Bugdan çıkamamak

6.7K 442 38
                                    

Duş almış, giyinmiş ve Kaya'nın evinde, onun yatağında, kollarının arasında sigara içiyordum. Gündüz ortasıydı. Muhtemelen az sonra birimizin işi çıkacak ve ayrılmak zorunda kalacaktık. Ama umrumuzda değildi. Şu an için sadece aynı yatakta sigara içiyorduk.

İki parmağımın arasında, ucunda kül birikmiş dalı önümdeki küllüğe vurduktan sonra sırtımı Kaya'nın göğsünden çekip yatağa yasladım. Fırsatım varken yüzünü biraz daha izlemeliydim. Sigarasını şişmiş dudaklarının arasından çekerek bana bakmaya devam etti. Dudaklarının arasından duman süzüyordu. Konuşmuyorduk. Veya konuşamıyorduk. Ne denilebilirdi ki? Gerek yoktu. Belki bir öpücük daha alabilirdim.

Bitmeye yüz tutmuş sigara parmaklarımı yakınca küllüğe bastırdım. Dış kapıdan gelen sesle Kaya'da sigarasını küllüğe bastırdıktan sonra yatağın üzerinden alıp kenara koydu. Ve ayağa kalkarak tişörtünü düzeltti. Yüzündeki kızarıklık geçmişti. Ve saçları her zamanki şeklini almıştı. Aynanın karşısında saatlerce uğraştığını düşünürdüm, ama sanırım zaten genel hali buydu. Kapının açılma sesi geldiğinde birkaç adım atarak kendi odasının girişinden koridoru izledi. Kısa bir süreliğine bana dönerek, "Annem." Dedi ve kapıyı arkasından biraz çekerek gözden kayboldu. Hâlâ düşünemiyordum.

Ben boş gözlerle yataktan ayaklarımı sarkıtmış yeri izlerken odanın kapısı aralandı ve Kaya kısık sesiyle, "Yiyecek bir şeyler almış. Gel." Dedi. Yüzüne baktım. Sadece inlerkenki hali gözümün önünde belirirken yeniden erekte olmamak için kendimi toparlamaya çalıştım. Ayağa kalkarak, "Ben gideyim." Dedim. Telefonumu da aldığımda hala kapının önünde bana doğru bakıyor olduğunu gördüm. "Gitme." Dedi. Olduğum yerde dikilirken, "Bir şeylerden şüphelenir." Diye açıklama yapmaya çalıştı. Çalıştı diyorum, çünkü bir anda ağzından kaçmış bir bahane gibi duruyordu. Kafamı sallayarak kapıya doğru yürümeye başladım. Arkasına bakarak hızlıca içeri girip kapıyı biraz çekti ve dudaklarıma ufak bir öpücük kondurdu. Zaten sarsak adımlarla yürüyen ben, iyice kendimden geçip sarhoş gibi çocuğu koridor boyu takip ettim.

Yemek odası ve mutfağın amerikan stili olarak birleştiği yere girdiğimizde kafamı kaldırarak annesine baktım. Yüzünü bana döndüğünde kahve saçlarının yerini güzel bir surat aldı. Kilosu normaldi ve yüzü de yaşına göre çok güzeldi. Ama pek de Kaya'ya benzemiyordu. Kibar olduğunu düşündüğü çok yapmacık bir ifadeyle gülümseyerek, "Merhaba." Dedi. Başımı sallayarak "Selam." Dedim. Sesim haddinden fazla kısık çıkmıştı ve kadının yüzündeki ifade oğlunun arkadaşlarından nefret ettiği yönündeydi. Büyük ihtimalle beni çok utangaç biri sandı ve şaşırdığını saklamaya çalışarak işine geri döndü.

Kaya'nın masaya yerleştiğini görünce sessizce ben de yanındaki sandalyeyi çektim ve ne şekilde bu evden kaçabilirim diye düşünmeye başladım. Az önce oğlu elime boşalmıştı ve kadın olanlardan habersiz üçümüze yiyecek bir şeyler çıkarıyordu. Hazır yemekler masaya yerleştirildikten sonra içecek olarak kola çıkardığını görüp gülümsedim. Yani kadın alkol tüketmemizden de rahatsız oluyordu. Kaya'nın kokain kullandığını söylesem ne yapardı kim bilir.

Sessizce yemeye başladığımızda makarnayı bıçakla çatalıma doğru ittim. "Günün nasıldı oğlum?" Diye sorup Kaya'ya bakınca kafamı hafif kaldırıp ikisinin de yüz ifadelerini izlemeye başladım. Bizimki hiç bozuntuya vermeden, "Fena değildi." Diyince gülmemek için iç dudağımı ısırdım. Sonra Kaya'nın aynı soruyu nezaketen bile olsa annesine doğrultmadığını görüp kaşlarımı çatar gibi oldum. Kadın bana dönüp, "Hoşgeldin yeniden." Dedi. Kafamı salladım. "Adın neydi?" Dediğinde, "Alper." Diyip gülümsemeye çalıştım. "Memnun oldum." Dedikten sonra adımı kendi kendine mırıldanarak tekrar etti. Sonra kafasını tekrar kaldırarak, "Kaya senden hiç bahsetmemişti." Dedi. Yüzündeki yapmacık gülümsemeye bakarak ben de gülümsemeye çalıştım. Allah'ım cehennemde miydim? Zebani gibi üzerime çökmüştü.

