Okulların açılmasına sayılı günler kaldığından bizimkiler yaza veda partisi vermeye karar vermişti. Bu yıl colorfest'e de gidemediğimiz için işi büyütüp hatrı sayılır bir büyüklükteki yatı 12 saatliğine kiralamıştılar. Ve hatta itiraf etmek gerekirse, beklediğimden iyi iş çıkarıp ses sistemi, yeterli yiyecek içecek olaylarını da halledip ücretlerle birlikte katılımcı listelerini de elden ele dolaştırmışlardı. Liste olayı haftalar öncesinden halledilince Kaya'nın da isminin arada bulunduğuna hiç dikkat etmemiş, yakın bir arkadaşım olan Selen'le parti öncesi içip kol kola iskelede yürüyorduk. (Pek kol kola değildi, topukları yüksek olduğundan elimi beline atmak durumunda kalmıştım. Dürüst olmak gerekirse çok da umrumda değildi, eski erkek arkadaşının haltlarını anlatıp kahkahaya boğulmamı sağlıyordu.)
İskelede uzun bir süre ilerledikten sonra ileride birkaç kişinin yata geçtiğini görür gibi olduk. Birileri de o taraflarda dikilmiş konuşuyor, sigara falan içiyordu. Selen çok uçuk kaçık bir tip olduğundan kahkahaları da çok yüksek oluyordu. Ben yavaş yavaş ileride dikilenlerin kim olduklarını kestirmeye çalışırken bizimkinin kendi kendine söylenip gülmesiyle birkaç kafa bize döndü. İşte tam da o an, bir önceki gece yatağımı paylaştığım çocukla göz göze geldim. Hayatımın en büyük denk gelme olayı da buydu zaten. Yatın korkuluklarına geçmek üzereyken kafasını kaldırıp Selen'e baktı. Sonra bana, sonra muhtemelen duruşumuzu beğenmemiş olmalı ki beni tanımıyormuş gibi önüne dönüp ileri atıldı.
Ve işte ben, kolumun altında aptal bir kız arkadaşım ve orospusunu pazarlayan pezevenk rolüme yakışır çiçekli gömleğimle tam da o an Kaya'nın gözünden düştüğümü hissettim.
Haftalardır ilk kez çaba sarf etmeden onunla karşılaşmıştım. Ve bu karşılaşma da olmayan ilişkimizin bağlarını batırmak dışında hiçbir işe yaramamıştı. Kafamı kara gök yüzüne kaldırıp Ey Allah'ım söyle neden? Diye bağırmak istedim. Abdest olayına inanmayıp cenabet gezdiğim için mi yapıyorsun bana bunları?
Ama yine tabi öyle olmadı. Her şeyden habersiz zeki arkadaşım ileride tanıdıklarını gördüğü için beni bırakıp iskelenin sonuna doğru koşar adımlarla yürümeye başladı. Bendeki şanssızlık öyle bir şeydi ki, Selen iki saniye önce kendisini yanımdan çekse Kaya bana öyle korkunç bir bakış atıp tanımıyormuş gibi içeri girmeyecekti. Belki selam bile verirdi? Veya gülümseseydi. Gülümseseydi yemin ederim tüm gece modum yüksek olurdu.
Korkuluklardan ben de atladıktan sonra gördüğüm birkaç tanıdıkla selamlaşıp diğerlerine göre daha dışarıda kalan oturma yerlerinden birine yerleşip tek bacağımı hafif dışarı doğru uzattım. Güya daha iyi eğlenebilelim diye içerek gelmiştik ama bende mod falan kalmamıştı.
Biri gelip ne oldu kanka bileklerini mi keceseksin diye sormasın diye keyif alıyormuş gibi kenardan kaptığım bardakla çevreyi izliyordum. Bir ara Fatih'in zorla çekiştirdiğini hatırlıyorum. Masanın etrafında dönen boş muhabbet hiç sarmasa da açıldığımız için yattan kaçamıyordum. Ben sıkıntıdan pes edip bileklerimi kesmeye karar verecekken kendini dj ilan eden bir arkadaş birden ortaya çıkıp Alaçatı'da beach clubda falan insanları eğlendirir gibi mal mal konuşmaya başladı. İnsanlardan olumlu tepkiler gelince şaşırarak etrafa bakmaya başladım. Geldiğimden beri çocukla göz göze gelirim korkusuyla 1 metre ilerime bakmamıştım. E haliyle de ilk defa gördüğüm tiplere denk geldim.( Ben şimdi size böyle yüzlerce insan varmış gibi anlatıyorum da, sayı otuz kırkı geçmiyor.)
İtiraf edeyim, bakmayacağıma dair içimden kendi kendime komutlar vermeme rağmen göz ucuyla onu da arıyordum. Bir yandan da şaşırmadan edemiyordum. Bu kadar yakın çevrede düzenlenen bir kutlamaya bile davet ediliyor olması ve benim yeni yeni fark ediyor olmam mal gibi hissettiriyordu. Çocuk meğersem onca zamandır dibimdeymiş de ben evimde kokain çektiğinde varlığından haberdar olmuşum?
