Ek bölüm

9.2K 571 113
                                    

"Hadi ya?" Diye mırıldandı. "Aynen öyle." Diyerek onayladım. "O duyduğumuz kuantum düşünce gücü, kuantum yemeği, kuantum saçmalıkları hep yalan yani."

Sevişmiştik. Ve yatakta uzanmış kuantum mekaniğini konuşuyorduk. İşin komik yanı, bu konuya nereden geldiğimizi bilmiyordum. Ama Kaya'nın dağınık saçları ve üzerinde benim menimin kuruduğu vücuduyla göğsümün üzerinde uzanıyor oluşu hoşuma gidiyordu. Yan gözle baktığımda göz göze geldik. Yüzümü izliyordu. Gülümseyerek, "Olan Richard'a oldu." Dedim. "Bulduğu terimle kaldı. Kimse sallamıyor şimdi adamı." Gözlerimin içine bakmaya devam ederken güldü.

Durup dururken bir arkadaşım gelip böyle bir konu hakkında konuşmaya başlasaydı, deli amına koyim diyip siktiri çekerdim. Ama o yapmıyordu. Aksine keyif alır gibi bir hali vardı. Gülüşünden çektiğim bakışlarım çıplak vücuduna kaydığında, "Üşüteceksin." Dedim. "Kalk duş al."

Oflayarak kalkıp banyoma doğru ilerledi. Sıkı kalçalarını izlerken gülümsedim,  "Aynı dolapta havlular var." Diye seslenip yatağımın çarşafını topladım. Ardından odadan çıkıp bizim kattaki diğer banyoya doğru yürümeye başladım. Çarşafı kirliye attıktan sonra duş kabinine girip suyu ayarladım. Vücudumla temas ettiğinde aklıma aslında deli yorgun olduğum geldi. Temizlenir temizlenmez ilk fırsatta uyuyacaktım. Tabi bir de aşağıdaki viskileri çöpe atmam gerekiyordu.

Banyodan çıktığımda yerdeki giysileri de kirliye atarak dolaptan bulduğum ilk giysileri üzerime geçirdim. Kaya da giyiniyor olmalıydı ki su sesleri kesilmişti. Yeniden odadan çıkıp salona indim. Çevreyi üstten toparlayıp odama geri çıktığımda çarşaf sermeye üşendiğim için örtüyü düzeltip üzerine kuruldum. Yastığımı da kafamın altına çekip yüz üstü uyuklamaya başladığımda kapı açıldı. Kaya kurumuş saçlarıyla yanıma gelip üzerime eğildi. Uyanık olduğumun muhtemelen farkındaydı, ama hiç gözlerimi açasım yoktu.

Eğilip yanağımı öptüğünde şaşırarak gözlerimi açtım. Yüzündeki garip ifadeyle, "Gidiyorum." Dedi. Hafif kalkıp saate baktım. Çok geç olmamıştı. Kolundan tutarak yanıma çektim. "Benimle uyu." Dedim. "Akşam yemeği sipariş ederiz. Sonra gidersin." Bir an ayakta dikilerek gözlerime bakmayı sürdürdü.

İşim var falan demesini bekledim. Yoktu, biliyordum. Demedi de. Onun yerine ifadesiz yüzüyle kafasını sallayarak yanıma uzandı. "Ailen gelmeyecek mi?"

"Yok." Dedim. Kaan arkadaşında kalacaktı. Annem de öyle. Babamın da zaten eve geldiği yoktu. Olur da gelirlerse arkadaşım der geçiştirirdim zaten. Kaya'nın bu ihtimalleri düşünüp gerilmesine gerek yoktu. Derin bir nefes aldıktan sonra benim gibi yüz üstü dönüp gözlerini kapattı.

Uzun kirpiklerine baktım. Saymayı deneyemeyeceğim kadar çoktular. Kız çocuğu olarak doğsaydı bile ona kapılabileceğimi hissettim. İlgim sürekli artıyor gibiydi. Gözlerini kıpırdattığında ben de uyuyormuş gibi yaparak göz yumdum. Bir süre sonra tekrar açtığımda hala bana bakıyordu. "Teşekkür ederim." Dedi.

Kaşlarımı çatarak, "Ne için?" Diye sordum. "Günümü daha iyi geçiremezdim galiba." Diye mırıldandı. Gel de üstüne düşüp öperek boğma?

Kendimi tuttum ve gülümsemekle yetindim. Göz ucuyla boynuna baktığımda yakasının yamuk durduğunu fark edip düzeltmek için elimi uzattım. Bir süre sessizce beni izledi. Elimi çekip yeniden yastığımın altına koyduğumda, "Takıldığın başka biri var mı?" Diye sordu. Yalan söylemeye gerek yoktu. "Yok." Dedim. "Senin?"

"Hayır." Dedi. Sesimin üzgün çıkmamasını sağlamaya çalışarak, "Doğa var gerçi." Dedim. Artık yok demesini istiyordum. Öyle olmadı tabi, "Doğa'yla sevişmiyorum." Dedi. Gülümseyerek, "Benimle de pek bir şey yapabildin sayılmaz." Dedim. Pasif olmayı kabul etmeyecekti biliyorum. Ben de etmeyecektim. Ama konunun oraya gelip yollarımızı ayırma kararı almamıza neden olmasını hiç istemiyordum.  Güldü.

Dirseği üzerinde doğrularak dudaklarıma yorgun bir öpücük bıraktı. "Çok iyiydi." Diye fısıldayarak geri çekildi. "Altta olmayı kabul etseydin daha iyi olurdu."

Homurdanarak tam karşımda yüzünü yastığıma koyup bana seni sikmeme izin ver diyişini izledim. Vermeyecektim abi olmaz lan diye bağırmama ramak kalmıştı. Öyle ki, üstelerse bağırmaya başlayacağımı da biliyordum. Anüs sindirim sistemi için üretilmişti. Üreme organının orada bir işi olmamalıydı. En azından benimkinde olmaması gerektiğini düşünüyordum.

"Uyu hadi." Diyip gözlerimi kapattım. Yastığını biraz daha bana doğru çekerek yüzünü kolumun yanına yasladı. Benim duş jelimle yıkanmış olduğu için lanet ettim. Kendi kokusu daha güzeldi. O kokuyla daha rahat uykuya dalabilirdim.

FUCK BUDDYWhere stories live. Discover now