''Vaay Alper! Hoşgeldin kardeşim.''
Gülümseyerek ayağa kalkıp arkadaşla tokalaştıktan sonra yeniden yerime geçip masanın üstünde duran paketten bir dal sigara çektim.
Üsküdar taraflarında sahil kenarında kalabalık bir kafede oturuyorduk. Çok sevdiğimizden değil de, sahibini tanıdığımızdan sık sık buraya gelirdik. Fatih yanımda, Enhar onun karşısındaydı. Az önce selam vermeye gelen mekan sahibi arkadaş da Enhar'ın yanındaki sandalyeyi kısa süreliğine işgal etmek için çektiğinde masadaki tüm yerler doldu.
Estetik yaptırdıktan sonra Enhar'a gösterme bahanesiyle evine çağıran Beril'i konuşuyorlardı. Kızı tanımadığımdan konuyu da sallamıyordum. Sigarayı küllüğe vurduğumda telefonuma gelen bildirimin sesiyle odağımı masadan telefona çevirdim. Mesaj Ceren'dendi.
''Nerdesin Alper?''
''Niye kanka?'' Mesajı yolladıktan sonra çevrimiçi olduğunu ve yazıyor ifadesini gördüğümde konum yollayarak beklemeye başladım.
''Yanında kim var?'' dedi bu kez.
''Birkaç gün önce ayarlayacağımı söylediğim çocukla konuştum. Seninle tanıştırmaya getiricem.''
Son mesajı okuyunca öksürmeye başlayarak bizimkilere baktım. Biseksüel olduğumu masadaki kimse bilmiyordu.
''Gelmeyin.'' Yazdım.
''Yanımdakiler düz.''
Ceren yeniden çevrimiçi olduğunda, ''Sakin ol. Kaç kişisiniz?'' yazdı.
''4'' yazıp gönderdim. Ardından ''Erkek'' de yazdım. 4 erkeğin oturduğu masaya gelip ''Selam Alper al bu yeni erkek fuck buddyin diyemezdi.
Yani umarım demezdi.
Ceren'in bir süre uzun uzun yazmasını bekledim. Ardından uzunca bir mesaj geldi.
''Üç kızız, bir de yanımda bahsettiğim kişi var. Sen arkadaşlarına birkaç kızın gelip bir iki saatliğine oturacağını söyle. Lezbiyen olduğumu çaktırmam korkma. arkadaşlarımın üçü de biseksüel olduğundan hiçbir şey fark etmezler bile. Sadece tanışmış olacaksınız. ''
Çenemi kaşıyarak bir süre ekranı izledim. Ardından homurdanarak kafamı kaldırdım. ''Beyler!'' diye seslendim.
Şimdi masada sadece Enhar ve Fatih vardı. İkisi de telefonlarından başlarını kaldırıp bana baktıklarında, ''İki üç kız gelecek az sonra.'' dedim. ''Biri arkadaşım. Bir iki saat oturmak istiyorlar bizimle. Size uyar mı?''
Enhar tip tip baktıktan sonra ağzını açtı ve, "Hayırdır lan?" diye sordu.
Hayırdır kanka. Hayırdır.
Bayağı hayırlı bir iş için geliyorlar.
Omuz silktim. Cevabım yoktu. Neyseki Fatih atlayıp, "Gelsinler kanka tanışmış oluruz." dedi ve bazen o boş kafasının birkaç işe yaradığını düşünmemi sağladı.
Fatih sıkıntı etmeyince Enhar'ın da ses etmediğini varsayarak telefona döndüm. Ceren iki üç mesaj atmış ve sallamadığımı görünce "Geliyoruz." yazmıştı.
"Gelin." Yazdıktan sonra sıkıntıyla iç çekerek biten sigarayı küllüğe iyice bastırdım. Gelen kızlar Ceren kadar güzel olmazsa bizimkiler bir şeylere kıl olabilirdi.
Yine uçkurum yüzünden bir boklar yeme tehlikesi altındaydım.
Az sonra sıkıntıdan bir bira daha isteyip gelen bardaktan ilk yudumumu almak üzereydim ki Ceren'in birkaç kızın arkasından içeri girdiğini gördüm. Selam vermeden önce minik bir fondibin kimseye zararı yoktur dedim. Diktim kafaya bardağı. Dikmez olaydım o bardağı.
