri girerken. Louis çantasını kapının yanına bırakıp salona doğru yürüdü.

"Harry burası anlattığından daha büyük. Ve çok sevimli." derken elini eşyaların üzerinde gezdiriyordu.

"Gerçekten beğendin mi?" Bakışları benimkilerle birleştiğinde gülümseyip dudaklarıma ufak bir öpücük bıraktı.

"Çok beğendim sevgilim, ıhım. Mutfak nerede?" Derken muzipçe gülmüştü. Elini tutup mutfağa girdiğimizde yüzünde memnun bir gülümseme görmüştüm.

"Mutfak..oldukça büyük." Hayır sesine sahip çık tomlinson!

"Ne demek istiyorsun lou?" yavaş hareketlerle bana dönüp parmaklarımızı birleştirdi.

"Seninle hemen burada sevişmek istiyorum hazz." Deyip sıcak nefesini dudaklarıma üfledi. Bugün zaten yapmamış mıydık? Tanrım ne saçmalıyorum? Elleri tişörtümün yakasıyla uğraşırken sıkıca belinden kavrayıp kucağıma aldım ve tezgaha oturttum.

"Demek yaramazlık yapmak istiyorsun"

"Hıhım" mırıldandığında dudaklarına sertçe yapıştım. Beni böylesine tahrik etmesini bir türlü anlamıyordum. Hiç bir zaman cinsellik benim için çok önemli olmamıştı. Çok fazla tatmin etmezdim kendimi ama Louis'i ilk gördüğüm an da bunu daha çok yapmaya başlamıştım. Evet tüm sorun louis.. Yani onun cazibesi..

"Harry.." boynundaki hassas yeri ısırdığımda sesli bir inleme döküldü küçük ince dudaklarından. O pembe dudakları günlerce öpebilirdim. Tanrı onu yaratırken fazla özenmişti.

"Beni çıldırtıyorsun louis.." dedim nefeslerimin arasından. Bacaklarını belime sarıp tezgahdan kaldırıp yere yatırdım. ve baksırı ile pantolonunu dizlerine kadar çektim. Elimle pensini kavrayıp ucunda dilimi gezdirirken işaret parmağımı içine doğru yavaşça soktum.

"Ahh! Harry.. Ihım. siktir.." Ikinci parmağı ekleyip hızlandım,

"Hoşuna gitti mi sevgilim?" Derken hareket etmeyi bıraktım. Mavi gözleri zevkten yaşarmış alnındaki ter damlaları şakağından akıp boynunu ıslatıyordu. Şu an çok fazla seksiydi.

"Benimle oynama!.. Ahh.. Harry birşey yap lütfen!" Ow yalvaran tomlinson..parmaklarımı çıkarıp içine girdiğimde çığlığı mutfakta yankılandı.

"Adımı söyle louis.. Söyle hadi" derken içine daha sert girmeye başladım.

"Harry.. Ahh. Harry. Aman tanrım h-harikasın!" Alnındaki teri elimle temizleyip yumuşak bir öpücük bırakırken ikimiz aynı anda boşaldık..

"Iyi misin?" Alt dudağını ısırıp elini nemli buklelerimin arasına daldırdı.

"Çok iyiyim.. Bunu burada yapmak çok zevkliydi."

"Böyle bir fantezin olduğunu bilmiyordum" dedim sahte bir şaşkınlıkla.

"Artık var.." güldüğünde yine kabim göğüs kafesimi zorlamaya başlamıştı. Biz ikimiz burada bu evde çok mutlu olacaktık. Louis yanımda olduğu sürece her zorluğa karşı gelebilirdim yeterki o hep benimle olsun..

Bad Romance || Larry StylinsonWhere stories live. Discover now