Mutlu olmana izin vermeyeceğim!

1.3K 90 12
                                    

kısalık için üzgünüm diğer bölüm daha uzun olacak fazla beklemek istemedim. :(

yeni bölümde smut olacak :D iyi okumalar ^.^

LOUIS ;

Robert calder salona girdiğinde oturduğum yerden kalkıp karşına geçtim. ondan korkmuyordum. aramızda geçeek konuşmaları tahmin etmek zor değildi. sinirli bir şekilde üzerime yürüdüğünde eleanor önüne geçip onu durdurdu. hadi ama bebek gibi beni babana şikayet edip sonra çokta umrundaymış gibi beni koruman çok komik.

" seni lanet piç" tıslayarak konuştuğunda düşüncelerimi kenara bırakıp aynı sertlikle bakışlarına karşılık verdim. Öfkeyle konuşmaya devam etti.

" benim kızıma bunu nasıl yapabilirsin ha?! Üstelik onu hamile bırakarak! sana söylüyorum tomlinson! yaptığın bu şeyin arkasında duracaksın. kendin gibi ibne olan o çocuğu bırakıp Eleanor'la evlenecek--' sözünü kesip konuştum.

" tehditleriniz umrumda değil!. bakın, ben onunla isteyerek birlikte olmadım, hiç bir zaman da aşık değildim. şimdiye kadar bunu saklayıp onunla nişanlandıysam korktuğum içindi. evet, yirmi beş yaşındayım ve ailesinden korkan zavallının tekiydim. ama harryi görünce her şey anlamını yitirdi ona aşık oldum. Her anlamda yasak olduğunu bilerek onu istedim, oda beni. evlendik ve bugün düğünümüz var. bebeğime soyadımı vereceğim, onu istiyorum! ama asla kızınızla birlikte olmayacağım!" kahverengi gözleri sinirle daha çok koyulaştığında annemin arkamdan bağırmasını duymazdan gelip evden çıktım. Hiç bir kuvvet harry ile bizi ayıramayacak...

*****

" baba ne dediğni duydun öyle değil mi? tanrım, louis böyle biri değildi. ya-yani erkeklerden hoşlandığını bilseydim onunla nişanlanmazdım." dedi eleanor burnunu çekrek. Robert calder kızının üzülmesine asla dayanamazdı. Dudaklarından dökülen sözlerle herkes korkuyla ona baktı.

" mutlu olmana izin vermeyeceğim tomlinson! bunun bedelini ödeyeceksin!"

******

" harry bu bavulların içinde ceset olmadığına emin misin?" dedi zayn, siyah valizi arabanın bagajına koyarken. Yanaklarımı şişirip gözlerimi devirdim.

" sana kendim halledebilirim demiştim zaynie. ayrıca bavullar ağır değil, sen güçsüzsün. kilo almalısın dostum." dedim omzuna hafifçe vurarak.

" ah, sanırım haklısın." kollarını iki yana açtığında gülümseyip sıkıca sarıldım. bir haftalık balayında onları ve annemi özleyecektim.

" kedinize dikkat edin! en çokta sen tabii ki, çünkü hala bebekten bir farkın yok!" uzun parmakları ile saçlarımı okşadığında geri çekilip bende sinirlendirmek için aşık olduğu saçlarını bozdum. çocuksu kavgamızı bölen liam ve niall'dı. onlarada sarıldığımda gözlerimin dolduğunu hissettim.

" harry, uçağı kaçıracağız sevgilim acele et!" Louis'in sesiyle kendime gelip ön tarafa yürüyüp arabaya bindim.

" dediklerimi sakın unutma harry, iyi eğlenceler! " dedi sırıtarak. tanrım! ne demek istediğini anladığımda koltukta aşağı kaydım, Louis'in ince kahkahası duyunca Kaşlarımı çatıp ona döndüm. beni utandırmaktan vazgeçmeliydi.

" geç kalıyoruz hadi!. louis, gülme!" cevap vermeden ve hala gülerek arabayı çalıştırdı. göz ucuyla dışarı baktığımda el salladıklarını gördüm. Ve sinir bozucu zayn, hala gülüyordu. Evden uzaklaştığmızda louis gülmeyi kesmiş sinirli bir şekilde dudaklarını ısırıyordu.

" sevgilim iyi misin?" bana bakmadan başını salladı. sinirli olduğu zamanlarda onunla asla iletişim kurmazdım. şu an neden kızdığını merak etsemde sormayacaktım. kendi anlatana kadar... Havaalanına geldiğimizde de hala sessizdi. açıkcası korkuyordum. bana söylemediği bir şey vardı. kapıdan içeri girerken elini tuttum. duraksayıp ellerimize baktı okyanusları parlayarak bana baktığında rahatladığımı hissettim. onu üzen şey her neyse ben yanındayken kötü hissetmesine izin vermeyeceğim. uçuş için işlemleri tamamlayıp uçağa yürümeye başladık.

'' louis sormamak için kendimi zor tutuyorum. evden çıktığımızdan beri durgunsun. bana anlatabilirsin sevgilim?'' uçağın merdivenlerinden çıkarken gözlerinin dolu olduğunu gördüğüme yemin edebilirim. tanrı aşkına neler oluyor? yerimize yerleştiğimizde bakışlarımı hala üstünde gezdiriyordum. derin bir nefes alıp büyük ellerimle oynamaya başladı tam ağzımı tekrar açacakken konuşmaya başladı.

'' düğüne geç gelmemin nedeni, sabah annem arayıp benimle acil görüşmesi gerektiğini söyledi. gitmek istemediğimi söylediğim halde ısrar etti ve gitim. bana eleanor'un babasına her şeyi anlattığını benimle konuşmak istediğini söyledi. adam geldiğinde biraz tartıştık, ben de senden asla ayrılmayacağımı söyledim. bu sözden sonra köşesine sinip durumu kabul edecek bir tip değil... Harry'' dedi kızarmış gözlerini gözlerime dikerek. söyleyeceği şeyden korkuyordum.

'' o adamın sana zarar vermesinden korkuyorum, balayından dönünce bizi iyi şeyler beklemeycek. şimdi senden düşünmeni istediğim bir şey var.. santoriniye yerleşmek istiyorum, her şeyi geride bırakıp ikimiz yeni bir hayata başlayacağız. biliyorum bu çok hızlı gelebilir, bir haftamız var bunu düşünmeni istiyorum. bizim için'' dediğinde başımı salladım. bunu yapabilir miydik? o adamdan kaçmamız onu daha çok kızdırmaz mıydı? bana zarar vermesi umrumda değildi. peki annem bu fkri destekleyecek miydi? çocuklar? okulum henüz bitmemişti. Teşekkür ederim louis.. balayını bana işkenceye çevirdin....

Bad Romance || Larry StylinsonWhere stories live. Discover now