35. Bölüm

912 87 46
                                    

Sehun'nun zorlamalı sonunda onun dediği yere gitmiştik

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sehun'nun zorlamalı sonunda onun dediği yere gitmiştik. Şehirden çok uzak olamayan eve vardığımızda zaten öğlen olmak üzereydi. Güvenli ev olduğunu söylediği evde uydu telefonuyla Baek'i arayıp adresi verirken Sehun da ceplerine doldurduğu bütün şarjörleri salondaki yuvarlak masaya boşalttı.

"Bak biliyorum ama henüz Suho'ya güvenip güvenemeyeceğimi bilmiyorum."
"Kris'e mi güveniyorsun!?" Baekhyun iç çekerken sallanmaya başlamıştım. O sırada bana doğru yaklaşan Sehun'u gözlerimle izliyordum. Ellerini ceplerimi dokup üzerimdeki bütün silahları çıkarmaya başladı. Cephane kontrolü yapıyordu ki o yapmasaydı bunu ben yapacaktım. Yine de ellerini üzerimde dolaştırmak yerine telefon konuşmamın bitmesini bekleyip benden de isteyebilirdi.

Aklım üzerimde dolaşan Sehun'nun ellerindeyken zorla yutkundum. Baekhyun'nun sesi beni tekrar telefona doğru yönlendirirken Sehun işini bitirip benden uzaklaşmaya başlamıştı. Nerdeyse itiraz dolu bir nida bırakacaktım gittiği için. Sadece arkasından dudak bükerek baktım.

"Beni duyuyor musun Kai?"
"Afedersin tekrar eder misin?"
"Sehun'a selam söyle. Bir de gece 11 e kadar gelmem büyük ihtimalle."
"Ne?"
"Şimdi kapatmalıyım."

Daha ben bir şey diyemeden kıkırdayarak telefonu yüzüme kapatmıştı. Bitkaç dakika uydu telefonuna boş boş bakıp Sehun'nun yanına doğru yürüdüm. Telefonu masaya bırakırken Sehun göz ucuyla bana baktı.

"Ne diyor?"
"Selam söyledi. 11 den önce gelmezmiş." Sehun'nun dudağının kenarı yukarı doğru kıvrıldı bunu söyleyince.
"Komik bir şey mi var?"
"Hayır yok. Sadece boş zamanımız var. Bombooooooooş."
"Oh Sehun! Saatler önce evimize açılan kurşunlardan kaçıyorduk!"
"Ne olmuş yani? Aķşama kadar kim olduğunu öğrenemeyiz. Ve sen boşa vakit harcamayı hiç sevmezsin. Doldururuz biz de boşa geçmez bekleyişimiz."
"Sehun-"
"Tamam. İstemiyorsan uzatmıycam."

Sehun beni geçip salondaki kanepeye otururken arkasında şaşkın birini bırakmıştı. Oh Sehun böyle hemen pes eden biri asla olmamıştı. Şaşkınlığım yerini çatılı kaşlarıma bırakırken masaya dizdiği şeylere baktım. Şarjörleri sayarken göz ucuyla Sehun'u kontrol ediyordum aynı zamanda. Şarjörler bize yetecek gibi duruyordu. En kötü ihtimalle cephane desteği isterdim Baekhyun'dan. O yüzden şarjör konusunda endişem yoktu.

Sehun da hala kanepe de bir eli avuç içi dışarı olacak şekilde alnına koymuş yatıyordu. Benimle ilgilenmiyor gibi görünüyordu ama bu psikolojik savaşı ben kazanacaktım.

Tekrar dikkatimi masaya döndüm. Evde el bombası tutmuyordum çünkü bana göre biraz tehlikeli şeylerdi (!) -Hiç tehlikeli şeyler yapmadığım için- Bu durumdaki masadaki bombalar Sehun'a ait olmalıdı. Belimdeki silaha uzanıp içinde kaç kurşun olduğunu tekrar kontrol edip onu da masaya bıraktım.

Göz ucuyla Sehun'a baktığımda pozisyonunu hiç bozmadığını görmüştüm. Düzenli şekilde inip kalkan göğsü uyuduğunu düşünmeme sebep olmuştu. Dün gece hiç uyumadığımızı hesaba katarsak uyumuş olabilirdi. İkimiz de yorgunduk ve vücudumuzdan yavaş yavaş ayrılan adrenalin sağolsun sağlam bir şekilde o yorgunluğu hissediyorduk.

Klişe // SekaiWhere stories live. Discover now