48.BÖLÜM

3.2K 234 13
                                    

Hayat, insana yapmam dediği her şeyi bir bir yaptırırken sahnenin en önünde, protokolde yerini alarak büyük bir keyifle seyre dalıyordu. Ah be kader bunu da mı yaptıracaktın bana dedirtiyordu insana?

Birce, Barkın'ı hapishane de ziyaret etmesinin ardından şimdi de hastaneye gelmişti. Beril yoğun bakımdan çıktığı ve kendisini toparladığı için onunla son defa konuşup bugün Bolu'dan ayrılacaktı. Emre, Bertan ve Halil oteldeydiler. Buraya geldiğinden hiçbirinin haberi yoktu. Birce derin bir nefes alışverişinin ardından güç toplamak adına gözlerini kapadı. Her şeyi unutmak istiyordu. Artık geçmişini bir kenara atıp üzerinden geçip gitmek istiyordu. Düşündükçe içinde çırpınıyor, çırpındıkça boğuluyor, daha fazla dibe batıyordu. Değiştiremeyeceği şeyler yaşamıştı artık ama Emre ile yeni bir hayata başlaması için geçmişi geçmişte bıraktığına yürekten inanmaya ihtiyacı vardı. Barkın'ı ziyaretiyle ilk aşamayı geçen kız Beril ile yüzleşmesi bittiğinde ikinci aşamayı da atlatacak artık her şeyiyle Emre'ye gidecek ve ona onu mutlu edecek cevabını verecekti. Hastane odasının kapısını usulca tıklattı ve herhangi bir cevap beklemeden içeriye girdi. Yatakta sararmış suratı ve solgun bir halde yatan kızı gördüğünde bir an içi acıdı, yüzü huzursuzluğa ev sahipliği yaptı. Barkın'ın annesi Nazan Hanım koltukta gözlerini dinlendiriyordu. İçeriye birinin girmesiyle irkilerek toparlandı. Kapıda Birce'yi görünce ise yüzünde şefkatli bir tebessüm yerleştirdi.

"Birce, kızım hoş geldin." Dedi tüm samimiyetiyle.

Nazan Hanım, oğlunun tüm yaptıklarından dolayı Birce'ye karşı kendisini mahcup hissediyordu. Yüzünü ona her döndüğünde, ona her baktığında gözleri suçlulukla dolup taşıyordu. Beril yoğun bakımda gözlerini açtığı gün, Birce kızın yanından gözyaşları ile çıktığında Nazan Hanım onun yoluna çıkmıştı. Onu kolundan tutup kimsenin görmediği bir odaya sokup, hıçkırarak ondan özür dilemişti.

"Affet kızım, oğlumun bu hallere geldiğinin farkına bile varamadığım için beni affet. Sana da Beril'e de yaşattıkları için affet beni. Ben onun annesiyim, göremedim, konduramadım belki ama bu her ne kadar Barkın'ın suçu gibi gözükse de anne ve baba olarak bizde suçluyuz. Ama sana bir anne yüreği ile yalvarıyorum. Davandan vazgeç. Barkın kötü biri değil, onu İzmir'den tanıyorsun. Çığırından çıkmış olabilir ama inan ki o kötü biri değil. Barkın için değil ama şu yoğun bakımdaki kız için, onun karnındaki çocuğu, torunum için davandan vazgeç. Sana söz veriyorum bir daha yoluna çıkarmayacağım onu, ama geleceğini mahvetme kızım. Barkın oralarda yapamaz." Diyerek omuzları sarsılarak, genç kızın ellerini yalvarırcasına öperek konuşmuştu. Birce buna daha fazla katlanamadı. Bir anne yüreğinin bu kadar üzülmesine dayanamazdı. Artık önüne bakmak istiyordu. Sırf bu yüzden vazgeçecekti davasından.

Nazan Hanım, Birce'nin bu yüce gönüllüğü karşısında bir kez daha ona hayran olmuştu. Onu hep gelini olarak görmek istemişti ama kısmet olmamıştı. O artık bu kızcağızın yaralarını saracak, torununa sahip çıkacak, oğlunu yola getirecekti. Bunun için elinden ne geliyorsa da yapacaktı.

"Merhabalar Nazan Hanım." Dedi yüzündeki zoraki bir gülümsemeyle ona bakıyordu.

"Aaa ama aşk olsun kızım, hani teyze diyecektin." Diyerek ayağa kalktı ve sımsıcak bir şekilde ona sarıldı. Böylesine bir karşılama beklemeyen kızın son direnci de kırılıp yerle yeksan olurken gözünden akmaya başlayan yaşlara engel olamadı. Kızın kolları arasında dökülüp giden yaşları Nazan Hanımın da güçlü durabilme dirayetini de yıkıp geçmişti.

Beril yattığı yerden bu manzaraya şahit olmanın ezikliğini yaşıyordu. Birçok şeyi alt üst etmiş, birçok kişinin hayatını allak bullak etmişti. Bu pişmanlık, bu suçluluk bir ömür kendisini cezalandırması için yetecekti. Birce hasta yatağında yatan kızın gözleriyle buluştuğunda yaptığı hatayı fark ederek güçlükle de olsa Nazan Hanımın kolları arasından sıyrıldı.

Aşk Benim Hakkım# TAMAMLANDI#Where stories live. Discover now