1. Bölüm

1.7K 132 30
                                    

Kıdemli bir ajan olabilirdim. Ama bende hata yapıyordum ve bu hatalar Suho'nun odasında biterdi. Oysa yeni odama kavuşalı daha 1 hafta olmuştu. Keyfini bile çıkaramadan odamdan olacaktım.

"Rahatla Kai"
"Deniyorum Baek" Baekhyun benden büyük olmasına rağmen ona Baek dememden rahatsız olmazdı. Hatta bunu o önermişti. "Ama beni taşraya göndereceği fikri kafamdan bir türlü çıkmıyor"
"Hükümet ajanının taşrada ne işi var?"
"Ajan dediğin taşrada çalışır"

Ne kadar olmuştu bilmiyorum. Belki yirmi dakika, Suho'nun ofisinde Baekhyun'la birlikte oturmuş bekliyordum. Kabul etmek gerekirse yaptığım tam bir acemi hatasıydı. Silahımı geçen seferki görevde kaybetmiştim. Gizli bir görevdeydim ve yapmam gereken tek şey gözlemdi. Çatışma olmadı ve ben o silahı nasıl kaybettiğimi gerçekten bilmiyordum. Ordu için özel üretilen bir silahtı. Dolayısıyla girdiğim depodakiler davetsiz misafirlerinden haberdar olmuşlardı. Bütün görev çöp olmuştu anlayacağınız. Edindiğim bilgilerin hiçbirine güvenilmezdi şu durumda. Belki dedim, hani bir ihtimal silahı başka yerde düşürmüş olmayı diledim.

Suho içeri girdiğinde Baek ve gözlerimiz birbirini buldu. Baek iyi bir arkadaş olmuştu her zaman. O ve ortağı Chanyeol... 'Sizinle çalışmak büyük zevkti' dedim yavaşça Baek'e eğilerek. İkisini de severdim akedemiden beri. Belki de tek arkadaşlarım oldukları için de olabilir.

"Öncelikle-"
"Çok üzgünüm efendim. Tamamen bir acemi hatası farkındayım."
Suho kaşlarını çattı "Neyden bahsediyorsun?"
"Ben-" Baekhyun'nun böğrüme attığı dirseğiyle lafım kesildi.
"Sehun'la kavgalılar bu yüzden biraz dalgın efendim. Neredeyse pot kırıyordu. Ama hiçbir sorun yok. Bilirsiniz Kai işinin en iyilerindendir."
Suho yalnızca kafasını salladı ve daha dikkatli olmamı söyleyerek konuyu kapattı. Ne diyorsun bakışları atsam da Baek beni görmezden geliyordu.

"Chanyeol'u Rusya'ya gönderiyorum. Bu yüzden Baekhyun, yeni işte Kai ile çalışmanı istiyorum" Suho uzatmadan lafa girmişti ama keşke alıştıra alıştıra söyleseydi.
"Ama efendim ben-"
"Yalnız çalışırsın. Biliyorum Kai. Ama Baekhyun'la çalışacak başka ajanım yok boşta."
"Belki Baekhyun da yalnız çalışmak ister" derken Baek'e yavru köpek bakışı attım. Baek'i severdim ama bazen tam bir baş belası oluyordu.

Baek omuz silkti "Chanyeol'la çalışmayı seviyorum." İşte bunu diyorum.
"Ama yalnız çalışmayı özlemişsindir" derken ayağını tekmeledim.
"Yooo biriyle çalışmak çok daha eğlenceli"
"Güzel" Suho gülümsedi. Elinin altındaki dosyaları bize uzatırken ekledi "Biriyle çalışmayı sen de seveceksin Kai"

Suho'nun odasından çıktığımızda Baekhyun'nun kolunu cimcikledim. "Ne demek biriyle çalışmak daha eğlenceli?! Bir seferlik yalnız çalışsan ölür müsün be?"
"Ölürüm belki nerden biliyorsun?" derken aynı anda kolunu ovuyordu. Baek saha ajanı değildi. Dolayısıyla zaten tek çalışamazdı ama denemedim demem kendime en azından.
"Ölürmüş! Öl sen!"
"Sonra arkamdan çok ağlarsın"
"Chanyeol da ne meraklıymış Rusya'ya gitmeye. Seni bırakıp Rus karılarına koşmuş hemen"
"Yah! Ortağım hakkında düzgün konuş. İş bu iş!"
"Beni yollasalarmış Rusya'ya. Ben gider yalnız işimi yapardım. Siz de Chanyeol'la burada ne yaparsanız yapın"

Söylene söylene odama varmıştım. Baekhyun hemen arkamdan içeri girip kendini masamın önündeki koltuklara attı.
"Sehun'a ne diyecektin Rusya'ya giderken?"
"Dergi için gittiğimi söylerdim ne olacak"
"Aynen editör yardımcıları da Rusya'ya giderler sürekli"
"Sen sussana sana hala kızgınım"

İkimiz de bir süre birbirimize ölümcül bakışlar atıp elimizdeki dosyalara döndük. Dosyanın içinde birkaç resim vardı ama resimlerde suçlunun yüzü seçilmiyordu. Her birinde şapkası ve maskesi vardı. Bu da kimliğini tespit etmeyi zorlaştırıyordu. Baştan aşağıya siyah giyiniyordu. Saçları kahverengi tonlarındaydı başka bir resimdeyse siyah... Sürekli saç rengini değiştiriyordu demek ki. Bu basit bir kılık değiştirme taktiğidir.

Klişe // SekaiWhere stories live. Discover now