ASKLEPİOS//HOW TO TRAİN YOUR WEREWOLF

918 30 6
                                    

Buraya yazmaya başladığım doktor kurgulu hikayemle kurtadamımsı kurgulu hikayemin tanıtımını bırakıyorum. Okumak isterseniz profilimden ya da bıraktığım linkten açabilirsiniz.

 Okumak isterseniz profilimden ya da bıraktığım linkten açabilirsiniz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hikayenin adı: ASKLEPİOS

Ana ship: Sekai//Chanbaek

Yan ship: Chansoo//Kaihan//Chanhun

Hikayenin Linki: https://www.wattpad.com/684250762-asklepios-sekai-tan%C4%B1t%C4%B1m

Caduceus (Yunan mitolojisinde Hermes'in asası) ile tanıştığımda 12 yaşındaydım. Babamın hastanedeki odasında ışıl ışıl parlayan kristal bir plaketin üstündeydi. Bir çubuğu saran iki yılan 12 yaşındaki bir çocuğu ancak bu kadar etkileyebilirdi herhalde. O gün karar vermiştim doktor olmak istediğime. Hem de o aptal asaya bakarak... Tıp fakültesine başladığımdaysa gerçekler acı bir şekilde yüzüme vurulmuştu. Doktor olma kararımı verme sebebim olan asa aslında tıbbın sembolü değil, yalnızca basit bir benzerlikten ibaretti. Gerçek Tıp simgesi olan Asklepios'un asasında sopaya sarılı tek bir tane yılan bulunuyordu. Bu hikayeyi hiç unutmamıştım hayatım boyunca ama seni hastane koridorlarında gördüğümde Kim Jongin, fark ettim ki ben bu hikayedeki Caduceus sen de Asklepios'un asasıydın...

 Bu hikayeyi hiç unutmamıştım hayatım boyunca ama seni hastane koridorlarında gördüğümde Kim Jongin, fark ettim ki ben bu hikayedeki Caduceus sen de Asklepios'un asasıydın

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hikayenin Adı: HOW TO TRAİN YOUR WEREWOLF

Ana ship: Krisyeol

Yan ship: Sekai//Baekris//Chansoo

Hikayenin Linki: https://www.wattpad.com/664907681-how-to-train-your-werewolf-krisyeol-sekai-tan%C4%B1t%C4%B1m

Aynı sayfayı beşinci okuyuşumdan sonra elimdeki kitabı sıkıntıyla yanımdaki masaya bıraktım. İzleniyor olma hissi bir an olsun peşimi bırakmazken kitaba odaklanmak çok zordu. Kafamı kaldırır kaldırmaz verandadaki kurtla göz göze geldim. Kürkü kehribar rengindeki gözlerini daha da vurgulamak istercesine siyahtan başka renge sahip değildi. Gözlerinin içine bakmak hipnoz olmak gibiydi. Sadece gözleri de değildi beni hipnoz eden. Verandaya geldiğinden beri buradan başka bir yere ayrılamamıştım. Sürekli beni izlediğini hissetmem ve her kafamı çevirişimde göz göze gelmemden rahatsız da olsam buradan bir yere ayrılamıyordum.

Klişe // SekaiWhere stories live. Discover now