Sırtım hızla yatağa çarptığında biraz geri çekilerek gülümsedi. Saniyeler içinde yakalarımdan tutup dudaklarını dudaklarıma bastırdıktan sonra nefesimi kesmek istiyormuşçasına derin öpücükler bırakmaya başladı. Sert ve hızlı hareket etmesi hoşuma gidiyordu ama normalde takındığı o sakin tavrı düşününce gülme isteğiyle de doluyordum.
Yakalarımdaki eli boynumu ve sonra da ensemi kavradığında nefes alış verişimiz hızlanmaya başladı. Yine diliyle birlikte dudağımı kavrıyor, bırakırken dudaklarıma nefes veriyordu. Ellerimi beline atıp tişörtünü sıyırdım. İki dudağının arasında kaybolmadan nasıl hareket edebildiğimi ben de bilmiyordum. Ama nefesimi onun dudaklarının arasından alırken ellerimi de vücudundan mahrum bırakamazdım. Sadece sırtını parmaklarımın altında hissetmek bile cennet gibi hissettiriyordu. Veya cehennem?
Dudaklarını aniden çekip tişörtümün iliklerini çekiştirmeye başladı. Saniyeler içinde üstümden doğrulup tişörtümü çıkardığında bu kez dudakları boynumu buldu. Öpücükleri yavaş yavaş köprücük kemiğimi ve ardından piercingli göğsümü bulduğunda hissettiğim ani çekiştirilmeyle inledim. Demiri tutup çekmişti. Açtığım gözlerimle şaşkın ve korkmuş bir ifadeyle yüzüne baktığımı görünce dudağının kenarı kıvrıldı. Tam olarak o kıvrımdan öpmek istiyordum işte onu.
Uzanıp dudaklarını yakaladığımda yeniden yüzüme doğru uzanıp dilini dilime karıştırdı. Sızlayan göğsümle birlikte alt taraftaki arkadaş da sızlanmaya başlayınca aniden doğrulup Kaya'yı yatağa ittim. Zaten açık olan iliklerini görünce tişörtünü çekip kenara attıktan sonra kulağının altına eğilip öpmeye başladım. Ellerini kalçama yerleştirmiş şortumun üzerinden beni sıkıyordu.
Hala sızlayan arkadaşımın öcünü almak için boynunu ısırdım. Kısık sesle inlediğini görünce gülüp küçük ısırıklar bırakmaya devam ettim. Bir yandan omuzlarındaki ellerim de göğsünde keşfe çıkmıştı. Yeniden dudaklarıma uzandığında bu kez eli pantolonuma gitti. Uzandı uzanmasına da, benim aklımda daha farklı bir plan vardı.
O henüz benim düğmemi çözememişken hızlı davranıp ben onunkinin iliklerini açarak ufaklığı elime aldım. Derin bir nefes verdiğini görünce yüzüne döndüm. Yine o tanıdık ifadeyle bana bakıyordu. Kaşlar büzülmüş, gözleri istek bürümüş ve aralık dudaklarından nefes veriyordu. Yamuk gülümsemeyle ipleri ele alma sırası bana gelmişti. Yavaş yavaş hareket ettirdiğim için aralık dudaklarından zorla nefes verip yüzümü izliyordu. O pozisyondan hiç çıkmamak istiyordum. Ama planladığım şeyi yapmam da gerekiyordu.
Hızla dudaklarına birkaç öpücük kondurduktan sonra yatakta geri çekilerek yüzüne baktım. Bir an boşlukta kaldığı için hüsrana uğradığını yüzünde görsem de bana doğru gelmeye yeltendiğinde tek elimi kaldırıp ona engel oldum. Kaşlarını çatarak ne yaptığımı bol küfürlü bir soruyla soracağını anladığımda nefes nefese, "Farklı bir şey deniyoruz dedim."
Uzanıp elini az önce benim elimin olduğu yere koydum ve, "Sen devam ediyorsun." Dedim. "Gözlerimin içine bakarak."
"Ben de seni izliyorum." diye ekledim.
Çocuk o kadar boş bakıyordu ki bir an her şeyi unutup kahkahayı basmak istedim. Ama sonra içinde olduğumuz durumu hatırlayıp biraz daha geriledim. Ciddi olduğumu anlayınca pes edip sırtını yatak başlığına yasladı ve alt dudağını ısırıp elini hareket ettirmeye başladı. Hipnotize olmuş gibi o halini izliyordum. Tabi aşağılarda bir yerde canımı acıtmaya başlayan bir üye de sızlanmaya devam ediyordu. Eli aşağı yukarı hareket ettikçe hissettiği derin bir sızıyla bedeni geriliyor ve bakışlarındaki derinlik artıyordu.
Birden küfür ederek elini çektiğinde şaşırarak olan bitene anlam vermeye çalıştım. Üstüme eğilip pantolonumun önünü açtı ve benim elimi de az önce ona yaptırdığım gibi yerleştirip "Sen de." dedi. Ve sırtını büyük bir nefesle eski yerine yaslayıp gözlerimin içine bakmaya başladı.
Tamam, güya utanmamam gerekiyordu. Ama "Siktir!" diye bağırıp tuvalete kaçma isteğiyle yanıp tutuşmaya başlamıştım. Yüzündeki o ifade beni çok zorluyordu. Birkaç saniye daha bekleyip sonunda dayanamayacağımı anladım ve ben de çekmeye başladım. (Daha kibar nasıl anlatılır bilemedim?)
Bir yandan vücudumun uyarılması, diğer yandan gözlerimin içine bakarak o işi yapan Kaya... Kafamı geriye atarak zevkten bayılmamak için düzgün soluklanmaya çalıştım. O da pek işe yaramadı. Çünkü ikinci nefesimi vermek üzereyken karşıdan gelen, "Bana bak!" bağırma sesiyle yerimden sıçrayıp anlık korkudan dolayı gülmeye başladım. Bir anlığına onun da gülümser gibi olduğunu gördüm. Ama sonra yüzü hemen ciddileşip eski ifadesine büründü. Benim kurduğum oyunun kurallarını o bana hatırlatıyordu. Hoşuma gitmişti.
Bittiğinde ikimiz de sırt üstü uzanmış, üzerimizden tren geçmiş gibi hareketsiz tavanı izliyorduk. (Nefes alıp vermek için arşa kadar yükselip geri inen göğüslerimiz hariç.) Beyin fonksiyonlarım yine her zamanki gibi paydos vermiş aylak aylak geziniyordu. Gözlerimi kapatarak kendime gelmeyi beklemeye başladım. Tabi yine işler planladığım gibi gitmedi. Kendime falan gelmedim, Aksine o şekilde uyuyakaldım.
Neyse ki Kaya da benimle birlikte uyuyakalmıştı. Ve benim evimde olduğumuz için endişelenmemiz gereken ortaya aniden çıkan bir veli yoktu. Ve aynı şekilde, "Neyse ki" Kaya bir önceki gece sevgilisinden tamamen ayrılmış ve ona gerekçe olarak başkasından hoşlandığını söylemişti.
huhahaha