"Olabilir. Yeni tanıştık sayılır." Diye cevap verdim. "Öyle mi?" Diyerek kaşlarını kaldırdı ve tehditkar bir ifadeyle Kaya'ya baktı. Muhtemelen, yeni tanıştığın insanları evime mi alıyorsun gavurun tohumu? Gibi bir şey ima etmeye çalışmıştı. İyice gerildiğimde, "Nerede okuyorsun?" Diyip gözlerini kıstı. Kadın kibar falan değildi. Sorguya çekmiş, bizi haşlamak için bir nokta arıyordu. Okuduğum lisenin adını söylediğimde ilginç bir şekilde yüzündeki tatmin olmuş ifadeyle dudağını büzüp başını salladı. "Burslu musun?" Soruyu sorduktan sonra üzerimdeki tişörtün yakasına baktı. "Değilim." Diyip gülümsemeye çalıştım. Pahalı markalara ilgim vardı ve o gün üzerimde yakalı Burberry tişört olmasaydı kadın muhtemelen ben gittikten sonra o tehditkâr cümleyi, "Yeni tanıştığın ne idüğü belirsiz insanları evime mi alıyorsun gavurun tohumu?" 'na dönüştürecekti.

Maddi durumum iyi olabilirdi. Ama oğluyla sevişmiştim. Ve maddi durumla "Niyet" kavramını karıştırması beni haliyle irite etmişti. Belki de yanlış anlıyordum. Sadece merak ettiği için soruyordu. Yan gözle Kaya'ya baktığımda durumdan çok rahatsız olduğunu fark edip telefonumu çıkardım. Sonra yapmacık olmadığını umduğum bir tavırla, "Aslında ben gitsem çok iyi olur. Geç kaldım." Dedim. "Yemek için çok teşekkürler." Diyip ayaklandığımda kadın ağzını silmek dışında bir şey yapmadı. Kaya da benimle birlikte sandalyesini çekerek, "Ben de çıkıyorum." Diyip dış kapıya doğru ilerlemeye başladı. İlişkileri harbiden leş gibiydi. Aralarını neyin bu kadar bozduğunu merak etmiştim.

Kapıyı arkamızdan çektiğinde yan gözle yüzüne bakarak, "Bu neydi böyle?" Diye sordum. Bana bakmadan yürümeye devam edip, "Kusura bakma." Dedi. Sinirlenmiş gibiydi, ama pek de üstüne gidip aramızı bozmak istemiyordum. Ses çıkarmadan ilerlemeye devam edip, "Önemli değil." Dedim. Benim için çok da sıkıntı yoktu. Önemli olan onun annesine kavgalıymış gibi tavır almasıydı.

Arabaların yanına geldiğimizde, "Nereye gidiyorsun?" Diye sordu. "Eve." Dedim. "Sen?" Omuz silkerek, "Arkadaşların yanına uğrarım." Dedi. Birlikte hareket etmememizin daha sağlıklı olacağını düşünüyordum. Sonuçta sevgili değildik. Sadece herkesten gizli sevişiyorduk. Ve sık sık yan yana görülmek de garip karşılanabilirdi. Kafamı sallayarak, "Görüşürüz." Dedim. Selam verip kendi arabasına doğru ilerlemeye başladı.

Gitmesindense, yatağında yatmaya devam edebilmemizi tercih ederdim. İç çekerek arabayı çalıştırdım. Birkaç gün önce Doğa'dan ayrılmıştı ve sürekli mesajlaşıyorduk. Kafasını dağıtıyor olmak hoşuma gidiyordu. Ama bir yandan o kıza geri dönmesi halinde yaşayacağım hisleri düşünmek beni darlıyordu. Bir problem daha vardı, Doğa'dan ayrıldıktan sonra benim dışımda başka birine gitmeyeceğinden fazla emindim. Bu ona olan sevgimden ve oluşan garip güvenimden mi kaynaklıydı? Yoksa gerçekten onun bana karşı hisleri mi vardı anlayamıyordum. Belki de uzun süredir yapmadığım bir şeyin zamanı gelmişti. Her kaçtığımda dertleştiğim kişinin yanına uğramalıydım. Kaya hakkında bana ne diyeceğini merak ediyordum. Yolumu değiştirip bizim evin tam tersi yönüne doğru sürmeye başladım.

FUCK BUDDYWhere stories live. Discover now