Gitme...

1K 65 13
                                    

UZUN TUTMAYA ÇALIŞTIM AMA OLMADI SANIRIM :( BÖLÜMÜN İÇERİĞİ BENDE YAZMA İSTEĞİNİ GÖTÜRDÜ. YB DAHA UZUN OLABİLİR BELKİ.. UMARIM BEĞENİRSİNİZ 

Justin Bieber ~ Right here dinleyerek okuyun 

HARRY :

Liam'ın sesini duyuyordum ama yaptığım tek şey kapanan gözlerini açması için yalvarmaktı. beni bu kadar kolay bırakamazdı. her şey bu kadar basit değildi. buradan gidecektik, söz vermişti bizden vazgeçemezdi. 

'' harry kendine gel, gitmemiz gerek hadi! '' haklıydı. ama vücuduma söz geçirip ayağa kalkamıyordum. liam eğilip louis'yi kucağına aldığında hızla yerden kalktım. kapının önündeki arabaya koşarak giderken düşmüştüm. lanet olsun!

'' liam ç-çok kötüydü. gözlerimin önünde ol- oldu birşey yapamadım. '' liam yerden kalkmama yardım ettikten sonra arka tarafa geçip louis'nin koltukta olan başını dizime yatırdım. yarası hala kanıyordu. korkunç bir şekilde kan kaybediyordu. tanrım yardım et. ona bir şey olursa yaşayamam. beni bir kez olsun dinle, ve onu alma benden.  Bir süre sonra araba durduğunda etrafıma baktım. arabanın kapısı açıldıktan sonra onu yine almışlardı. koşarak sedyenin peşinden gidiyordum. louis'nin elini tuttuğumda hissettiğim soğukluk beni korkutmuştu. onun elleri hiç soğuk olmazdı...

*****

 HARRY:

saatler süren ameliyattan sonra yoğun bakıma alınmıştı. herkes buradaydı. louis'nin ailesi bile. bunu kimin yaptığını sormuştu babası. robert calder olduğunu söyledim nefretle. gözlerindeki saf öfke kırıntılarıyla hastaneden ayrılırken ne yapacağını anlamıştım. her ne kadar louis'nin acı çekmesine neden olduysada onun oğlu'ydu. bende onunla gitmek istedim ama sevgilimin bana ihtiyacı vardı. gözlerini açtığında beni görmek isteyeceğini biliyordum. o adamın icabına daha sonrada bakardım. Yoğun bakımdan çıkan doktor endişeli bakışlarla beni süzdüğünde korkuyla yutkundum ters giden birşey mi vardı? tanrım. 

'' Bay tomlinson?'' 

'' evet, louis'ye birşey mi oldu?'' başını hayır anlamında salladı. inanmıyordum daha fazlası vardı. 

'' hayır, sadece.. kritik 48 saat'in içinde. kendinizi olası bir duruma hazırlarsanız iyi olur.''  'olası durum mu?' ne olacaktı ölece--' 

'' onu görmek istiyorum'' doktor tereddütte kalsada izin vermişti. içeriye uygun olarak giyindikten sonra doktor dışarı çıkmıştı. yatağın yanına diz çöküp hala soğuk olan elini tuttum. bir gün öncesinde her şey yolundayken şimdi.. burada lanet makinelere bağlı olarak yatman.. Yorgunum, hiç birşey bilmiyorum; tek istediğim yüzümü kucağına koymak, başımın üzerinde dolaşan ellerini hissetmek ve sonsuza dek öyle kalmak. seni özledim sevgilim, beni bırakma. Gitme..

*****

'' Harry doktor ne söyledi?'' zayn'nin sesiyle ona boş olduğunu düşündüğüm bir şekilde baktım.  '' onun 48 saatlik bir ölüm- kalım savaşı var zayn, onu kaybetmek üzereyim. ellerimin arasından gidiyor ve ben durduramıyorum. O piç dışarıda rahatça dolaşırken ben onun gitmesini izliyorum.'' içimden geçen bunlardı ama herkes yeteri kadar ügzünken bununla yüzleşemezlerdi. 

'' durumu aynı, değişiklik yokmuş. '' başını salladı. koşan adım seslerini duyduğumda başımı kaldırdım. onlar louis'nin odasına.. Hayır! tanrım lütfen olmaz. hayır, hayır!

'' nabız düşüyor bay oliver'a haber verin!'' 

'' louis! '' odaya gireceğim anda hemşirenin beni fark etmiş olmasına küfür savurdum. kapı yüzüme kapanmadan önce gördüğüm şey o lanet makinelerdeki çizgilerin düz olmasıydı. düz olması.. 

'' içeri girmeliyim. bırakın!. louis, gitme sevgilim. ''

Baby, i'm here, i'm here to stay  

Bebeğim, buradayım, kalmak için buradayım  

 I ain't going nowhere 

Hiçbir yere gitmiyorum

 I know you're scared cause you've been hurt 

Biliyorum korkuyorsun çünkü incindin

Baby it's alright 

Bebeğim peki.

 Lost in your eyes everytime that you look in mine 

Bana her baktığında gözlerinde kayboluyorum

 I promise to be all that you need 

İhtiyacın olan herşey olacağıma söz veriyorum

I won't leave you baby 

Seni terk etmeyeceğim bebek 

 No cause I just wanna love you 

Nedensiz sadece seni sevmek istiyorum

Yaklaşık yarım saat sonra doktor çıktığında peşinden yüzü solmuş sevgilimide çıkardılar. 

'' bay tomlinson'ı tekrar ameliyata almamız gerekiyor'' söylediklerini duymuyordum. yüzünü böyle gördüğümde yutkunamadığımı hissettim.

'' beni bırakmayacağını biliyorum sevgilim.. geleceksin, ikimiz çıkacağız buradan ve gideceğiz. söz verdiğin gibi.. '' sedye hareket ettiğinde elini tutmaya devam ettim. 

 '' burdayım aşkım. '' diye fısıldadım ve elini bıraktım. içeri girdikten sonra dizlerimin üstüne düştüm.

'' harry!'' 

'' o iyi olacak liam, geri gelecek. '' 

'' elbette harold. hadi, kendini toparla louis seni böyle görürse üzülür. '' haklıydı. güçlü olmalıydım. almam gereken bir intikam vardı. senin cezanı ben vereceğim robert calder...

Bad Romance || Larry StylinsonWhere stories live. Discover now