1.BÖLÜM

16.7K 603 17
                                    

Şimdiki Zaman-İstanbul

"Hayal etmek güzeldir, ta ki hayal ettiklerinin asla gerçeğine dönüşemeyeceğini anladığın zamana kadar..."

Nefes almak bu kadar zor bir eylem miydi? Genç kızın eli göğsünde, sırtı duvarda derin derin nefes alıp vermek için büyük bir çaba sarf ederken kalbinin kulaklarında attığını hissediyordu. Dudakları "Bu gerçek olamaz." Diye fısıldarken gözlerinin şahit olduğu görüntüler hiç de aksini iddia etmiyordu.

Ağlıyordu genç kız, yıllarca verdiği emeğe, aldatılmışlığın can yakısına, sevdiğim dediği adamın başka kollarda sefaya düşmesine ağlıyordu. İçeriye girmek, yakıp yıkmak, dünyayı ateşe vermek, onun aldığı her nefesi boğazından düşünmeksizin kesip atmak, yaptıklarının hesabını sorup suratına okkalı bir tokat atıp "Neden?" diye haykırmak istiyordu. "Neden yaptın be adam? Neyim eksikti sana?" diye bas bas avazı çıktığı kadar bağırmak istiyordu.

Gözyaşlarını elinin tersiyle silerken orada daha fazla duramayacağını anladı genç kız. Fazlalıktı bedeni orada, o kadar yolu yüreğini hak etmeyen bir adam için gelmişti. İsyan ediyordu kalbi, bu lüzumsuz zahmeti çeken sevgisi fazlalıktı orada... Ne kadar istese de gücü yoktu içeriye girmeye, gördüklerini ne aklı ne de yüreği hazmediyordu. Yapamadı. Onun kadar kalleş olamadı. Ölü adımlar ile dudaklarından firar eden hıçkırıklar eşliğinde, omuzları sarsılarak, geldiği yönde kurduğu hayallerin etrafa saçılan kırıklarına basa basa üzerinden canı acıyarak, kan akıtarak geri dönüyordu. Ayakları hayallerini paspas ederken nefreti yüreğini an be an ele geçiriyordu. Sevdiğim dediği adam, başka kadının kollarında, onunla gitmek istediği mezuniyet balosunda mıydı? Alelade biri olmayan, uzak dur ondan dediği kızı mı koluna takıp gitmişti? Bu kadar ağır mı olacaktı? Bunu hak edecek ne yapmıştı?

Dört senesini vermişti genç kız bu adama? Ne de güzel kandırmıştı aşka küskün yüreğini yıllar önce... Dönüp yüzüne bile bakmadığı adam, onu bin bir alavere dalavere çevirerek gönlünü kazanmayı başarmıştı. Başarmıştı başarmasına ama bu gece görünen o ki kalıcı olmaya hevesli değildi. Belki hata, belki heves, belki de nefs... Belkilerle çıktığı yolda aklına mı yüreğine mi yoksa bir anlık zevkine mi kurban olacaktı? Meçhul...

Birce... Ağlıyordu genç kız, aldatılmışlık mı yaşanmışlık mı canını daha fazla yakıyordu. Bilmiyordu. Bildiği tek şey kalbinde besleyip büyüttüğü aşkının son süratle nefrete yol aldığıydı. Üzerinde günlerce kafa patlattığı bin bir heyecanla aldığı elbisesi, sevdiğim dediği adama sürpriz yapmak için gittiği o anlarda cehennemine gittiğini bilmiyordu. Uzak dur, dediği arkadaşının kollarında Barkın'ı gördüğü anda hayat Birce için durmuştu.

Barkın her şeyden habersiz mezuniyetinin tadını çıkarırken, Birce gözyaşlarıyla kırık dökük hayallerini ezerek gidiyor bir yandan da geçmişini düşünüyordu. Onunla geçen dört yılının hesabını bir gece yarısı gözyaşlarıyla hesaba çekiyordu.

Gerçekten sevmiş miydi? Gerçekten sevilmiş miydi? Seven adam bunu yapar mıydı? Dört yıllık bir ilişkiyi bir kalem de silip atar mıydı? Düşünüyordu genç kız, geçmişte yaşadığı her bir ayrıntıyı tek tek zihninde canlandırmaya çalışıyordu. Belki de dört yıl önce o gün hiç yaşanmamalıydı. 

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Where stories live. Discover now